Tehdit sürüyor

Bugün aslında Van ile ilgili temennilerin yer aldığı yeni yıl yazısı okuyacaktınız.

Yazımda "olumlu ya da olumsuz yaşadıklarımız geride kaldı" diyecektim.

Umutlarımızı, beklentilerimizi, önerilerimizi sıralayarak dile getirecektim.

Sağlık, huzur, başarı, kardeşlik dilekleriyle kentimizi yöneten idarecilere daha kaliteli bir yaşam, daha çağdaş bir Van için seslenecektim.

Özetle; hizmet, huzur bekleyen Vanlıların sesine tercüman olmaya çalışacaktım.

Olmadı. Zira hain terör izin vermedi.

Yeni yıla İstanbul'da yaşanan terör saldırısıyla girdik.

İstanbul Beşiktaş Ortaköy'deki ünlü gece kulübü Reina'ya düzenlenen terör saldırısında 15'i yabancı uyruklu 39 insanımız hayatını kaybetti, 65 kişi de yaralandı. Canımız bir kez daha acıdı.

Terör saldırısını şiddetle kınıyorum. Hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet yaralılara acil şifa diliyorum.

Hain saldırı Türkiye'nin birliğine, bütünlüğüne, bütün vatandaşlarımıza, farklı yaşam anlayışına, huzurumuza ve geleceğimize yapılmıştır.

İstanbul'da kanlı eylem gerçekleştiren DAEŞ terör örgütü ve arkasındaki güç Türkiye'ye "Ne kadar önlem alırsanız alın saldırılar, tehditler devam edecek" mesajı verdi.

Terör örgütü DAEŞ Türkiye'de 2016 yılına kadar insanların toplu olduğu yerlere 13 saldırı yapmış asker, polis, sivil toplam 213 can almış. Yeni yıla ilk girildiği dakikalarda Reina'ya düzenlenen terör saldırısıyla bu sayı 250'ye çıkmış.

Saldırıyı doğru okumak gerekiyor. Terör farklı düşünceleri, yaşamları, inançları, yaşam alanlarını hedef alıyor.

Saldırı sadece bu da değildir.

Saldırı bütün insanlığa, dünyaya kanlı bir mesajdır.

Terör örgütleri dini mekânlar, yaşam alanları, eğlence yerleri dil, din, ırk ayrımı yapmıyor.

DAEŞ terörü Fransa'da konser salonunda, Almanya'nın başkenti Berlin'de Noel pazarında, yeni yıl kutlamalarının yapıldığı İstanbul'un eğlence merkezinde kendisini gösterdi.

Örgütün adı, saldırı biçimi ne olursa olsun terör örgütlerinin varlık nedeni can kaybıdır, kan dökülmesidir, korkudur, endişedir.

O nedenle terör insanlığın ortak sorundur.

Terör Türkiye'nin tek başına çözeceği basit güvenlik, istihbarat sorunu değildir. Sorun küreseldir.

Bütün ülkelerin terör örgütleri karşısında kararlılıkla ortak mücadele işbirliği gerçekleştirmeleri gerekir.

Özellikle Batı ülkeleri Türkiye'yi terör örgütleri karşısında yalnız bıraktıkları sürece terör saldırıları onları da vurarak devam eder.

Terörle mücadele yalnızca ülkeler arasında işbirliği ve devletimizin bir başına mücadele edeceği bir sorun değildir.

Suriye, Irak olmamızı istemiyorsak ülkemizi ve insanlarımızı hedef alan terörle mücadelede biz vatandaşlara da düşen bazı görev ve sorumluluklar var.

Aklımızı başımıza almalıyız.

Birlik, bütünlük, beraberlik içinde hareket edeceğiz.

Ülkemizde hiçbir vatandaşımız ölümü hak etmiyor bunu unutmayacağız.

Sosyal medyada, sanal ortamda paylaşılan çirkin, incitici fotoğrafları sığ bilgilerle ucunun kime, nereye dokunacağını düşünmeden paylaşarak kışkırtmalara yol açmamalıyız. Bu aynı zamanda suçtur.

Bir başkasının yaşam biçimine, inancına, düşüncesine saygı duymak zorunda olduğumuzu unutmamalıyız. Ortak yaşam, millet, ülke, devlet olmak farklılıkların bir arda yaşaması olduğunu bilmeliyiz.

Terör gruplarının elini güçlendirecek, onların arzu ettikleri ortamı oluşturacak söz ve eylemlerden titizlikle kaçınmalıyız.

Kutuplaşmayı, çatışmayı ve toplumda bölünmeyi tetikleyecek düşüncelere sempatiyle bakmamalıyız.

Ön yargılardan, peşin hükümlerden, tahriklerden, tahrik etmekten, bilerek veya bilmeyerek kıvılcıma yangına dönüştürmekten kaçınmalıyız.

Demokrasiden, hukukun üstünlüğünden, insan haklarından, herkese özgürlüklerden her koşulda vazgeçmemeliyiz.

Oyunlara gelemeyerek sakin, soğukkanlı ve birleştirici olmalıyız.

Ülkemizin başı sağolsun.