Sivil Toplum Örgütleri Barıştan Umutlu
Vandaki sivil toplum örgütleri, yapılan silah bırakma çağrısını değerlendirdi.
Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD) Van Şubesi Başkanı Kerem Baynal, silah bırakma çağrısını bayram olarak nitelendirdiğini belirterek, “Konuşulan 10 maddelik bir mutabakat var. Ben öyle düşünüyorum ki her bir madde silah bırakma çağrısı kadar önemlidir. Dolayısıyla silah bırakma belki öncelikli olarak söz konusu olması, çağrı yapılması, toplumun hepsinin bir hayaliydi, ulaşmak istediği bir noktaydı. Ama 10 maddeden sonraki demokratik seçme, insanların birbirlerini tanıma, ortak yaşam alanlarını oluşturma, eğitimle ilgili maddeler nasıl olacağını konuşmak bence silah bırakmak kadar önemlidir' dedi. İletişim olmadan hiçbir şey olmayacağını anlatan Baynal, şöyle konuştu: 'Bu geçişin mutabakat yoluyla açılmış olması en önemlisi diye düşünüyorum. Bu, bir sürü sorunu ortadan kaldırmaya kadar önemli, değerlidir. Hepimizin bu iletişim kanalının açık olması noktasında taraf olması gerekiyor. Çünkü iletişim olmadan hiçbir şeyi konuşamıyorsunuz. Dolayısıyla iletişim yolu açılmış olması, mutabakat yolu açık olması bir kere bir bayram niteliğinde düşünebileceğimiz bir değerdedir. İkincisi, 10 madde belki bugüne kadar hiç konuşulmayan veya konuşulduğu vakit, birileri hain, birinin tarafgir olarak değerlendirildiği noktalarda artık yazılı mutabakat şeklinde hem hükümetin hem de partinin yöneticilerin, milletvekili olduğu bir ortamda bunun dillendirilmesi sadece Türkiye için değil Ortadoğu halkları için çok çok değerli bir girişim olarak değerlendiriyorum.”
Türk Eğitim-Sen Van Şubesi Başkanı Kutbettin Yıldız da silahların tamamıyla bırakılmadığı müddetçe çağrının bir önemi olmadığını ifade ederek, “Biz gerek Türk Eğitim-Sen olarak gerek Türkiye Kamu-Sen olarak bizim dün de, bugün de, yarın da, gerek yurt genelinde gerek Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde bir terör olayı var. Bu terörden dolayı insanlarımızın hepsi mağdur. Köylümüz, çiftçimiz, polisimiz, askerimiz hepsi mağdur' diye konuştu.
Türkiye'nin bu terör olaylarından dolayı rahatsız olduğunu anlatan Yıldız, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Bu rahatsızlık ailelerin bütün fertlerine sirayet ediyor. Terörden dolayı çatışma ortamı oluşuyor. Bu çatışmalardan dolayı ekonomik kayıp oluyor. Yatırımlar yapılmıyor, insanlar işsiz kalıyor, silahlı kuvvetlere fazladan silahlar veriliyor, bu da ekonomik yönden bir fazladan para vermek demektir. Mesela eğitim meselesi de buna bağlı. Güvenlik sebebiyle öğretmenlerimiz buradan bir an önce tayinlerini alıp gitmek istiyor. Doktorumuz uzun süre burada çalışmak istemiyor. Bu da vatandaşın sağlığını olumsuz yönde etkiliyor. Yani terörün olduğu yerde huzur olmaz. Bu terörü bir şekilde sonuçlandırılmasında memnuniyet duymamak mümkün değil. Adına barış süreci denilen süreci hakikaten terör olmayacaksa, vatandaş rahat olacaksa, terörle polis veya asker arasındaki çatışma bitmesiyle vatandaşlar üzerindeki baskılar da ayrıca kalkacaksa biz daha çok seviniriz.”
Hükümet ile Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) ortak basın açıklaması yaptığını da hatırlatan Yıldız, şunları söyledi: “İnsanın aklına şu geliyor. HDP bir siyasi partidir, PKK bir terör örgütüdür. Şimdi onların adına onların açıklama yapmasını biz doğru bulmuyoruz. Yani bir siyasi partinin; devletin ve dünyanın tanıdığı PKK terör örgütü adına açıklama yapmasını doğru bulmuyoruz. Yani devlet bunları artık muhatap mı alıyor, nasıl alıyorsa alsın bu silahsızlandırmayı bitirmesi lazım. Yani insanların elindeki silahı bırakması, terör estirmemesi lazım. Huzur ve güvenin gelmesi bizi sevindirir. Ama bu şartlar konuşulurken terör örgütü mensuplarının silah bırakması lazım. ‘Biz savaşı bırakıyoruz değil, silahı bırakıyoruz' demesi lazım. KCK açıklamasına bakıyoruz silah bırakma kesinlikle yok. Terör mensupları Kandil'e gidecek, silahlarıyla birlikte Türkiye Cumhuriyeti sınırlarının hemen yakınında tehdit unsuru olarak kalmaya devam edecektir.”
Van Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası (SMMMO) Başkanı İbrahim Şahin de, çağrıyı olumlu karşıladığını belirterek sözlerini şöyle tamamladı: “Yıllardır Türkiye halklarının beklediği bir karar. Özellikle barış ve çözüm sürecinin başta Türkiye halklarının, yerelde de Van'a çok ciddi ve önemli bir katkı sunacağını düşünüyoruz. En azından akan kan duracak. Türkiye'nin 30 yılının iç çatışmada ciddi sıkıntılar içerisinde geçtiğini biliyoruz. Dolayısıyla bu barış ve çözüm süreci Türkiye halklarına bir nefes aldıracaktır. Türkiye'nin mali, kaynakları kurumayacaktır. Türkiye'ye demokrasi gelecektir. Yani bu açıdan en azından bir insan ölmeyecektir. İnsanların ölmemesi adına çok ciddi ve sevindirici bir karar olduğunu düşünüyorum.”