Söz ola kese savaşı!
Anadolu'nun bir köşesinde eften püften şeyler için kavga eden ailelerin arası öylesine açılmış ki sonunda kan dökülmüş. Bir ondan, bir diğerinden derken iş kan davasına dökülmüş. Durumun akıl dışılığını fark eden gençler isyan edip geri adım attıklarında da aileleri tarafından:
'Hain!' Diye dışlanır olmuşlar.
Yaşananlar yerel haberlerden taşıp ulusallaşınca işe politikacılar el atmış. Önce camilerde kan davasının nasıl hayırsız bir iş olduğu anlatılmış sonra da kan davalı ailelere görüşmek için elçiler gönderilmiş.
Öldürmekten bıkan, kaçmaktan yorulan aile bireyleri de olup bitenin ne kadar çağ dışı olduğu bilincine varınca; kazanlar kurulmuş kavrulan etler, pişen pilavlar üzerine tepeleme konup kaşıklar çekilmiş barışmanın şerefine ziyafetler verilmiş. Sonra da art arda dizilen kanlılar, kansızlar Kelamı Kadim'in altından geçip barış için yemin etmişler.
Gelen gidenlerin, tebrik edenlerin, hayırlar dileyenlerin ardı arkası kesilince her iki ailenin büyükleri bir araya gelip dostluk kahvesi yudumlamışlar.
'Sahi biz neden kavga ettik?'Demiş ailelerden birisinin reisi. Diğeri omuz silkmiş:
'Bilmem.'Demiş boynunu bükerek.
'Önce kim başlattı?' Derken ilk soran:
'Biz başlatmadık.' Yanıtı vermiş diğeri.
Sorgu, yargı faslı başlayınca ve gerilince sinirler selametin susmak olduğunu fark edip konuşma faslını sona erdirmişler.
Hep birden kalkıp kucaklaşmış tam veda ederlerken içlerinden birisi şeytan dürtmüşcesine aklına takılanı sormadan edememiş:
'Haydi diyelim biz veya siz başlattınız. Ya seyredenler niye ses etmedi hali vaziyetimize? Niçin araya girip durdurmadılar kan savaşımızı?'
Bu soru üzerine ortalık buz kesmiş, nefesler tutulmuş...
Tam yeniden gerilirken ortam, ailenin okumuş gençleri hemen atlamış aralarına:
'Biz gençler de bunu anlatmaya çalıştık sizlere anlayamadınız.'Demişler.
* * *
Şimdi Türkiye barışı arıyor... Yola çıkanlar bir sürü gaflar yapsalar da, her zamanki sevimsizliklerini yansıtsalar da ortak akıl sabır diyor.
Bu arada basını yakından takip ediyorum. Yorum yazanların yüzde doksanı barış istiyor. Diğer yüzde on, o bildiğimiz laf ola beri gele teranesi içindeler.
Harp Malulleri Derneği Başkanı bile özetle:
'Yöntem ne olursa olsun yeter ki ülkemizde barış olsun.'Diyor.
Örneğin Antalya Büyükşehir Belediye eski Başkanı Sayın Hasan Subaşı'nın İrlanda vurgulu 'İmralı Görüşmeleri' Başlıklı yazısı tam zamanında yazılmış ve barış için yola çıkanlara ışık olacak değerde. Okurlarımızın Antalya'da Bugün sitesinden temelleri akıl dolu ve yol gösterici olan bu yazıyı okumalarını öneririm.
Yukarıda ülkemizde yaşanan kan davalarıyla ilgili bilindik öykülerden birini yazdım. O öykünün kahramanları bile kan davasının özgeçmişindeki sebebi arıyorlar. Sebep bile akıllarından çıkmış. Ancak akıllarına takılan çok önemli gerçek; kavgayı ayırmayanlar, barış için öne çıkmayanlar oluyor. Hani haksız da değiller...
Silahların susacağı bir Türkiye için en önemli ölçüt tarafların birbirini küçümsememeleri. Küçümseyenler barışı yapılayamazlar!
Ve artık gelinen nokta ağızlardan çıkacak her sözcüğün hayati önemidir.
Milyonlarca insanımız için barış adına veklet alacak liderlerimiz çiğlikten uzak durmalı, kıvırtmamalı, siyasetin dümen suyuna girmemeli.
Koca Yunus Emre'nin bugünün liderlerine de ibret olacak Söz Ola Kese Savaşı şiirindeki dizeleri dilerim barış için yola çıkanların rehberi olur.
Söz Ola Kese Savaşı
Keleci bilen kişinin yüzünü ağ ede bir söz
Sözü pişirip diyenin işini sağ ede bir söz
Söz ola kese savaşı söz ola bitire başı
Söz ola ağılı aşı bal ile yağ ede bir söz
Kelecilerin pişirgil yaramazını şeşirgil
Sözün us ile düşürgil dimegil çağ ede bir söz
Gel ahî ey şehriyri sözümüzü dinle bri
Hezr gevher ü dinrı kara taprağ ede bir söz
Kişi bile söz demini demeye sözün kemini
Bu cihn cehennemini sekiz uçmağ ede bir söz
Yürü yürü yolun ile gfil olma bilin ile
Key sakın ki dilin ile cnına dağ ede bir söz
Yûnus imdi söz yatından söyle sözü gayetinden
Key sakın o şeh katından seni ırağ ede bir söz vanhaber, van, haber, van haber şahin akçap, söz ola kese savaşı