Türkiye darbe girişimini en az hasarla atlattı

Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, Al Jazeera English için kaleme aldığı makalesinde 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Türkiye ekonomisinde yaşanan gelişmeleri anlattı. Sağlam temelleri sayesinde Türkiye'nin bu girişimi en az hasarla atlattığının altını çizen Bakan Elvan, Türkiye'nin 2016-2018 orta vadeli büyüme hedeflerindeki büyüme, enflasyon, işsizlik ve cari açık hedeflerini karşılamak için gereken tüm adımları atmada ve reformları hayata geçirmekte kararlı olduğunu belirtti.

15 Temmuz tarihinde, Türk ordusunun içinde yuvalanmış olan hain bir yapılanmanın demokratik yollarla seçilmiş hükümeti devirmeye, anayasal düzeni askıya almaya ve sıkıyönetim uygulamaya kalkıştığını anlatan Bakan Elvan, “Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan suikast girişiminden kıl payı kurtulmuştur. Bazı üst düzey yetkililer ise rehin alınmışlardır” ifadelerini kullandı. Darbe girişimini duyan ve Cumhurbaşkanının direnme çağrısını alan milyonlarca vatandaşın sokaklara çıkarak demokrasiyi canları pahasına savunduklarının altını çizen Bakan Elvan, 238 cana mal olan darbe girişiminin emekli bir imamın liderlik ettiği terör örgütü FETÖ tarafından yönetildiğinin altını çizdi.

'GERÇEKLEŞMİŞ OLSAYDI...'

“15 Temmuz darbe girişimi başka bir gelişmekte olan ülkede gerçekleşmiş olsaydı, sonuçları yıkıcı olabilirdi” ifadelerini kullanan Bakan Elvan, Türkiye'nin sağlam temelleri sayesinde bu girişim en az hasarla atlatıldığını belirterek “Şu anda, ekonomimiz stabil konumundadır, bankacılık sistemimiz güçlüdür ve yatırım ortamımız eskisi kadar avantajlıdır, caziptir” açıklamasında bulundu. Bakan Elvan, kaleme aldığı makalesinde darbe girişimi sonrasında Türkiye ekonomisine ilişkin şu bilgileri verdi:

“Bu ciddi olayın Türk finans piyasası üzerindeki etkileri sınırlı ve kısa süreli olmuştur. 1 Ağustos itibariyle, borsa iki haftanın en yüksek seviyesini görmüş ve darbe girişiminden beri yaşanan kayıpların yarısı geri kazanılmıştır. 10 yıllık tahvil faiz oranlarında önemsiz derecede artış olmuş, 1 ve 22 Temmuz tarihleri arasındaki net sermaye girişi 533 milyon dolar olmuştur. Mevduat hesaplarında fark edilir bir düşüş yaşanmamış, kredi taleplerinde önemli bir artış olmamış ve sermaye hareketlerinde herhangi bir kısıtlama olmamıştır. CDS'de ve döviz kurundaki oynaklıklar da sınırlı düzeyde kalmıştır. 2 Ağustos itibariyle, CDS 266 iken, dolar 2.99 Türk Lirası seviyesindedir. Karşılaştırma yapacak olursak, 2015 Eylül ayında FED'in faiz artırımı yapılacağı endişesi ile CDS 329 ve dolar 3.06 Türk Lirası idi. Standard & Poors'un Türkiye'nin kredi notunu ‘politik ayrışma ve kutuplaşmanın artması' sebebine dayanarak düşürdüğünü göz önüne alırsak, siyasi partilerin darbe girişimi karşısında uzlaşması ve güçlü ekonomik performansımızla birlikte değerlendirildiğinde bu kararlarından vazgeçeceklerinden eminiz.”

'MERKEZ ÖVGÜYÜ HAK ETTİ'

Türkiye Merkez Bankasının darbe girişimini profesyonel ve öz güvenli bir şekilde idare ederek, övgüyü hak ettiğini kaydeden Bakan Elvan, Türk demokrasisine yapılan saldırının ardından Merkez Bankasının sermaye çıkışını asgari düzeyde tutmak amacıyla piyasalara nakit akışını sağladığını ve yatırımcının Türk Lirası ve ekonomisine olan güvenini geri kazandığını belirtti. TBMM'nin yatırım ortamının iyileştirilmesi hakkındaki kanunu yasalaştırarak, iyileşme sürecine katkıda bulunduğunu açıklayan Elvan, hükümetin Türkiye'nin tasarruf oranını ciddi oranda yükseltecek zorunlu bireysel emeklilik sistemine dair yasa tasarısını 2 Ağustos'ta TBMM'ye sevk ettiğini ifade etti.

Türkiye'nin 2016-2018 orta vadeli büyüme hedeflerindeki büyüme, enflasyon, işsizlik ve cari açık hedeflerini karşılamak için gereken tüm adımları atmada ve reformları hayata geçirmekte kararlı olduğunu belirten Elvan “15 Temmuz'da ciddi bir tehlikeyi atlatmışken, yatırımcıların Türkiye'ye gelmesi için doğru bir zamandır. Türkiye'nin en büyük havaalanının inşaatı dahil olmak üzere büyük yatırımlar planlandığı şekilde devam etmektedir. Darbe girişimi ile bağlantısı tespit edilenler adalet önüne çıkarılmak suretiyle Türkiye'nin demokratik kurumları daha da güçlenecek ve karar alma süreçleri daha şeffaf ve yatırımcı dostu olacaktır. Yatırımcıların Türkiye'yi ziyaret ederek politika yapıcılarla görüşmelerini ve gelecek planları hakkında daha ayrıntılı bilgi sahibi olmalarını tavsiye ediyoruz” açıklamasında bulundu.