Terörü bitirmede tarihi fırsat

5 Mart'ta Moskova'da Erdoğan ile Putin'in el sıkışması, sadece Türkiye açısından değil, Rusya dâhil bütün Batı Asya ülkeleri açısından bir felaketin eşiğinden dönmek anlamına geldi. Şimdi önümüze bakmamız gerekiyor.

5 Mart'ta Moskova'da Erdoğan ile Putin'in el sıkışması, sadece Türkiye açısından değil, Rusya dâhil bütün Batı Asya ülkeleri açısından bir felaketin eşiğinden dönmek anlamına geldi. Şimdi önümüze bakmamız gerekiyor.

Moskova'da, Türkiye ve komşularının 40 yıldır başlarını ağrıtan ve bir yandan büyük mali kaynakların bir anlamda boşa harcanmasına yol açarken diğer yandan, bütün bu ülkeleri emperyalist müdahalelere açık duruma getiren etnik dincilik temelli terör ve bölücülük sorunundan, nihai olarak kurtulmalarını sağlayacak gelişmeye kapı aralanmıştır.

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, tam da Moskova görüşmelerinin olduğu gün,'İdlip sorunu çözüldükten sonra Suriye devletinin, Fırat'ın doğusundaki PKK varlığını sona erdirmeye odaklanabileceğini' söylemişti.

Altı gün sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan da (11 Mart),"Suriye, Fırat'ın doğusundaki PKK varlığını sona erdirsin, İdlip sorununun çözümü kolay" dedi.

Hemen akla gelen soru şudur: Madem en önemli sorunun çözümü konusunda ne yapılması gerektiği noktasında fikir birliği var; o halde neden iki devlet, bu sorunun çözümü için el sıkışarak kuvvetlerinin birleştirmiyor? Neden her iki devlet, doğrudan işbirliği yapmak yerine Rusya üzerinden birbirlerine mesaj veriyor?

Daha doğrusu bu soruların muhatabı Şam değil Ankara'dır. Çünkü Şam, şimdiye kadar defalarca, bütün olan bitene rağmen Ankara ile el sıkışmaya hazır olduğunu açıkladı.

Sorun, "Esat gitmeden Suriye'de sorunlar çözülmez" diyen Ankara'dadır. Türkiye bu yanlış bakışın sonucu olarak bugüne kadar büyük bedeller ödedi.

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Bakmadan Geçme