SORUMLUSU YARGI ÖNÜNE ÇIKACAK
Van Ticaret ve Sanayi Odası (VATSO) Yönetim Kurulu Başkanı Mirza Nadiroğlu, VATSO seçimlerinde AK Partili vekiller tarafından destekleneceğini iddia edenlerin bu iddiasını ispat etmeye davet etti. İddiasını ispat etmeyenlerin müfteri olacağını söyleyen Nadiroğlu, “Bu neye benziyor biliyor musunuz? Ben size Van’da pamuk yetişiyor diyorum, siz de bana hayır yetişmez diyorsunuz. Ben de hayır yetişir diyorum ve belgelerle ispat edeceğim diyorum. Van iklimi pamuk yetiştirmeye müsait değil, ama ben resmi evraklarla ispata kalkışıyorum. Müfterilikten kurtulmak için ısrarcı oluyorum ve aksini iddia edenleri ispata davet ediyorum” dedi.
Salih Geçken’in Tutku Radyo’da canlı olarak yayınlanan ‘Güne Bakış’ programına konuk olan VATSO Yönetim Kurulu Başkanı Mirza Nadiroğlu, Mayıs-Haziran 2013 aylarında yapılması planlanan oda seçimleri, K Türü Yetki Belgesi’nde yaşanan yolsuzluk ve usulsüzlük gibi birçok konuda açıklamalarda bulundu. Avrupa ülkelerinde 15 yıldır uygulanan NACE kodlaması sistemine daha yeni geçtiklerini söyleyen Nadiroğlu, NACE’deki kodlamalardan ötürü seçimler 2013 yılının Şubat-Mart aylarında yapılması planlanmasına rağmen yapılan itirazlar sonucu ertelendiğini kaydetti. Türkiye Odalar Borsalar Birliği’nin (TOBB), Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı ile yaptığı görüşmelerden sonra seçimlerin Bakanlar Kurulu kararı ile Mayıs-Haziran aylarına ertelendiğini anlatan Nadiroğlu, “Biz de haziran ayında seçim yapmayı planlıyoruz. Keşke seçim olsaydı. Depremi yaşamış tüccar, tacir, sanayici ve esnafımıza ikinci bir depremi yaşattılar. Önceleri oda seçimleri çok seviyeli geçiyordu. Ekonomik hayatın işleyişini bilmeyenler kendi hırsları uğruna bu süreci sabote etmekten çekinmediler ve seviyeyi çok aşağıya taşıdılar. Dünya hakimi ABD’de son iki ayda seçim yapılıyor. 15 yıldır odadayım böyle bir durumla karşı karşıya kalmadım. Seçimlerde seviye çok düşürüldü. Son iki ayda seçime gidilirdi. Tüccar, tacir ve sanayici kendi yöneticisini seçer meclise gönderirdi. Son iki yılda tüccar tacir sanayicimize ikinci depremi yaşattılar. Bunu hak etmemiştik” dedi.
“ÖYLE SEKTÖRLER VAR MECLİSTE TEMSİL EDİLMİYOR”
Tüccar, tacir ve sanayicinin sabah evinden çıkarken çek ve senet gibi birçok şeyi düşünerek çıktığını ifade eden Nadiroğlu, tüccar, tacir ve sanayicinin her ay ödemesi gereken kira, sigorta, vergi ile çek ve senedini düşündüğünü söyledi. Nadiroğlu, “İnsanlar bu hesaplarla mı uğraşsın, yoksa sabahtan akşama kadar seçim çalışmalarına mı çıksın? Bu tüccar, tacir ve sanayicilerimiz için sıkıntıya neden olur. İşiniz olmasa sizin için hava hoş, çalışanınızın sigorta primi gibi bir derdiniz yok. Bu konuyla ilgili biz de olan net bilgi seçimlerin 1 Mayıs-30 Haziran tarihleri arasında yapılacağıdır. Ağustos ayında da TOBB’un mali genel kurulu yapılacak. NACE kodlamasından ötürü 19 grubun 12 gruba düşürülmesinin müsebbibi biz değiliz. Bizden kaynaklandığı şeklinde yanlış bir algı var. Bu tamamen NACE kodlaması sisteminde kaynaklanıyor. Ben şu anki sisteme de karşıyım. Bu sistemin yanlış olduğunu söylüyorum. Bunu meclisimde de dile getirdim. Öyle sektörler var ki şu an mecliste temsil edilmiyor. Arkadaşlara talimat verdim. İtalya, Almanya, Fransa ve İngiltere’deki odalardan görüş almalarını istedim. Sistemin nasıl uygulandığını belirledikten sonra bunu TOBB’a bildireceğiz. Benim şahsi görüşüm ise her sektörden bir temsilcinin olması yönündedir. Birbirine yakın sektörlerin birleştirilmesinden ötürü bazı sektörlerden temsilciler olmadığı için o sektörlerin sorunlarını meclise taşımakta zorluk yaşanabiliyor. Her sektörden bir temsilcinin çıkması daha doğru olur. Şu anki sistemin doğru olduğunu düşünmüyorum. TOBB’un büyük bir çalışma yapması gerekir. Dünyadaki örneklerin bir benzerinin sonraki seçimde oturmuş olacaktır” diye konuştu.
“K TÜRÜ YETKİ BELGESİNİ TEKRAR VAN’A GETİRMEK İÇİN GÖSTERDİĞİM ÇABA HERKES TARAFINDAN ÇOK İYİ BİLİNİYOR”
K1 Türü Yetki Belgesi ile ilgili de açıklamalarda bulunan Nadiroğlu, yargı sürecinde olan bir konu hakkında çok fazla konuşmak istemediğini belirtti. Yaşanan yolsuzluk ve usulsüzlükten dolayı Van’da 4 bin esnafın mağdur olduğunu da kaydeden Nadiroğlu, yetki belgesi ofisini tekrar Van’a getirmek için nasıl çalıştıklarının da herkes tarafından çok iyi bilindiğini söyledi. Nadiroğlu, “2012 yılında gelen şikayet üzerine idari soruşturma başlattık. Durumun vahim olduğunu görünce de TOBB ve Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’na bilgi verdik. Müfettiş istedik. Müfettiş gelip dosyaları inceledikten sonra birçok şeyi o zaman gördük. İşin müsebbipleri yapılan araştırmalardan sonra ortaya çıktı. Bakanlık müfettişleri odaya geldikten sonra bütün dosyaları ele aldılar. Yapılan araştırmalar sonunda 2009 yılında yazılan yazılar ortaya çıktı. Allah şaşırtır ya. 2009 yılında Van İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil ve Denetleme Şube Müdürlüğü’ne yazılan yazıdan haberim yoktu. Müfettiş araştırmalarından sonra haberim oldu. 2009 yılında Emniyet Müdürlüğü Trafik Şube Müdürlüğüne yazı yazılıyor. Sahte K Belgesi ile ilgili duyumlar olduğu belirtilerek, bununla ilgili yol kontrollerinde uyguluma yapılması isteniliyor. Bu 24.09.2009 tarihinde gönderiliyor. Bu ört bas ediliyor. Gereği yapılmıyor. Müfettiş raporlarında o tarihte sahte belge sayısı çok az olmasına rağmen yazıdan sonra sayı hızla yükseliyor ve 298 adet sahte belgeye ulaşıyor” ifadelerine yer verdi.
“2009 YILINDA EMNİYETE YAZI YAZILACAĞINA SORUŞTURMA İÇİN TOBB İLE BAKANLIĞA BİLGİ VERİLMELİYDİ”
Bu yazıdan sonra olayın üstüne gidilmediğinin de altını çizen Nadiroğlu, 2012 yılında kendilerine gelen ihbardan sonra yönetim kurulunu topladıklarını ve hemen idari soruşturma açtıklarını kaydetti. Olayın vahim olduğunu duyunca da TOBB’a ve Bakanlığa bilgi verdiklerini söyleyen Nadiroğlu, “2009 yılında emniyete bu yazı yazılacağına idari soruşturma açılıp, TOBB ile Bakanlığa bilgi verilseydi bu sorun yaşanmazdı. Dört bin esnafın dosyaları koruma eşliğinde Diyarbakır’a gönderilmezdi” dedi.
Salih Geçken’in, emniyete yazılan yazının bir usul hatası mı yoksa işi bilmemekten mi kaynaklandığı şeklindeki sorusuna ise Nadiroğlu, “Ben bunu kamuoyunun takdirine bırakıyorum. Duyum alındıktan sonra emniyete yazı yazılıyor. Emniyet, ‘Bunun muhatabı biz değiliz. Muhatabının Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’dır’ diyor. Emniyete gönderilen yazıda ‘Sahte K Belgesi alanların listesi ektedir’ denilmesine rağmen öyle bir liste de yok. Bunun çözüm yerinin Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı olduğu söyleniyor. Yani yetki alanlarına girmediklerini söylüyorlar” cevabını verdi.
“O ZAMAN SUMEN ALTI EDİLMESEYDİ BU SORUNLAR YAŞANMAZDI”
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nca gönderilen raporların ellerinde olduğunu da vurgulayan Nadiroğlu, “Bu belgeler 2007 yılından itibaren veriliyor. Genel Sekreter bir yazı yazıyor. Ona cevaben muhatap kendilerinin olmadığını söyleniliyor. O zaman sumen altı edilmeseydi bu sorun yaşanmazdı. Bu işin müsebbibi var. Bu işin muhatabı Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’dır” dedi.
“OLAYIN SORUMLUSUNUN İSMİNİ BİR İKİ AY SONRA SİZ DE DUYACAKSINIZ BİZ DE DUYARIZ”
Olayının sorumlusunu ise yargı sürecinin devam ettiği için açıklayamayacağının altını çizen Nadiroğlu, ‘Siz değil misiniz? Şeklindeki bir soruya ise, “Hayır, kesinlikle ne ilgisi var. Tabi isim bellidir. Kurum memuru olarak çalışan bir yetkilidir. Öyle tahmin ediyorum ki bir iki ay sonra bu ismi siz de duyarsınız biz de duyarız. Birçok şehirden gelip buradan evrak almışlar. Kamyoncu esnafı ucuz diye bunu duyunca gelmiş Van’dan K belgesi almışlar. Tabi o evrakları alanlarda suçlu. Kamunun zararına neden olmuşlar. Onların da ifadeleri alınarak buraya gönderilecek. Burada bu işin müsebbibi olan kişi veya kişiler hesabını verecek. Zaten odamızdan ayrılmış. Memur olarak çalışıyordu. Bunun suçlusu kim veya kimlerse yargı önünde elbet hesap verecektir. Milletimiz de bundan haberdar olacaktır. Bu konu geçiştirilecek, küçümsenecek ve üstü örtülecek bir konu değildir. Bu konuda açıklamalarına herkes dikkat etmelidir. Süreci iyi bilenlerin susmayı tercih etmesi manidar olduğu kadar, hiç bilmeyenlerin de rastgele konuşması doğru değildir. Yargı süreci devam ettiği için sonradan öğrendiğim detaylara giremiyorum. Ama konuşan olursa da diyoruz ki; her lafa verecek bir cevabımız var elbet, lakin bir lafa bakarım laf mı, bir de söyleyene bakarım adam mı diye” cevap verdi.
“BU İDDİALAR ÇİRKİN ŞEYLERDİR”
Bazı milletvekillerinin yapılacak olan oda seçimlerinde kendisini destekleyecekleri şeklindeki iddialara da açık yüreklilikle cevap veren Nadiroğlu, “Bunlar çirkin şeylerdir. Ailemden ötürü siyaseti de iyi biliyorum. Hiç kimsenin ismini vermeden o kişileri iddialarını ispata davet ediyorum. Bu iddialarını ispat etmeyen müfteridir. Bakın adı üstünde vekil. Asil olan bizleriz. Şimdi asil olan bizler niye vekillerden destek isteyelim ki. Böyle bir şey olmaz. Oy kullanmada neden vekalet geçmez. Bu vicdan işi olduğu için vekalet kabul edilmiyor. Ben Van’da pamuk yetişiyor diyorum. Ama bunu ispatlamak zorundayım. Ben bir lafa bakarım laf mı, bir de söyleyene bakarım adam mı? Asiller gidip vekillerden destek istemez. Ben seçimlere siyasetin karışmasının doğru olmadığını söylüyorum. Biz de bazı şeyler duyuyoruz. Biz de rahatsızız.
Ben bakanlar ile vekillerle görüşen bir insanım. Ben halen oda başkanıyım ve görevimin başındayım. İlimin ve esnafımın sorunlarını iletmek için bakanlar ile vekillerle görüşüyorum. Ben sanki bugüne kadar vekillerle görüşmemiş, seçimlerden dolayı Ankara’ya ilk kez gidip bunlarla görüşüyorum. Her zaman her şartta görüşen bir insanım” dedi.
“HER İNSANLA KAVGA EDERSENİZ KENTİNİZE HİZMET EDEMEZSİNİZ”
Hırs ve kibrin yok edici olduğunu, hırsa kapılanların yok olmaya mahkum olduğunu dile getiren Nadiroğlu, odanın bugüne kadar kavgacı kimliğiyle ön plana çıktığını anlattı. Nadiroğlu, “VATSO dendiğinde akla kavga geliyordu. Bakın ben Fatih Beyle polemik yaşamama rağmen yine uyum yolunu bulduk. Siz her insanla tartışırsanız kentinize hizmet edemezsiniz. Kavgayla sonuç elde edemezsiniz. Hiçbir şey için seviyeyi düşürmeye gerek yoktur. Bakın projelerimizin sonuca ermesinin en büyük nedenlerden biri de uzlaşılı çalışmalarımız oldu. Bakın o projelerin bütçesini tamamlamak için onlarca defa ricada bulunduk. Onlarca kişinin kapısını çaldık. Bazıları Fuar ve Kongre Merkezi Projesi’nin kendilerine ait olduğunu söylüyor. Benim de kafamda onlarca proje var. Ben de onlarca şeyi konuşuyorum. Mesela Erek Dağı’nın tepesine kadar bir teleferik kursak diyorum. Van Kalesi’ne yürüyen merdiven kuralım, yaşlı insanlar için iyi olmaz mı? Önemli olan bir projeyi nihayete erdirmektir. Nihayete ermeyen projenin ne anlamı olabilir ki. Bakanlara gittik. Kapılarında bekledik. Buralara geldiklerinde onları misafir ettik. O bütçeleri çıkarmak öyle kolay olmadı. Van’da 19 yıldan beri fuarlar çadırlarda, parklarda ve spor tesislerinde çamur ve kar ile yağmur suları içinde yapılıyordu. Ama artık kendi mekanımızda yapacağız ve üreticilerimiz daha az ücret ödeyerek katılabilecekler” diye konuştu.
“BU ÜÇ PROJE ODAMIZA AİTTİR, SAHİPLENMEMİZ KADAR DOĞAL BİR ŞEY OLAMAZ”
VATSO’nun kendisine ait bir kurum olmadığını söyleyen Nadiroğlu, “12 bin 500 üyesi olan bir odanın projesini ben kendi adıma niye sahipleneyim. VATSO bir kurumdur. Bu proje üç defa revize edildi. Biz bu projenin finansmanını çıkarmak için onlarca uğraş verdik. Bu projeyi Özel İdare ve odamız takip ediyor. Şu an bizim odamız bünyesinde Tekstil Kent Birimi var. İşin başında konularında uzman arkadaşlar var. Gerekli çalışmalar yapılıyor. Müracaatlar bize geliyor. Önemli olan bu projenin yürümesi için gerekli çabayı gösterip gerektiği yerde hizmet etmektir. Tekstil Kent Projesi için ‘Hayal görülüyor’ diyorlardı. Ama biz bu depremi fırsata çevirdik. İstanbul, Denizli ve Kahramanmaraş’a giderek oradaki fabrikaları yerinde inceledik. Bu projeyi 50 yıllık bir öngörü ile hazırladık. Sonuçta Van kazandı Van insanı kazandı. Bakın Tekstil Kent’in kaynağını buluncaya kadar çok çile çektik. Yaklaşık 10 bin kişi burada iş bulacak. 300 bin dönümlük bir arazi üzerinde kurulacak olan bu projeye 275 bin dönümlük arazi daha kattık. Bu projeyi hayata geçirmemizin tek nedeni uzlaşıdır. Bu yaptıklarımızın sürekliliğini sağlayarak tacir, tüccar ve sanayicinin mutluluğunu sağlamaktır” görüşüne yer verdi.
Yenilenebilir Enerji Projesi’nin ise tamamen kendilerine ait olduğunu vurgulayan Nadiroğlu, “O proje tamamen bize aittir. 50 yıllık bir öngörüyle hazırlanan Tekstil Kent daha çok büyüyecek. Oranın enerjisi ihtiyacını hazırladığımız proje ile biz sağlayacağız” dedi.
OHB’NİN YERİ BELİRLENDİ
Organize Hayvancılık Bölgesi Projesi için de Gürpınar ilçesinde yer belirlendiğini söyleyen Nadiroğlu, bunun 5 bin dönümlük bir arazi üzerine kurulacağını kaydetti. Nadiroğlu, “VATSO Yönetim Kurulu Başkanlığı’na geldiğimde Ekonomi Konseyi işlevsiz bir hale gelmişti. Birliktelikle hareket edince yetkililer baktılar ki burada bireysellik yok. Birliktelik var. Onun için bize destek verdiler” şeklinde konuştu.vanhaber, van, haber, van habermirza nadiroğlu, tutku radyo, salih geçken, vatso
Salih Geçken’in Tutku Radyo’da canlı olarak yayınlanan ‘Güne Bakış’ programına konuk olan VATSO Yönetim Kurulu Başkanı Mirza Nadiroğlu, Mayıs-Haziran 2013 aylarında yapılması planlanan oda seçimleri, K Türü Yetki Belgesi’nde yaşanan yolsuzluk ve usulsüzlük gibi birçok konuda açıklamalarda bulundu. Avrupa ülkelerinde 15 yıldır uygulanan NACE kodlaması sistemine daha yeni geçtiklerini söyleyen Nadiroğlu, NACE’deki kodlamalardan ötürü seçimler 2013 yılının Şubat-Mart aylarında yapılması planlanmasına rağmen yapılan itirazlar sonucu ertelendiğini kaydetti. Türkiye Odalar Borsalar Birliği’nin (TOBB), Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı ile yaptığı görüşmelerden sonra seçimlerin Bakanlar Kurulu kararı ile Mayıs-Haziran aylarına ertelendiğini anlatan Nadiroğlu, “Biz de haziran ayında seçim yapmayı planlıyoruz. Keşke seçim olsaydı. Depremi yaşamış tüccar, tacir, sanayici ve esnafımıza ikinci bir depremi yaşattılar. Önceleri oda seçimleri çok seviyeli geçiyordu. Ekonomik hayatın işleyişini bilmeyenler kendi hırsları uğruna bu süreci sabote etmekten çekinmediler ve seviyeyi çok aşağıya taşıdılar. Dünya hakimi ABD’de son iki ayda seçim yapılıyor. 15 yıldır odadayım böyle bir durumla karşı karşıya kalmadım. Seçimlerde seviye çok düşürüldü. Son iki ayda seçime gidilirdi. Tüccar, tacir ve sanayici kendi yöneticisini seçer meclise gönderirdi. Son iki yılda tüccar tacir sanayicimize ikinci depremi yaşattılar. Bunu hak etmemiştik” dedi.
“ÖYLE SEKTÖRLER VAR MECLİSTE TEMSİL EDİLMİYOR”
Tüccar, tacir ve sanayicinin sabah evinden çıkarken çek ve senet gibi birçok şeyi düşünerek çıktığını ifade eden Nadiroğlu, tüccar, tacir ve sanayicinin her ay ödemesi gereken kira, sigorta, vergi ile çek ve senedini düşündüğünü söyledi. Nadiroğlu, “İnsanlar bu hesaplarla mı uğraşsın, yoksa sabahtan akşama kadar seçim çalışmalarına mı çıksın? Bu tüccar, tacir ve sanayicilerimiz için sıkıntıya neden olur. İşiniz olmasa sizin için hava hoş, çalışanınızın sigorta primi gibi bir derdiniz yok. Bu konuyla ilgili biz de olan net bilgi seçimlerin 1 Mayıs-30 Haziran tarihleri arasında yapılacağıdır. Ağustos ayında da TOBB’un mali genel kurulu yapılacak. NACE kodlamasından ötürü 19 grubun 12 gruba düşürülmesinin müsebbibi biz değiliz. Bizden kaynaklandığı şeklinde yanlış bir algı var. Bu tamamen NACE kodlaması sisteminde kaynaklanıyor. Ben şu anki sisteme de karşıyım. Bu sistemin yanlış olduğunu söylüyorum. Bunu meclisimde de dile getirdim. Öyle sektörler var ki şu an mecliste temsil edilmiyor. Arkadaşlara talimat verdim. İtalya, Almanya, Fransa ve İngiltere’deki odalardan görüş almalarını istedim. Sistemin nasıl uygulandığını belirledikten sonra bunu TOBB’a bildireceğiz. Benim şahsi görüşüm ise her sektörden bir temsilcinin olması yönündedir. Birbirine yakın sektörlerin birleştirilmesinden ötürü bazı sektörlerden temsilciler olmadığı için o sektörlerin sorunlarını meclise taşımakta zorluk yaşanabiliyor. Her sektörden bir temsilcinin çıkması daha doğru olur. Şu anki sistemin doğru olduğunu düşünmüyorum. TOBB’un büyük bir çalışma yapması gerekir. Dünyadaki örneklerin bir benzerinin sonraki seçimde oturmuş olacaktır” diye konuştu.
“K TÜRÜ YETKİ BELGESİNİ TEKRAR VAN’A GETİRMEK İÇİN GÖSTERDİĞİM ÇABA HERKES TARAFINDAN ÇOK İYİ BİLİNİYOR”
K1 Türü Yetki Belgesi ile ilgili de açıklamalarda bulunan Nadiroğlu, yargı sürecinde olan bir konu hakkında çok fazla konuşmak istemediğini belirtti. Yaşanan yolsuzluk ve usulsüzlükten dolayı Van’da 4 bin esnafın mağdur olduğunu da kaydeden Nadiroğlu, yetki belgesi ofisini tekrar Van’a getirmek için nasıl çalıştıklarının da herkes tarafından çok iyi bilindiğini söyledi. Nadiroğlu, “2012 yılında gelen şikayet üzerine idari soruşturma başlattık. Durumun vahim olduğunu görünce de TOBB ve Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’na bilgi verdik. Müfettiş istedik. Müfettiş gelip dosyaları inceledikten sonra birçok şeyi o zaman gördük. İşin müsebbipleri yapılan araştırmalardan sonra ortaya çıktı. Bakanlık müfettişleri odaya geldikten sonra bütün dosyaları ele aldılar. Yapılan araştırmalar sonunda 2009 yılında yazılan yazılar ortaya çıktı. Allah şaşırtır ya. 2009 yılında Van İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil ve Denetleme Şube Müdürlüğü’ne yazılan yazıdan haberim yoktu. Müfettiş araştırmalarından sonra haberim oldu. 2009 yılında Emniyet Müdürlüğü Trafik Şube Müdürlüğüne yazı yazılıyor. Sahte K Belgesi ile ilgili duyumlar olduğu belirtilerek, bununla ilgili yol kontrollerinde uyguluma yapılması isteniliyor. Bu 24.09.2009 tarihinde gönderiliyor. Bu ört bas ediliyor. Gereği yapılmıyor. Müfettiş raporlarında o tarihte sahte belge sayısı çok az olmasına rağmen yazıdan sonra sayı hızla yükseliyor ve 298 adet sahte belgeye ulaşıyor” ifadelerine yer verdi.
“2009 YILINDA EMNİYETE YAZI YAZILACAĞINA SORUŞTURMA İÇİN TOBB İLE BAKANLIĞA BİLGİ VERİLMELİYDİ”
Bu yazıdan sonra olayın üstüne gidilmediğinin de altını çizen Nadiroğlu, 2012 yılında kendilerine gelen ihbardan sonra yönetim kurulunu topladıklarını ve hemen idari soruşturma açtıklarını kaydetti. Olayın vahim olduğunu duyunca da TOBB’a ve Bakanlığa bilgi verdiklerini söyleyen Nadiroğlu, “2009 yılında emniyete bu yazı yazılacağına idari soruşturma açılıp, TOBB ile Bakanlığa bilgi verilseydi bu sorun yaşanmazdı. Dört bin esnafın dosyaları koruma eşliğinde Diyarbakır’a gönderilmezdi” dedi.
Salih Geçken’in, emniyete yazılan yazının bir usul hatası mı yoksa işi bilmemekten mi kaynaklandığı şeklindeki sorusuna ise Nadiroğlu, “Ben bunu kamuoyunun takdirine bırakıyorum. Duyum alındıktan sonra emniyete yazı yazılıyor. Emniyet, ‘Bunun muhatabı biz değiliz. Muhatabının Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’dır’ diyor. Emniyete gönderilen yazıda ‘Sahte K Belgesi alanların listesi ektedir’ denilmesine rağmen öyle bir liste de yok. Bunun çözüm yerinin Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı olduğu söyleniyor. Yani yetki alanlarına girmediklerini söylüyorlar” cevabını verdi.
“O ZAMAN SUMEN ALTI EDİLMESEYDİ BU SORUNLAR YAŞANMAZDI”
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nca gönderilen raporların ellerinde olduğunu da vurgulayan Nadiroğlu, “Bu belgeler 2007 yılından itibaren veriliyor. Genel Sekreter bir yazı yazıyor. Ona cevaben muhatap kendilerinin olmadığını söyleniliyor. O zaman sumen altı edilmeseydi bu sorun yaşanmazdı. Bu işin müsebbibi var. Bu işin muhatabı Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’dır” dedi.
“OLAYIN SORUMLUSUNUN İSMİNİ BİR İKİ AY SONRA SİZ DE DUYACAKSINIZ BİZ DE DUYARIZ”
Olayının sorumlusunu ise yargı sürecinin devam ettiği için açıklayamayacağının altını çizen Nadiroğlu, ‘Siz değil misiniz? Şeklindeki bir soruya ise, “Hayır, kesinlikle ne ilgisi var. Tabi isim bellidir. Kurum memuru olarak çalışan bir yetkilidir. Öyle tahmin ediyorum ki bir iki ay sonra bu ismi siz de duyarsınız biz de duyarız. Birçok şehirden gelip buradan evrak almışlar. Kamyoncu esnafı ucuz diye bunu duyunca gelmiş Van’dan K belgesi almışlar. Tabi o evrakları alanlarda suçlu. Kamunun zararına neden olmuşlar. Onların da ifadeleri alınarak buraya gönderilecek. Burada bu işin müsebbibi olan kişi veya kişiler hesabını verecek. Zaten odamızdan ayrılmış. Memur olarak çalışıyordu. Bunun suçlusu kim veya kimlerse yargı önünde elbet hesap verecektir. Milletimiz de bundan haberdar olacaktır. Bu konu geçiştirilecek, küçümsenecek ve üstü örtülecek bir konu değildir. Bu konuda açıklamalarına herkes dikkat etmelidir. Süreci iyi bilenlerin susmayı tercih etmesi manidar olduğu kadar, hiç bilmeyenlerin de rastgele konuşması doğru değildir. Yargı süreci devam ettiği için sonradan öğrendiğim detaylara giremiyorum. Ama konuşan olursa da diyoruz ki; her lafa verecek bir cevabımız var elbet, lakin bir lafa bakarım laf mı, bir de söyleyene bakarım adam mı diye” cevap verdi.
“BU İDDİALAR ÇİRKİN ŞEYLERDİR”
Bazı milletvekillerinin yapılacak olan oda seçimlerinde kendisini destekleyecekleri şeklindeki iddialara da açık yüreklilikle cevap veren Nadiroğlu, “Bunlar çirkin şeylerdir. Ailemden ötürü siyaseti de iyi biliyorum. Hiç kimsenin ismini vermeden o kişileri iddialarını ispata davet ediyorum. Bu iddialarını ispat etmeyen müfteridir. Bakın adı üstünde vekil. Asil olan bizleriz. Şimdi asil olan bizler niye vekillerden destek isteyelim ki. Böyle bir şey olmaz. Oy kullanmada neden vekalet geçmez. Bu vicdan işi olduğu için vekalet kabul edilmiyor. Ben Van’da pamuk yetişiyor diyorum. Ama bunu ispatlamak zorundayım. Ben bir lafa bakarım laf mı, bir de söyleyene bakarım adam mı? Asiller gidip vekillerden destek istemez. Ben seçimlere siyasetin karışmasının doğru olmadığını söylüyorum. Biz de bazı şeyler duyuyoruz. Biz de rahatsızız.
Ben bakanlar ile vekillerle görüşen bir insanım. Ben halen oda başkanıyım ve görevimin başındayım. İlimin ve esnafımın sorunlarını iletmek için bakanlar ile vekillerle görüşüyorum. Ben sanki bugüne kadar vekillerle görüşmemiş, seçimlerden dolayı Ankara’ya ilk kez gidip bunlarla görüşüyorum. Her zaman her şartta görüşen bir insanım” dedi.
“HER İNSANLA KAVGA EDERSENİZ KENTİNİZE HİZMET EDEMEZSİNİZ”
Hırs ve kibrin yok edici olduğunu, hırsa kapılanların yok olmaya mahkum olduğunu dile getiren Nadiroğlu, odanın bugüne kadar kavgacı kimliğiyle ön plana çıktığını anlattı. Nadiroğlu, “VATSO dendiğinde akla kavga geliyordu. Bakın ben Fatih Beyle polemik yaşamama rağmen yine uyum yolunu bulduk. Siz her insanla tartışırsanız kentinize hizmet edemezsiniz. Kavgayla sonuç elde edemezsiniz. Hiçbir şey için seviyeyi düşürmeye gerek yoktur. Bakın projelerimizin sonuca ermesinin en büyük nedenlerden biri de uzlaşılı çalışmalarımız oldu. Bakın o projelerin bütçesini tamamlamak için onlarca defa ricada bulunduk. Onlarca kişinin kapısını çaldık. Bazıları Fuar ve Kongre Merkezi Projesi’nin kendilerine ait olduğunu söylüyor. Benim de kafamda onlarca proje var. Ben de onlarca şeyi konuşuyorum. Mesela Erek Dağı’nın tepesine kadar bir teleferik kursak diyorum. Van Kalesi’ne yürüyen merdiven kuralım, yaşlı insanlar için iyi olmaz mı? Önemli olan bir projeyi nihayete erdirmektir. Nihayete ermeyen projenin ne anlamı olabilir ki. Bakanlara gittik. Kapılarında bekledik. Buralara geldiklerinde onları misafir ettik. O bütçeleri çıkarmak öyle kolay olmadı. Van’da 19 yıldan beri fuarlar çadırlarda, parklarda ve spor tesislerinde çamur ve kar ile yağmur suları içinde yapılıyordu. Ama artık kendi mekanımızda yapacağız ve üreticilerimiz daha az ücret ödeyerek katılabilecekler” diye konuştu.
“BU ÜÇ PROJE ODAMIZA AİTTİR, SAHİPLENMEMİZ KADAR DOĞAL BİR ŞEY OLAMAZ”
VATSO’nun kendisine ait bir kurum olmadığını söyleyen Nadiroğlu, “12 bin 500 üyesi olan bir odanın projesini ben kendi adıma niye sahipleneyim. VATSO bir kurumdur. Bu proje üç defa revize edildi. Biz bu projenin finansmanını çıkarmak için onlarca uğraş verdik. Bu projeyi Özel İdare ve odamız takip ediyor. Şu an bizim odamız bünyesinde Tekstil Kent Birimi var. İşin başında konularında uzman arkadaşlar var. Gerekli çalışmalar yapılıyor. Müracaatlar bize geliyor. Önemli olan bu projenin yürümesi için gerekli çabayı gösterip gerektiği yerde hizmet etmektir. Tekstil Kent Projesi için ‘Hayal görülüyor’ diyorlardı. Ama biz bu depremi fırsata çevirdik. İstanbul, Denizli ve Kahramanmaraş’a giderek oradaki fabrikaları yerinde inceledik. Bu projeyi 50 yıllık bir öngörü ile hazırladık. Sonuçta Van kazandı Van insanı kazandı. Bakın Tekstil Kent’in kaynağını buluncaya kadar çok çile çektik. Yaklaşık 10 bin kişi burada iş bulacak. 300 bin dönümlük bir arazi üzerinde kurulacak olan bu projeye 275 bin dönümlük arazi daha kattık. Bu projeyi hayata geçirmemizin tek nedeni uzlaşıdır. Bu yaptıklarımızın sürekliliğini sağlayarak tacir, tüccar ve sanayicinin mutluluğunu sağlamaktır” görüşüne yer verdi.
Yenilenebilir Enerji Projesi’nin ise tamamen kendilerine ait olduğunu vurgulayan Nadiroğlu, “O proje tamamen bize aittir. 50 yıllık bir öngörüyle hazırlanan Tekstil Kent daha çok büyüyecek. Oranın enerjisi ihtiyacını hazırladığımız proje ile biz sağlayacağız” dedi.
OHB’NİN YERİ BELİRLENDİ
Organize Hayvancılık Bölgesi Projesi için de Gürpınar ilçesinde yer belirlendiğini söyleyen Nadiroğlu, bunun 5 bin dönümlük bir arazi üzerine kurulacağını kaydetti. Nadiroğlu, “VATSO Yönetim Kurulu Başkanlığı’na geldiğimde Ekonomi Konseyi işlevsiz bir hale gelmişti. Birliktelikle hareket edince yetkililer baktılar ki burada bireysellik yok. Birliktelik var. Onun için bize destek verdiler” şeklinde konuştu.vanhaber, van, haber, van habermirza nadiroğlu, tutku radyo, salih geçken, vatso