Tazminatsız çıkarılan işçilerle ilgili flaş gelişme

Sakarya'nın Geyve ilçesinde yaşayan ve Bolu'da bulunan bir tavuk fabrikasında çalışan abla-kardeş, işçi servisinin güzergahının değişmesi sebebi ile işe gidemedikleri için işten çıkarıldı. Tazminatsız çıkarılan işçiler ile ilgili emsal niteliğinde bir karar geldi.

TAKİP ET

İşçi-işveren milyonları ilgilendiren son dakika kararı! İhbar ve kıdem tazminatı ödeniyor, Yargıtay son noktayı koydu.

İşçi ve işveren milyonları ilgilendiren dava 2021 yılı Ağustos ayında başladı. Geyve'nin Sabırlar Mahallesi'nde yaşayan Rıza ve Zübeyde Çakır isimli iki kardeş, Bolu'nun Göynük ilçesinde bulunan bir tavuk fabrikasında çalışıyordu. Yaklaşık 56 kilometre mesafedeki mahalleden, fabrikaya işçi taşıyan servisin güzergahı, abla ve kardeşin onayı alınmadan değiştirildi.

İşveren, servisin kendilerine yaklaşık 4 kilometre mesafede bulunan Çayköy Mahallesi'nden geçeceğini belirterek işçilerin buradan servise binmesini istedi. Rıza ve Zübeyde kardeşler ise iki mahalle arasındaki yolun kırsal bölgeden geçtiğini ve özellikle geceleri tehlike arz ettiğini ifade ederek güzergah değişikliğini kabul etmediklerini ilettiler.

Servisin gelmemesi üzerine fabrikaya gidemeyen işçiler hakkında devamsızlık tutanağı tutularak iş akitleri feshedildi. İşçiler tarafından ihbar ve kıdem tazminatı talebiyle açılan davalar Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi'nde iki ayrı istinaf mahkemesinde görüldü.

Mahkemelerden biri işçilerin güzergah değişikliğini kabul etmeyip işe gitmemesinin iş akdini ‘eylemli feshettikleri' anlamına geldiğini belirterek işverenin sadece kıdem tazminatı ödemesini kararlaştırdı.

Diğer bölge adliye mahkemesi ise iş akdinin devamsızlık gerekçesiyle işverence feshedildiğini, bu nedenle kıdem tazminatının yanı sıra ihbar tazminatı da ödemesi gerektiği yönünde karar verdi. Aynı konuda bölge adliye mahkemelerince iki ayrı karar verilmesi üzerine uyuşmazlığın giderilmesi istemiyle dosya Yargıtay'a intikal etti. Uyuşmazlığı Yargıtay 9. Hukuk Dairesi giderdi.

Servisin geliş saati geçti daha sonrasında arkadaşım aradı ve bizim bindiğimiz durağın yaklaşık 4 kilometre ilerisinde olan başka bir mahalledeki durağa gelmemiz gerektiğini söyledi.

Bizde ablamla birlikte gecenin yarısı olduğu için oraya gelemeyeceğimizi söyledik. Sonrasında fabrikadan niye gelmediler diye haber geldi. Biz de servis sebebi ile gidemediğimizi söyledik.

Bizi haksız yere işten çıkarttılar, normalde servisin buraya gelmesi gerekiyordu. Mahkeme bizi haklı buldu ve hak yerini buldu” dedi.

Rıza ve Zübeyde'nin ağabeyi Hatun Çakır ise, “Fabrikaya gidiyordu kardeşlerim, bir akşam servisin başka bir mahalleden kendilerini alacaklarını söylediler. O mahallede buraya yaklaşık 4 kilometre uzaklıkta.

O gecede saat 12'e geliyordu, hadi bu akşam gittiler bunun yazı ve kışı var her gün nasıl gidip gelecekler. Konuşup anlaşabilmek için fabrikaya gittim ben. Konuyu anlattım, kardeşlerimin o söyledikleri yere gidemeyeceğini söyledim.

Daha sonrasında fabrikadan da bize ters cevap gelince avukatımızla birlikte mahkemeye başvurduk. Ve sonunda da haklarımızı aldık” diye konuştu.

İŞÇİLERDEN TEPKİ Hatun Çakır, “Servis işçilere hiç sormadan ben artık sizi aldığımız yere gelmiyorum, siz diğer söylediğim yere geleceksiniz diyor. Biz de ona razı gelmedik çünkü kardeşlerim her gün 4 kilometre yol gidip gelecekler ve serviste buraya geldi parasını alacak.

8 yıl boyunca bu duraktan aldı kardeşlerimizi servis. 8 yıl sonra terk ettiler ama böyle olmaması gerekiyordu. Verilen emeği çöp ettiler, biz orta yerde kaldık. İşçiler burada kullanılmayan ve çöpe atılan bir eşya gibi oldu. Bir işçi bu şekil bırakılmaz. Firma yani tanıdık bir firma.

Yerli ve milli diyebileceğimiz firmalardan bir tanesi. Kardeşlerimin karşısına alıp ‘bakın biz artık sizin oraya servis veremeyeceğiz, iki kişi için servis bize pahalı geliyor, sizin haklarınızı vererek çıkışınızı vereceğiz' deselerdi bir sıkıntı olmazdı. 8 yıl boyunca emek vereceğim ben sana, sekiz yıl sonra ne tazminat ne de insan hakkı var. Tabi sonuçta biz hakkımızı aldık” şeklinde konuştu.

Abla ve kardeşin avukatı Nadi Şafak, “İşçiler bize geldiklerinde, servis güzergahlarının kendi köylerinden başka bir köye alındığını ifade ettiler. Biz olayın detayına girdiğimizde davalı işverenin yaklaşık 8 yıldır sürdürmüş olduğu servis hizmetini; kendi köylerinden almak sureti ile başka bir köye taşıdığını tabiri caizse duraklarını değiştirdiğini öğrendik.

Bu durak değiştirme yani servis güzergahının değiştirilmesi uygulamasının iş sözleşmesinin şartlarına aykırılık tespit ettiğini anladık. Bu çerçevede yargılama için gerekli çalışmaları başlattığımızda işyeri uygulaması haline gelmiş olan servis uygulamasının, işçinin yazılı onayı ve rızası olmaksızın değiştirilmesinin iş sözleşmesinin şartlarına aykırı olduğunu ve böylece işçiye de işçi sözleşmesinin haklı sebeple feshi, kıdem hakkı kazanma imkanı vermektedir” ifadelerini kullandı.

Avukat Şafak, “Bu çerçevede başlattığımız olan yargılama aşamasında Yerel Mahkeme'den davamızı hem kıdem hem de ihbar şeklinde kazandık. İki ayrı davamız vardı ağabey-kardeş şeklinde. Her ikisi yönünden de davamızı kazandık ve iş İstinaf Mahkemesine gittiğinde abla için 10. Hukuk Dairesine, erkek kardeş için ise 9. Hukuk Dairesi'ne düşen dosya ve yargılamalar sürdürüldü. Her iki dosya için farklı kararlar ortaya çıktı.

Biz bu kararlar arasındaki içtihat farklılığının giderilmesi adına Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu'na başvurduk. Başkanlar Kurulu işçilerin hem kıdem hem de ihbara hak kazanabilecekleri yönünde karara hükmetti. Ardından bu uyuşmazlığın giderilmesi doğrultusunda Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'ne gönderilen dosyada Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, iş sözleşmeni işçi tarafından eylemli şekilde feshedildiğini kanaat getirdi.

Netice itibari ile şunu söyleyebiliriz, bir işçiye sağlanan servis uygulamasının işçinin yazılı onayı ve rızası olmaksızın güzergah ve saatinin değiştirilmesi sonrası işçi hem kıdeme hak kazanabiliyor hem de işçi sözleşmesini haklı sebeple feshedebiliyor. İşçilerden Hatun Çakır için hem kıdem hem de ihbar hakkına sahip olmuşken diğer kardeş Rıza Çakır için ise sadece kıdeme hak kazandı. Bu da Bölge Adliye Mahkemesi'nin içtihat farklılığından kaynaklandı. Emsal teşkil eden ve 2021'in Ağustos ayında başlayan davamız 2023 yılının başında neticelenmiş oldu” dedi.

Bakmadan Geçme