Şehr-i Vanda Ramazan
Van da oruç ibadeti etrafında şekillenen on bir ayın sultanı ramazan, ebruda dile gelen renk ve figürlerdeki ahenge benzer. Her anında lezzet ve heyecan vardır. Bu lezzeti ve heyecanı oruçlu olanda olmayanda tadar ve hisseder. Geçmişiyle bugünüyle Vanda yaşanan ramazanlardan sizler için bir özet.
Yazı Tarihi: 15 Temmuz 2014 Salı
Unutulmaya yüz tutan değerler yeniden hayat bulur. Şehr-i Van'ın ramazan ayında.
Günlük koşturmanın, yaşam mücadelesinin hızı, rengi ramazan ile birlikte değişir. Caddelerinde, marketlerinde, fırınında, sokağında, pazarında, kasabında, iş yerinde, mahallesinde, bahçesinde, insan ilişkilerinde yaşanan ve yaşatılan ramazanın Van'a özgü farkı bedende ve ruhta iklim değişikliği gibi hissedilir. Bu iklim ne yaza ne kışa, benzer. Hissetmek için Van'da yaşamak lazım. En azından bir iftar saati, Van'ın sokaklarını, evlerini, ya da Van Kalesinin burcundan gün zevale girerken ezanlar eşliğinde iftar anını gözlemleyerek anlamak tatmak gerekir. Gönülleri coşturan ramazan ayının Vanlılar tarafından şenliğe nasıl dönüştürüldüğüne tanık olmak lazım. Van'da ilk defa ramazan geçiriyorsanız, oruç tutuyorsanız sevgi, merhamet yoğunluklu “hay-huy” sizi de içine alır. Arınmanın, kavrulmanın, savrulmanın, yardımlaşmanın, paylaşmanın, dayanışmanın, nihayet şefkatin derinliklerine dalarsınız Şehr-i Van ramazanında. Her sofradan ayrı tat, ayrı bir lezzet alırsınız Osmanlının Doğudaki en önemli kentlerinden olan Van'da. Bir devrin benzersiz toplumsal yaşam kültüründen akıp gelen yansımaları bulursunuz bizim ellerde. Ayrıntılar sizi kimi zaman İstanbul'a, kimi zamanda Bursa'ya alır götürür. Uzaklarda yakını, yakınlarda uzağı, yoklukta varlığı, varlıkta yokluğu, açlıkta tokluğu, teklikte çokluğu, merhamette vicdanı, erdemde demi, sükûnette coşkuyu bulursunuz bu şehrin ramazan ayı zaman diliminde.
HAZIRLIKLAR ÜÇ AYLAR İLE BİRLİKTE BAŞLAR
Vanlılar, geçmişten gelen engin bilgi ve birikim ile bugünün ihtiyaçlarını da karşılayan usul ve kaideler içersinde ramazana yalnız bedenleriyle değil, maddî ve manevî bütün varlıklarıyla hazırlanırlar. Bu hazırlıklar üç aylar ile birlikte yani Recep, Şaban ile başlar. Hazırlıklarda önceliği temizlik alır. Evlerde hanımlar ramazan ayına kısa bir süre kala ramazan bayramını da kapsayacak ölçüde ayrıntılı, genel bir temizlik seferberliği başlatırlar. Başta, halılar, giysiler ve diğer yıkanacaklar yıkanır, silinir, temizlenir, ütülenirken, gerekli olan evler de badanalanır, boyanır. Rahmetli anamdan bilirim: Geleneklerden gelen öğretiyle Vanlı bilge hanımlar yıkama sırasında sessizce üç salâvat okurlar. Burada dile getirilen salâvat, temizliğe verilen manevi standarttır, ruhsattır. Yani; evler temizlenmiş, arındırılmış, durulmuş, aklanmış ve paklanmıştır. Bu işlem “ evimiz abdestlidir ” veya “ Selâvatlandırıldı ” şeklinde değer kazanır. Van'da üç ayların başlangıcından ramazan ayının son gününe kadar üç ay süreyle oruç tutanlar olduğu gibi, ramazan ayını kutsal topraklarda geçirenler de olur. Bir kısım Vanlılar ise ramazan ayı boyunca zorunlu olmadıkça uzun süreyle il dışı syhatine çıkmazlar, aile efradı ile birlikte olmaya özen gösterirler. Bu bağlamda ramazan ayını ve oruç tutmayı olumsuz etkileyecek, güncel, acil olmayan bir kısım işlerde ramazan ayı sonrasına ertelenir. Öte taraftan, çalışanlardan bir kısmı da izinlerini ramazan ayında kullanmayı tercih ederlerken il dışiında olanlarda ramazanda ailelerin yanına dönerler.
KABRİSTANLAR ZİYARET EDİLİR
Kuruluşlar, kurumlar, şirketler, esnaflar tarafından bastırılan; özlü sözlerin ve hadislerin yer aldığı, oruç yasaklarının başladığı fecr-i sadık, yani tan yerinin ağarma vaktini gösteren imsakiyeler dağıtılır. Kur'an okuyan veya okunan Kur'an-ı dinlemek isteyen bayanlar, ramazan ayı boyunca aralarında kararlaştırdıkları bir evde toplanarak hatim indirirler. Bunun içinde ramazana sayılı günler kala hangi evde, kimler, saat kaçta, Kur'an okuyacakları ortak olarak kararlaştırılır. Kur'an okunacak bu ev, genelde yaşça büyük, ev ortamı müsait olan komşu evi olur. Ramazan'a bir gün kala kabristanlar mutlaka ziyaret edilerek “ Yasin-i Şerif ” okunur. Dualar yapılır. Kabristanlarda fakirlere, çocuklara para, lokum, bisküvi, şekerleme dağıtılır. Ramazanın ilk günleri Vanlıların “ hatırlı ” olarak adlandırdıkları ramazan öncesi yakınları vefat etmiş, başından üzücü olay geçen, kalbi kırık, yüreği buruk, bir yanı yıkık akrabalar, dostlar, komşuların yanı sıra hastalar, yaşça büyüklerin, dostların ramazanları kutlanır. Bunlar arasında ekonomik durumları yeterli olmayanlara onurları kırılmadan gizlice maddi ve manevi yardımlar yapılır.
MANEVİ ŞÖLENE KATILIRLAR.
Ramazanın geliş müjdesini veren hilali gökyüzünde arayan Vanlılar “göründü-görünmedi” arayışı ' Yevmüşşek ' in yani şüpheli arayışın bir parçası olur. Ancak çoğunluk Diyanetin İşleri Başkanlığı'nın genel kararına uyar. Ramazanın ilk günü önceden belirlenmiş evlerde, bir araya gelen bayanlar Kur'an-ı okumaya başlarlar. Kur'an okuma sonrası hanımlar arasında dertleşme ve kısa süreli sohbet anı oluşur. Giderayak bu sohbette; güncel gelişmeler, yemekler, şehirde, mahallede gelişen olaylar, hastalar, sıkıntılar, sitemler, sevinçler, duyumlar, yardım ve ilgi bekleyenler, ziyaret edilmesi gerekenler, küskünlerin barıştırılması gibi konular dile gelir. Bazı aileler ise ramazan ayı boyunca evlerinde Kur'an okumak üzere “hafız” tutarlar. Hafızlar bulundukları evlerde sesinin duyulabileceği odada Kur'an Kerim okur. Evde bulunanlar da hafızı Kur'an okuyarak veya dinleyerek takip ederler. Hafızlar Şehrivan'a ramazan ayında genelde Siirt, Mardin gibi illerden ramazan ayı için gelirler. Hafızlara mukabele sonrası çeşitli hediyeler alınır. Para verilerek gönülleri hoş edilir. Müftülükçe camilerde mukabele okuyacak hafızlar, vaazlar tespit edilir, görev dağılımı yapılır. İş yerlerinde zamanı olan esnaflar da Kur'an okurlar. Ramazan'ın ilk gününde camilerde, cemaatle kılınan öğle ve ikindi namazları sonrası, Kur'an okumayı bilen erkekler hafızların okudukları “mukabeleyi” takip ederler. Kur'an okumayı bilmeyenler ise “ mukabele ” dinleyerek manevi şölene katılırlar.
ŞEHR-İ VAN BİR BAŞKADIR
İftar saatine doğru fırınlardan yayılan Osmanlı sultan sofralarından günümüz sofralarına gelen, susamlı, çörek otlu, yumurtalı pide kokuları ise iştah kabartır. İftara hazırlık yapan lokantaların, varlıklı Vanlı eşrafların, kurumların yolculara, misafirlere, yardıma muhtaç olanlara yönelik açtıkları iftar sofralarından burunlara nükseden yemek kokuları, çiğ köfte ustalarının tebessümleri, fırınlarda kıymalı pide, ramazan pidesi, çömlek, Van tavası bekleyen kalabalıklar da Şehr-i Van bir başkadır. Van'ın tanınan, nüktedan renkli simalarının çarşı pazardaki sohbetleri, şakalaşmaları, sabırlıların sabırsızlara telkinleri, bağrışmalar, kısa süreli ağız dalaşları ise izlenmeye değerdir.
EZAN SEDALARI SEMADA DÜET YAPAR
Nihayet güneş harını Van Gölüne süzerken, ateş suyla bütünleşir, sükûnet hâkim olur. İftar topu ses verir, camilerden yükselen ezan sedaları semada düet yapar. Vanlı hanımlar ilk iftar akşamı midede zikir etsin diye hazırladıkları “ Keşkek ” veya tatlı ve yemeklerden bir tabak komşularına gönderir. Bu tabaklar da teşekkür babında nezaketen yine dolu olarak komşuya iade edilir. Damlara, yüksek bir yere çıkarak iftar saatini beklemekte olan çocukların “ ezan okundu, ezan okundu.”, “top atıldı, top atıldı!..” sevinç çığlıkları duygusallığın yoğunlaştığı andır. Hamd ve dualar ile başlayan iftar sofralarında: İftariyelik; Hurma, Otlu Peynir, Zeytin, Sucuk, Reçel, Bal, Tereyağı, Haşlanmış yumurta, Su böreği, çiğköfte, Çorba; Domates, Mercimek, Tavuk, Şehriye, Sebze, Ayran Aşı, Erişte, domates Yemek; Pilavlar, dolmalar, Et kavurma, Kuru Fasulye, Bamya, güveç, Fırın Tava, Kıymalı Pide, Kuzu Fırın, Yahni, Haşlama, Tavuk, Ekmek; Pideler, Lavaş, Taptapa, Somun, Tandır, İçecek; Hoşaf, Ayran, Cola, Şerbet, Tatlı; Baklava, Komposto, Kadayıf, Baklava, Revani, Güllaç, Kaşık, Çimdik, Sütlaç, Helva, Ğelbir Tatlısı, Cevizli İşbabyan ( Kaysı kızartması ) Sahurluk; Murtuğa, Van Cacığı, Hoşaf, Kahvaltılıklar, Çorba, Börek Pirinç Pilavı, Soğuk Kıymalı Pide, Kesme Çörek, Van Çöreği, Cevizli Çörek, Bal, tereyağı, Reçel, Tahin, Pekmez, Ceviz, Otlu Peynir, Peynir, Hafif Yemekler, Yumurta, Süt, Çay dan oluşur. Bu yiyecek ve içecekler mevsim ve bütçeye göre farklılık gösterir.
ÇAY TİRYAKİLERİ ÇAY İÇERLER
Oruçlar açılır ve iftar yapılırken ramazan güneşi gibi evlere bereket yağar, sofraları birbirinden leziziz yemek kokuları bürür. Gurur, kibir, kin, nefret, küskünlük bir bulut gibi dağılır. Sevgi rüzgârı fırtına, damlası deniz olur. Ailelerin en muhteşem birlik, bütünlük tablosunu oluşturan ramazan sofralarında kaşık, çatal, tabak, kap, kaşık ve sürahilerden bardaklara akan su sesi ve hareketlenen eller senfoni orkestrasına dönüşür. Bazı Vanlılar yakarış, şükür ve dua sonrası iftariyeliklerle başlayan iftar yemeklerine akşam namazı için ara verir, namaz sonrası iftarına devem ederler. Çay tiryakileri orucu bozmalarının ardından öncelikle bir bardak çay içerler. Zira asıl çay faslı yemek sonrası da çerezler, kuru üzüm, limon, lokum, hurma, peynirli şeker, incir, kak, gül şurubu, ayva, akide şekerleri, fokurdayan semaver uğultusu ve demliklerden yayılan çay buharı eşliğinde “Çay dediğin âdeti beldedir, çay ne, say ne, biri demdir, iki gamdır…” dizelerinde olduğu gibi çay saati ile keyfe dönüşür. Köpüklü Türk kahvesi de tutkunlarının dudaklarında çoktan yerini alır.
TERAVİHE DOĞRU YOL ALIRLAR
İftar sonrası, ışıl ışıl yanan camilere doğru dostlar, arkadaşlar, komşular bir araya gelerek nefsin istirahatı, ramazan gecelerinin ihyası için, teravihe doğru yol alırlar. Teravih namazlarında bayanlar da camilerde kendileri için ayrılan bölümde huşu ile teravihe katılırlar. Kimi Vanlılar ramazan ayı boyunca teravih namazlarını yedi camii gezerek eda ederler. Eski Van şehrinde ayakta duran Kayaçelebi, Hüsrevpaşa, Süleyman Han, Hor camilerinde vakit ve teravih namazları kılınarak geçmişle bugün arasında gönül bağı kurulur. Müftülük tarafından tespit edilen bir iki camide ise teravih namazları cüz ile kılınır. Son yıllarda çok katlı binaların hızla arttığı Şehr-i Van' da her sitenin bodrum katlarındaki dairelerden biri mutlaka site sakinlerinin ortak kullanıma ayrılır. ( Taziye nişan, ders çalışma, toplantı, eğitim, ibadet gibi sosyal ve kültürel amaca yöneliktir. Çay ocağı, sandalyeleri, sehpaları ile hizmete hazır halde bulunur. ) Bu dairelerde de ramazan boyunca site sakinleri teravih namazlarını topluca kılarlar. Çocuklar teravih namazlarını büyüklerle camilere giderek paylaşırken, teravih arkadaşlığı süresince çocuklar büyüklerden edep, erkân, gelenek görenek, öğrenirler. Küçük çocukların camilerdeki haylazlıkları, muziplikleri caminin manevi havasını olumsuz etkilese de ikazlar yapılır, bağırılır çağırılır ama sonuçta çocuktur denilerek her şey hoş görülür.
RAMAZANIN KÜLTÜREL BOYUTU YAŞANIR
Yaz aylarına denk gelen ramazan gecelerinde teravih sonrası erkekler genelde oyunsuz/oyunlu kahvehanelerde bir araya gelir, geç saatlere kadar çay eşliğinde derin muhabbetler yapılır. Geceler ramazanın kültürel boyutu yaşanır. Hanımlar da ev gezilerine çıkar, akraba ve dostlarıyla bir araya gelirler. İftar sonrası açılan iş yerleri ramazan gecelerine şehre canlılık kazandırır. Musiki çevrelerinde olan Vanlılar ise, “ Van Oturma Gecelerinde ” ilahiler, Türk Sanat Müziği, Halk Müziği ve şiirler ile bir arada olurlar. Kültür Merkezi Salonunda Tasavvuf Müziği konserleri, Tiyatro ve varsa diğer sanatsal etkinlikler izlenir. Kış aylarına denk gelen ramazan geceleri ise genelde ev veya kapalı ortamlarda geçer. Sahura kalkacakları davulcular manileriyle, kurulan saatler ziliyle uyandırır. Bayanlar genelde sahur vaktine değin hem sohbet ederler hem de sahur hazırlığı yaparlar.
İFTAR DAVETLERİNDE AYRIM YAPILMAZ
Şehr-i Van' da ramazan ayı boyunca bazı umuma açık lokanta, kahvehane, pastane gibi yerler genelde kapalı olur. Bu iş yerleri kapalı oldukları ramazan boyunca iş yerlerinin genel bakım, temizlik ve onarımını yaparlar. Açık olanlar ise mekânlarının içi görünmesin, oruç tutanlara duyulan sayı gereği diye vitrinlerinin camlarını kapatırlar. Ancak Van'da oruç tutanlarda tutmayanlara da birbirlerine karşı anlayış, saygı içersinde geçer. İftar davetleri ile zenginleşen, güzelleşen ramazan paylaşmaya vesile olur. Akrabalar arasında davet kuralı, yaşça küçükten büyüğe doğru işler. İftar davetlerde oruç tutan tutmayan ayrımı yapılmaz. İftara davet edilenler de gidecekleri eve tatlı veya farklı bir hediye götürürler. Eli boş gitmezler. Özellikle oruç tutan çocukları sevindirmek, gönüllerini hoş etmek üzere itfaiyelikler alınır. İftariyelik geleneği büyükler arasında da olur. Oruç tutamayanlar da bir iftar öğünü tutarı kadar bir fakire yardım yapar.
ORUÇLU ÇOCUKLAR SIRTTA TAŞINIR
Van'a özgü bir çok gelenek, göreneği geçmişten günümüze taşıyan Vanlılardan İbrahim Aslanoğlu, çocukların oruç tutmalarını teşvik etmek amacıyla ramazanın gelmesine bir iki gün kala çocukları kebapçıya götürdüklerini. Ali Laleci ise yaşamının ilk orucunu tutan küçük çocukların büyükler tarafından sırtlarda gezdirilerek ödüllendirildiğini, Turan Haydaroğlu ise oruç tutmaya niyetlenen ancak bir süre sonra acıkarak yiyip, içen küçük çocukların bu orucuna Van kültüründe “ tabak orucu ” denildiğini belirtiyor. Muzaffer Gündüz ramazan boyunca Van'da iftar sofralarında bir misafirin bulunmasının arzu edildiğini, Sadettin Çabuker, zekâtını eksiksiz dağıtıma titizliği taşıyan bazı Vanlı tüccarların mallarını tek, tek ayrıntılı olarak saydıklarını, Yalçın Kitapçı, çocukluğundaki yaz mevsimine denk gelen ramazanlarında meyve sularının bulunmadığı dönemlerde evlerde yapılan şerbetlerin şişelere doldurulduğunu, akan “ Kehriz ” suyunda soğutularak iftarda içildiğini anlatıyor.
RAMAZANI TAÇLANDIRAN BAYRAM KALIR
Hiç dinmeyen bir neşe, bitmeyen bir zevk, eksilmeyen bir aşkla, tütüp giden bir ay varsa o da ramazandır. Bir sene içinde geçen bütün nazlı mevsimlerin, ayların özünü, ruhunu, gerçek manasında toplayan, en tatlı bir şive ile sunan ramazanda herkes payına düşeni yaşar ve yaşatır. Şehr-i Van'da kabristan ziyareti ile başlayan ramazan, yine arife günü kabristan ziyareti ile son bulur. Ramazan bayrama coşkuyla ulaşılır. Geriye, onarılmış kalpler, huzur bulan gönüller, tükenmeyen ümitler, yardımlaşmalar, arınmalar, dayanışmalar, ramazanı taçlandıran bayram kalır.