TSK'dan çok çarpıcı FETÖ raporu

Genelkurmay'dan özeleştiri içeren çarpıcı FETÖ raporu: 1980'li yıllarda FETÖ şüphesiyle soruşturulan ancak orduyla ilişiği kesilmeyenler, general ya da albay olarak darbeye katıldı. 2013'ten sonra TSK'daki FETÖ'cülerin tasfiyesi süreci yeterince yürütülmedi.

FETÖ'nün TSKiçindeki örgütlenmesinin ayrıntılarıyla anlatıldığı raporda TSK'nın Ocak 2014-Temmuz 2016 sürecinde FETÖ ile mücadelede gerekli başarıyı gösteremediği gibi öz eleştiriler yer alıyor. İşte raporda öne çıkan detaylar:

Genelkurmay Başkanlığı'nca görevlendirilen bilirkişilerce hazırlanan rapordaki en çarpıcı tespitlerden biri, 1980'li yıllarda Gülen bağlantısı şüphesiyle soruşturma geçiren ancak sadece ikaz edilen personelin 15 Temmuz darbe girişimine doğrudan katılmış olması.

Bu isimler arasında darbecilerin hazırladığı sözde görevlendirme listesinde Bolu ve Düzce Sıkıyönetim Komutanı olarak geçen Bolu 2. Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral İsmail Güneşer, Şehitler Köprüsü davasının en önemli sanıklarından Birinci Ordu Harekât Başkanı Tuğgeneral Eyyüp Gürler, Sarıkamış'taki 9'uncu Komando Tugayı'nın komutanı olan ve darbenin başarılı olması halinde Kara Kuvvetleri Komutanı yapılması planlanan Tuğgeneral Murat Yetkin ve Kabil'den Dubai'ye kaçmaya çalışırken yakalanan Kabil Eğitim Yardım ve Danışma Komutanı Tuğgeneral Şener Topuç bulunuyor.

Raporda FETÖ'nün TSK'ya sızma faaliyetleri altı ayrı dönem kapsamında ele alınıyor: 1- 1980 öncesi. 2- 1980-2000 arasında yürütülen faaliyetler. 3- 2000-2008 TSK içerisinde yerleşme ve yayılma dönemi. 4- 2008-2014 TSK'yı tamamen ele geçirme ve örgütten olmayanların tasfiyesi. 5- Ocak 2014-Temmuz 2016 TSK içerisindeki mevcudiyetini muhafaza ve darbe hazırlıkları. 6- Darbe girişimi esnasında yaşananlar ve değerlendirme.

Raporda MGK'nın 25 Ağustos 2004 tarihli toplantısında FETÖ/PDY ile ilgili terör örgütü değerlendirmesinin yapıldığı belirtiliyor. Ne var ki FETÖ'nün terör örgütü olarak 'Kırmızı Kitap'a girdiği ilk MGK Ocak 2014'te. Özellikle 2014-2016 sürecine dair öz eleştirel ifadelerin dikkat çektiği raporda, "FETÖ, TSK'ya yerleştirdiği mensupları vasıtasıyla TSK'nın denetim mekanizmalarını ve hassasiyetlerini deşifre ederek, bunlardan kaçacak her türlü yöntemini kullanmıştır" deniliyor.

Raporun devamında 2000- 2008 döneminde örgütün TSK içerisinde nasıl yayılma sürecine girdiği de anlatılıyor: "70'li yıllardan itibaren TSK'ya sızmayı başaran FETÖ/ PDY mensupları, 90'ların sonundan itibaren personel temin, atama ve sicil birimleri, istihbarat ve istihbarata karşı koyma birimleri, başta Harp Akademileri olmak üzere askeri okullara yuvalanmıştır."

Raporda Ocak 2014-Temmuz 2016'daki darbe hazırlıkları dönemine ilişkin yer alan en önemli saptamalardan biri 17-25 Aralık sürecinden sonra birçok devlet kurumunda FETÖ mensuplarına yönelik soruşturma başlatılmasına rağmen TSK içerisinde bu soruşturmalarla tasfiye sürecinin gerçekleştirilemediği yine itiraf niteliğinde yer alıyor. Raporun son bölümünde ise yurtdışında bulunan bazı örgüt mensuplarının da darbe girişimi öncesinde dönerek darbeye fiilen iştirak ettikleri vurgulanıyor."

FETÖ'CÜ ALTIN NESLE NATO'DA GÖREV

Yayılma ve yerleşme sürecinde altın nesle mensup general adaylarına yurtdışı görevlerle parlak bir kariyer inşa edildiği ve sonrasında bu isimlerin TSK'da etkin görevlere getirildiği belirtiliyor. Raporun bu bölümünde NATO görevlerinin FETÖ için önemli bir sıçrama tahtası olduğuna değiniliyor ve örgütün milli ve askeri bilgileri NATO'ya servis ettiği de anlatılıyor: "Yaklaşık 160 ülkede faaliyet gösteren örgüt, kendi üyesi personeli mümkün olduğunca yurtdışına göndererek örgütle olan ilişkilerini gözlerden uzak şekilde yürütmeye çalışmıştır. Yüksek lisans ya da görev gibi gerekçelerle ABD/Pensilvanya'ya giderek Fetullah Gülen ile görüşmüşlerdir."

EŞ DURUMUNDAN OLAĞAN ŞÜPHELİLER

Raporda bir bilgi de örgütün meslek yapılanması konusunda. Buna göre TSK mensubu olup da eşi doktor, hâkim olan kişilerden çoğu FETÖ ile iltisaklı. Raporda 'eş durumundan olağan şüpheliler' hakkında şu değerlendirmelerde bulunuluyor: "Eşi KPSS soruşturmasında şüpheli olan toplam 487 personel var. Bunlardan 90'ı karacı kurmay subaydır. Karacı kurmay subayların subay genel mevcuda oranının yüzde 5.62 olduğu göz önüne alındğında eşi KPSS şüphelisi durumda bulunan kurmay subaylar tüm şüpheli personele oranının (yüzde 19) hayatın olağan akışına aykırı olduğu değerlendirilmektedir."

Sabah

Bakmadan Geçme