Tekfurun kızı
Henüz 17 yaşındaydı. Yarhisar'ın en güzel kızıydı. Emsali tüm gençlerin dilindeydi lakin değil talip olmak kaşını kaldırıp bakmak bile cesaret isterdi.
Henüz 17 yaşındaydı. Yarhisar'ın en güzel kızıydı. Emsali tüm gençlerin dilindeydi lakin değil talip olmak kaşını kaldırıp bakmak bile cesaret isterdi. Çünkü o bir tekfur kızıydı. Tekfurlar ki hükmettikleri şehirlerde adeta ikinci bir imparator gibiydiler. Gerçi hakikat böyle olsa da etrafında nedimelerle dolaşan, burnu havalarda kibirli biri değildi. Kendi işini kendisi görür, ev işlerine yardım eder, çok zahmetli olsa da kuyudan suyu yine kendisi çekerdi.
Günlük işlerini bitirip elinde testiyle suya gittiği bir gün, görmüştü onu. Belki görmek de denmezdi. Kısa bir süre bakışmışlardı, o kadar. O günden sonra bir ateş düşmüştü yüreğine. Uğruna dağlar delinen, mecnun olup çöllere düşülen aşkı o da tatmıştı. Ancak istese de bu delikanlıdan söz edemezdi ailesine. Çünkü babası, Bilecik tekfurunun oğluna söz vermişti ve pek yakında Bilecik'e gelin olarak gidecekti.
Bu böyleydi ancak yine de o delikanlıyı son kez olsun görmek ve eğer cesaret edebilirse sevdiğini söylemek istiyordu. Bunun için ha bire su kuyusuna gidiyor, laf söz olmasına aldırış etmeksizin saatlerce eğleniyordu. İşte bu eğlenmelerin birinde yeniden görmüştü onu. Garip bir duyguydu htikleri. Sanki uzun yıllardır tanışıyor gibiydiler. Bedenleri değil ama ruhlarının tanıştığına yemin edebilirdi hatta.
YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ