Toprakla buluştum

Geçen hafta bir dostumuzun bahçesinde toprakla buluşarak hasret giderdik. Ayağımız toprağa, başımız ağaç dallarına değdi.

Bünyesindeki canlı ve cansız varlıklarla birlikte muhteşem bir sistemdir toprak. İnsan ilişkisini geçmişten günümüze kadar varlığını devam ettiren olgu olan toprak; muhteşem bir varlıktır. Doğumdan ölüme geçen yaşamımız toprakla başlar ve biter.

Toprak deyince çoğumuzun aklına cansız, durağan ve bitkiler ve hayvanların yaşaması için var olan inorganik bir tabaka gelir. Ancak bunun eksik bir tanım olduğunu biliyoruz; toprak, vatandır, memlekettir, üretimdir, besleyendir, ana kucağıdır, sevgilidir, şiirdir, türküdür, şarkıdır, bolluk bereket ve ekosistemdir.

Çavuşbaşı mahallemizdeki doğup büyüdüğümüz evimizi bina ustası olan aile büyüklerimiz ustalıkları ve emekleriyle iki tam, bir yarım (30+30+15=75 cm) kerpiç duvarlarla, damını toprakla inşa etmişlerdi. Bereketli, sağlık, huzur neşe saçan bahçeli evimizin güneye bakan avlusunda (açık alan) 8-9 aylık iken toprakta emeklediğimizde, kimi zaman topraklı kundağa sarıldığımızda ve bilinçsizce toprak yediğimizde toprakla tanışmıştık. Parçası olduğumuz toprakla dostluğumuz devam etti. Yattığımız yer, içimiz dışımız topraktı. Toprağın sunduğu bolluk bereket ile yedik içtik, doyduk ve yaşama sevincimizi güçlendirdik. Betonun bu denli yaygın olmadığı dönemlerde bahçemizde, evimizde, yolumuzda toprakla hayata bağlandık. Zaman geldi yakınlarımızı, sevdiklerimizi kendi ellerimizle toprağın kucağına verdik ve üstüne toprak attık.

İnönü İlkokuluna gidiyorduk. Evimizin önünde çeşit çeşit meyve ağaçları olan bahçemizin bir kısmını babam kerdi (sebze ekilen küçük bostan) yapmıştı. Kerdilerde domates, soğan, fasulye, biber, maydanoz, salatalık, mısır, ay çiçeği vb. gibi sebze ekimi yapılıyordu. Her yıl ilkbahar aylarında 5-6 kerdinin toprağı tepçekli kürek (bel küreği) ile önce tepilir (bellenerek), tırmıklanırdı. Toprak yumuşak olsun, ekin beslensin ve çabuk yeşersin diye de dere kenarlarından at arabasıyla getirilen pişik kumu (ince) ekim sonrası kerdinin üstüne serilirdi. İmce ile ailece yapılan bağ bahçe işleri bize toprakla buluşma şenliği, bahara bayramı gibi gelirdi. Emekle elde edilen mevsimlik ve kışlık doğal ürünler evin ihtiyacının yanı sıra komşularla, misafirlerle, eş ve dostlarla hatta yoldan geçenlerle paylaşılırdı ama bitmek bilmezdi.

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ...

Bakmadan Geçme