SÖZLEŞMELİ ÖĞRETMENLİK KALDIRILMALI

İlimizdeki eğitim sorunlarıyla ilgili açıklamalarda bulunan Eğitim-Bir-Sen Van Şube Başkanı Mehmet Ali Uca, 'Eğitim alanında genel anlamda çok ciddi sorunlarımız var. Sözleşmeli öğretmenlik konusu bizim için ciddi bir problemdir. Biz her platformda sözleşmeli öğretmenliğin kaldırılması için büyük çabalar sarf ediyoruz. Sözleşmeli öğretmenlik uygulaması gelmiş olmasına rağmen öğretmen açığımız devam ediyor ve biz buralarda öğretmen tutamıyoruz' dedi.

Rıdvan Can – Burhan Ergin

Eğitim-Bir-Sen Van Şube Başkanı Mehmet Ali Uca, gazetemize eğitimle ilgili açıklamalarda bulundu.

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yılda iki kez uygulanmasına karar verilen ara tatilin öğrenciler için çok olumlu sonuçların ortaya çıkaracağını belirten Uca, “Milli Eğitim Bakanımızın geçen yıl ilk defa duyurduğu, bu sene hayata geçirdiği çok beğendiğim bir uygulaması var. Her Dönemde Bir Hafta Tatil Uygulamasını neden bu zamana kadar yapmamışız diye düşünüyorum. Çok takdire şayan bir uygulamadır. Uygulama bu hafta başladı. Öğrencilerimiz tatilde stres atacaklar. Öğretmen arkadaşlarımız biraz dinlenecekler ve böylelikle yeni bir eğitim öğretim yılı başlıyormuş gibi gelecek haftadan itibaren yeniden eğitime devam edeceğiz. Öğrencilerimiz arasında bir heyecan olacak. Bakanımızı bu konuda tebrik ediyorum” dedi.

“Kalkınmada öncelikli bölgelerde öğretmenlere ek teşvik çıkarılmalı”

Eğitim alanında genel anlamda çok ciddi sorunların olduğunu belirten Uca, “Van'da eğitim camiasına canı gönülden hizmet etmeye çalışıyoruz. Eğitim anlamında genel anlamda çok ciddi sorunlarımız var. Öncelikle sözleşmeli öğretmenlik konusu bizim için çok ciddi bir problemdir. Biz her platformda sözleşmeli öğretmenliğin kaldırılması gerektiğini ifade ediyoruz. Bazı kesimler Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde sözleşmeli öğretmenlikle öğretmen ihtiyacının giderildiğini düşünüyor. Bu belki doğru bir tespit ama biz yıllardır hep şunu söylüyoruz. 1980'li yıllardan 1995'e kadar ki dönemlerde kalkınmada öncelikli yerlerde çalışan öğretmenlere olağan üstü hal tazminatı adı altında tazminat veriliyordu. O dönem sözleşmeli öğretmenlik yoktu ama bu bölgede öğretmen ihtiyacı, problemi de yoktu. Şuan sözleşmeli öğretmenlik uygulamasına rağmen öğretmen açığı devam ediyor ve buralarda öğretmen tutamıyoruz. Onun için bu bölgede veya kalkınmada öncelikli yörelerde çalışan öğretmenlere en azından ek teşvik getirilmesi taraftarıyız. Bu teşvik getirildiğinde sözleşmeli öğretmenliğe de gerek kalmayacak. Öğretmenleri burada tutmak için ekstra bir çaba içine girmeyeceğiz. Batıda çalışan birçok öğretmen ek ücret aldığından dolayı bu bölgeyi tercih edecektir. Hatta belki batıda öğretmen bulmak zorlaşacak. O yüzden sözleşmeli öğretmenliğin kalkması gerektiğini düşünüyoruz” dedi.

“Öğretmenlere yapılan şiddeti asla kabul etmiyoruz”

Son zamanlarda eğitimcilere karşı çok ciddi saldırıların olduğunu vurgulayan Uca, “Biz bunu da sürekli gündeme getirerek, caydırıcı cezaların çıkarılmasını talep ettik. Görevi başında bulunan idareciler ve öğretmenlere kim olursa olsun şiddet uygulayamaz. Öğretmenlere şiddet ihanettir. Çünkü hepimizi ve çocuklarımızı yetiştiren öğretmenlerdir. Herkesin öğretmenlere ve öğretmenlik mesleğine saygı göstermesi gerekir. Öğretmenlere yapılan şiddeti asla kabul etmiyoruz. Bunun içinde Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yasayla cezaların caydırıcı hale getirilmesini istiyoruz” şeklinde konuştu.

“Müfredat değişikliğinin olması gerekiyor”

Eğitimdeki sorunları çözmek için çok ciddi mesafeler kat edilmediğini belirten Uca, “Eğitim müfredatı anlamında çok ciddi mesafeler kat edemedik. Şuan ki müfredatlar bütün öğrencilere hitap etmiyor. Onun için müfredat değişikliğinin olması gerekiyor. 2005 yılında Milli Eğitim Eski Bakanı Hüseyin Çelik tarafından bir müfredat çıkarıldı ama bu değişiklik de hala yeterli değil. Biz öğretimi ön planda tutuyoruz ama aslında eğitimi ön planda tutmamız lazım. Öğrencilere önce eğitimi, sonra öğretimi öğretmeliyiz. Bizim önce dürüstlüğü, yardımseverliği, inancı, doğru konuşmayı, vatan ve bayrak sevgisini ön plana almamız gerekiyor. Sadece coğrafyayı, Türkçeyi, edebiyattaki önemli eserleri ve yazarları öğreterek yol alamayız. Hayat bunlarla ibaret değil” diye konuştu.

“Gençlerimiz anne ve baba sevgisini kaybediyor”

Topluma kötü örnek olan diziler hakkında gerekli önlemlerin alınması gerektiğini söyleyen Uca, “Kesinlikle televizyonlarda yayımlanan diziler hakkında çok ciddi adımların atılması gerekir. Çünkü toplumumuza kötü örnek oluyor. Televizyon kanalları ülkemize zarar veren dizileri yayımlamaması gerekir. Kötü alışkanlık örneği sergileyen dizileri izleyen gençlerimiz anne ve baba sevgisini kaybediyor. İnancını yitiriyor, gayri ahlaki boyutları takip ederek, maalesef toplum içindeki o ahlaki yozlaşmayı hızlandırmaktadır. Öyle bir hale geldik ki 14-15 yaşındaki bir kızın ve erkeğin sanki mutlaka sevgili olması gerekiyor algısı oluşturuldu. Çocuklar daha küçük yaşta vücutlarının her tarafında dövmeler yapıyor. Bunlar bizim kültürümüzü yansıtan konular değil ama bu kendi elimizle yaptığımız dizilerden kaynaklanıyor. 14-15 yaşına gelen çocuk anne ve babasına karşı asi bir tavır sergiliyor. Nedeni de kötü örnek olan dizilerdir. Bununla ilgili hükümetin ciddi önlemler alması gerekir” dedi.

“Uyuşturucu kullanım yaşı 12'ye düştü”

Ülkemizde ve ilimizde uyuşturucu konusunda ciddi mücadelelerin verildiğini kaydeden Uca, “Van'da maalesef uyuşturucu kullanım yaşı 12'ye düştü. Bu yaşa gerileyen bu vahametli durum karşısında daha fazla tedbir alınması gerekir. Bakanlığımız bu konuda ciddi adımlar attı fakat daha fazla çaba sarf edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Emniyet bünyesinde bağımlılarla ilgili bir birim kuruldu. Bu güzel bir gelişmedir. Son zamanlarda okul önlerine güvenlik görevlileri konuldu. Bu da önemli bir aşamadır. Bunun dışında anne, baba, öğretmen ve idarecilere de çok büyük görevler düşüyor. Herkesin bu konuda elini taşın altına koyması gerekiyor. Çünkü uyuşturucu kullanımı gittikçe artıyor. Bu konuya daha fazla önem vermemiz gerekiyor. Sanırım bununla ilgili yakın zamanda yasal bir değişiklik olacak. Ülkemiz uyuşturucuyla mücadele konusunda yoğun çalışma sergiliyor. Özellikle terör örgütünün iyice sindirildiği bir dönemde uyuşturucu ticaretinin de zayıfladığını söyleyebilirim” diye konuştu.

“Tek başına LGS sınavı bir ölçü değil”

Van'da sınava girme oranıyla bir başka ilde sınava girme oranının eşit olmadığını söyleyen Mehmet Ali Uca, “Yapılan son araştırmada LGS sınavında Van'ın 75. sırada olduğu söylendi. Biz bazı noktaları kaçıyoruz. Bakın geçtiğimiz yıl Van'da sınava giren öğrenci sayısı 19 bindir. 8. sınıflarda 22 bin öğrenci mezun verdik, 22 bin öğrenciden 19 bini sınava girdi. Bu da yüzde 90 olduğunu gösteriyor. Çok ciddi bir rakamdır. Şimdi Tunceli'yi örnek vermek istiyorum. Çünkü birinci olmuş, Tunceli'nin öğrenci sayısı 600, sınava giren öğrenci sayısı 400, başarılı olmayan, dersleriyle ilgilenmeyen, devamsız olan, 200 öğrenciyi sınava almadılar. Sınava girseler sınav ortalamasını düşürecek öğrencilerdir ama sınava alınmıyorlar. Çünkü sınav zorunlu değil, gönüllülük esasına dayanıyor. Herkesin girme zorunluluğu yoktur. Van'dan önceki 74 ile baktığımızda sınava girenlerin ortalaması yüzde 60, 70, 80'dir. Yüzde 90 hiçbir ilimiz yok. Diğer illerde başarısız olan öğrenciler sınava girmedi ama Van'da rehabilitasyon merkezine giden öğrenci dahi sınava girdi. Özel rehberliğe ihtiyacı olan öğrenci bile sınava girdi. Kaynaştırma eğitimi alan öğrenci bile sınava girdi. Buda otomatikman başarıyı düşürüyor. Tek başına LGS sınavı bir ölçü değil. Van'da sınava girme oranıyla bir başka ilde sınava girme oranı eşit değil. O yüzden Van'ın 75. sırada olmasına çok da sıcak bakmıyorum. Çok da doğru bir durum değil” ifadelerini kullandı.

Bakmadan Geçme