Son kale: CUMHURİYET!

İzmir’de Gazeteci Hasan Tahsin bayraklarıyla büyük bir ihtişam içinde kentin caddesinde yeri göğü inleten Yunan Ordusunun komutanlarına namlusunu yönelttiği tabancasının tetiğine basarken, saniyeler içinde delik deşik edileceğini biliyordu. Öyle de oldu. Kalibresi yüreğinin ölçüsü olan mermisi, Yunanlı komutanlardan birinin göğsünü paramparça ederken işgalcilerin ölüm kusan silahları da onu hayatından koparıyordu.

İzmir'de Gazeteci Hasan Tahsin bayraklarıyla büyük bir ihtişam içinde kentin caddesinde yeri göğü inleten Yunan Ordusunun komutanlarına namlusunu yönelttiği tabancasının tetiğine basarken, saniyeler içinde delik deşik edileceğini biliyordu. Öyle de oldu. Kalibresi yüreğinin ölçüsü olan mermisi, Yunanlı komutanlardan birinin göğsünü paramparça ederken işgalcilerin ölüm kusan silahları da onu hayatından koparıyordu.

O ilk kurşundu Anadolu'yu işgal edenlere:

“Başaramayacaksınız!” Mesajı veren

Günler peş peşe gelirken Anadolu işgal edildi. Son padişah İngiliz gemilerinden biriyle vatanı terki diyar eylerken çoktan İzmir'in dağlarında ateşler yanmaya başlamıştı.

Ne İngiliz, ne Fransız, ne de Yunanlı ve İtalyan içinde binlerce yüreğin alevlendiği topraklarda başlarına geleceklerinin henüz farkında değillerdi.

Elif'in kağnıları dizildi yollara. Dağlara çıktı efeler. Türkü, Kürdü ve bir cümlesi yekvücut oldu. İçteki hain ihanetlerine, yedi düvele karşı verilen o muhteşem isyan zaferle sonuçlandı.

Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarının akıl dolu savaş stratejileri Anadolu halkının sarsılmaz inancıyla birleşince, Yunan bayrağı İzmir'de gönderinden savruldu; Fransızlar, Antepli Karayılanın, Şahin Bey'in, Maraş'ta Sütçü İmam'ın, Ruslarda Erzurum'da Nene Hatun'un evlatlarının önünde tutunamadılar.

Ve milletin iradesi ne hilafeti taktı ne de mandalık gibi zincirli köleliği. Tam bağımsız Türkiye Cumhuriyet'ine giden yolun taşları aydınlıkla döşendi.

Ve geldik mi bu güne…

Cumhuriyet kazanımı olan ne kadar üretken işletmeler ve kurumlar varsa özelleştirme senaryosuyla topuyla tüfeğiyle Anadolu topraklarını işgal edemeyenlerin tapusu altına girdi.

15 Temmuz'da darbe girişiminin kara kapkara, kirli örtüsü kaldırılmaya başlandığında da baktık ki Türkiye Cumhuriyeti'nin kalbi dinci kisve altında örgütlenenlerin hain kuşatması altına girmiş.

Yani hançer vücuda girmiş ve tam yüreğe dokunacağı sırada…

O yürek Cumhuriyet!

Afganistan, Irak ve ardından Arap Baharı masallarıyla coğrafyamızı ele geçirmeye çalışanların ve onların işbirlikçileri şimdi Cumhuriyet dediğimiz son kaleyi ele geçirme hesapları içindeler. Bu hesapların gerçekleşmesi için kılıf da hazırlanmış. O kılıfta ne yazık ki istismar edilen din.

Son kalenin kapılarına dayanıldı.

Ya görmezden geleceğiz zapt edecekler… Ya da bütün hain planların dününü ve bugününü düşünerek hayır diyeceğiz.

Bu duygu ve bilinçle Cumhuriyet Bayramınızı kutlarım.

Açın al bayrakları pencerelerinizden, balkonlarınızdan, kapılarınızdan. Açın ki yer gök kırmızıya bürünsün. Açın ki yurdumuz gelincik denizine dönüşsün!

Düşürün ihanetlerin emperyalist etiketli maskelerini!

Hayır deyin bu hayâsız girişimlere…

Bakmadan Geçme