Tarihi kişi olmak üzerine...
Dar'a/sıkıntıya düşen kim olursa olsun, böylelerinin imdadına yetişen mihenk taşı kişilikler vardır toplumsal yaşamda...
Dar'a/sıkıntıya düşen kim olursa olsun, böylelerinin imdadına yetişen mihenk taşı kişilikler vardır toplumsal yaşamda...
"Akıl babası" kişilerdir onlar.
Ya da "akil kişiler"dir böyleleri...
Rahmetli Demirel'e yakıştırılan "Bir bilen" kişilik gibi...
Böyle kişilerin varlığı, toplumsal anlamda sıkıntılı dönemlerin sigortası/güvencesi olur. O kişi/ler; sıkıntılı/krizli günlerde görüş belirtmeden başkalarının konuşmasının afaki/boş olacağı, yerini bulmayacağı kanısı vardır böylesi toplumlarda.
Her kişinin, konuşmasının ölçüsünü/sınırını bilmesi/çizmesi durumudur bu...
Bilenin de, bilmeyenin de haddini/kendini bilme durumudur yani...
Biraz da bilen kişinin yanında susup dinleme adabı... İroni yaparsak, her çorbaya maydanoz olmama durumu...
xxx
TV kanalları, iletişimin çağdaş olanakları; yaşamımızın hemen her anına ortak olduktan sonra, kimi kişiler bu alandan edindikleri bilgi kırıntılarıyla "herşeyi bilirim kibiri"ne kapılmaları; bizim gibi toplumlar için "kültürel gel-git" sıkıntıları/fırtınaları yarattığını gören yok maalesef.
"Kulak dolması" bilgilerle ahkam kesme sevdalığına kapılmış bir kişinin dışardan görünüşüne bakar mısınız?
Meyve için çiçek açan; ama hiç bir zaman meyve vermeyen aşısız yaban ağacı...
Söz/laf yetiştirme yarışını; "kulak dolması" bilgileriyle, kendi akıl ölçülerine göre galip bitirmeyi mutluluk kaynağı görenler/bilenlerdir toplumsal hastalığımız.
xxx
Oysa, genel kültür ölçütlerine göre "akıl akıldan üstündür" ilkesine saygı gösteren nerede?
Yüce Rabb, kutsal kitabımız Kur'anı Kerim'inde "Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu?" öğretisinde ne de güzel buyuruyor. İnsan bilmediği konularda biliyor rolüne soyunup şeytanlaşmasa ya ne güzel olacak şu dünya...
"Bilen ile bilmeyeni" eşit görmesek/eşit tutmasak...
Aklın egemenliğine selam durur insanlık...
xxx
Ulus olarak nice badireleri böyle "bilen", "akıl bileğişi" olan kişilerle aştığımızı tarihimizde okuduk/öğrendik.
Ama unuttuk...
Ne acıdır ki, tarih gerçeğini bir ibret, öğretici ders olarak algılamadığımız da ortada...
Tarihin küllenmiş mangalından art niyetlilikle araştırma yapan kimi kişiler; genel kabul görmüş konuları -akıllarınca- gün yüzüne çıkartıyor savıyla/iddiasıyla toplumsal huzursuzluğu kışkırtıyor, görüş ayrılıkları yaratma peşine düşüyorlar ne yazık ki...
Bu tutumu toplumsal bütünlüğe atılan bir dinamit olarak değerlendirmek gerekir.
xxx
"Bir bilen" kişilikler; buhranlarda/krizlerde topluma yön göstermede, selamete ermede, deniz feneri gibi görev yaparlar.
Cumhuriyet tarihine bakarsak; başta Atatürk ve arkadaşları olmak üzere böyle bir görevi başarılı şekilde yapan İnönü, Ecevit, Demirel gibi önderlerimizin olduğunu görüyoruz.