TÜRKiYE-iRAN YAKINLAŞIYOR

Türkiye Asya Stratejik Araştırmalar Merkezinin (TASAM), 'İnisiyatif Doğu Anadolu Projesi' kapsamında, İran Dışişleri Bakanlığı Politik ve Uluslararası Araştırma Merkezi (IPIS), Van Valiliği ve Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı (DAKA) işbirliğiyle düzenlenen '3. Türkiye-İran Forumu' Van'da başladı. Toplantıda konuşan Vali Taşyapan, 'Hoy, Tebriz, Urmiye, Erdebil gibi şehirler artık bizim komşu şehirlerimiz ve bize en yakın şehirlerdir. Biz bu şehirlerimizle her zaman kardeş olduk' dedi.

Burhan Ergin

3.Türkiye-İran Formunda konuşan Vali Taşyapan, "Van şehri Türkiye'nin Orta Asya'ya ve oradan da uzak doğuya açılan demiryolunun başlangıcıdır. Kapıköy Sınır Kapımız bu yıllın sonlarına doğru güzel bir gümrük binasıyla ve duble yollarıyla her türlü ulaştırmaya, ticarete, sanayinin gelişmesine her türlü altyapıyı oluşturacak" dedi.

Türkiye ve İran Dış İşleri bakanlarının 2014 yılı başında Van'da bir araya gelmesinden alınan ilhamla "Türkiye-İran Forumu" adı altında ilki Van'da, ikincisi Tahran'da düzenlenen formunun bu yıl üçüncüsü Van'da başladı. Toplantı bugün sonuç bildirisiyle son bulacak

Double Tree By Hilton Otelinde düzenlenen toplantıya TASAM Başkanı Süleyman Şensoy, IPIS Başkan Yardımcısı Mohsen Rouhısefat, AK Parti 23. Dönem Van Milletvekili Kayhan Türkmenoğlu, İran Ankara Büyükelçisi Alireza Delkhosh, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Orhan Birdal, Kalkınma Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Fatih Hasdemir, Doğu Azerbaycan Vali Yardımcısı Ali Navadad, Erdebil Belediye Başkanı Hamid Lotfollahıan, Van Valisi İbrahim Taşyapan, Van TSO Başkanı Necdet Takva, OSB Başkanı Şemsettin Bozkurt ve çok sayıda davetli katıldı.

Üçüncüsü Van'da, gerçekleştirilen Türkiye - İran Forumu "30-50 Milyar Dolar Ticaret Hacmi için Fırsatlar" ana teması ile TASAM, IPIS, Van Valiliği ve DAKA işbirliğinde gerçekleştiriliyor

"TÜRKİYE VE İRAN BÖLGENİN EN ÖNEMLİ ÜLKELERİDİR"

Formun açılış konuşmasını yapan TASAM Başkanı Süleyman Şensoy, Türkiye ve İran'ın bölgedeki en büyük iki ülke konumunda olduğunu anlatarak, "Türkiye ve İran bölgedeki en büyük 2 ülkedir. Bu forum kapasitenin gelişmesine katkı sağlamaya devam edecek. Bu yeni küresel trendler ve bölgesel dengeler düzenin geliştirilen Türkiye-İran stratejik işbirliği din, dil, tarih ve coğrafya söylemlerini karşılıklı bağımlılığa taşıyan bir model ihtiyacını karşılamada örnek teşkil edecektir. Siyasi iradenin içini dolduracak bir yol haritası ve envanter tanımlamasına olan ihtiyaç ivedi ve elzemdir" dedi.

"İŞBİRLİĞİ KONUSUNDA HERHANGİ BİR SIKINTI YOK"

İki ülke işbirliği konusunda herhangi bir sıkıntının olmadığını ifade eden Şensoy, bu işbirliğinin içinin doldurulması gerektiğini belirterek, "Bölgede Arap Baharı ile başlayan türbülansta ilan edilmemiş bir süreç derinleşerek devam etmektedir. Bölge ülkeleri arasından ki temelsiz rekabet bu bunalımı derinleştirmektedir. Karşılıklı bağımlılığı derinleştiren ve ulusal önceliklere etki yapan bir politika için Türkiye ve İran var olan sinerjiyi bölgeye taşımalı ve daha fazla inisiyatif almalıdır." İfadelerini kullandı.

Şensoy, "Bu prensipte yola çıktığımızda liyakat ve eleştirel düşünceyi yücelten bir desteklikle karşılıklı bağımlılığı inşa edebileceğimiz ortadadır. Bugün bu konferansın konusu olan 30-50 Milyar Dolar Ticaret Hacmi İçi Fırsatları vurgulandığı gibi Türkiye ve İran arasındaki hacmin 50 milyar dolara ulaştırmak hem siyasi krizlerin minimuma hem de karşılıklı oluşturulan bağımlılığı için çok büyük bir sinerji kaynağı olacağını görmemiz gerekiyor. İhtiyaçlarımızı başkalarından karşılamaya devam ettiğimiz müddetçe konuşmaya ve konjonktürel krizlerle yüzleşmeye devam edeceğiz" şeklinde konuştu.

"VAN'IN ROLÜ ÖNEMLİ"

Türkiye-İran ilişkilerinde güçlü bir işbirliğinin ihtiyaç olduğunu ifade eden Şensoy, "Bu anlamda bölgenin taşıdığı şartları da göz önüne alındığında zamanın daha verimli kullanılması gerektiği ve önümüzdeki birkaç yıl içerisinde karşılıklı bağımlılığı göz önünde bulundurmamız ortadadır. Çünkü Türkiye-İran ekonomileri bir birini tamamlayan özelliklere sahiptir. Van'ın buradaki sınırıyla ve oynayabileceği rolüyle bu konferans ve diğer çalışmalar teyit etmektedir. Önümüzdeki zihinsel eşik karşılıklı bağımlılığı derinleştiren yüksek rekabet ve yüksek işbirliği perspektifidir. Dönem dönem 2 ülke arasında yaşanan söylem bazındaki teknik krizlerin diğer alanlara yansıtılmadan yönetilmesi ve inisiyatiflerin aksamamasıdır. Çünkü umuyoruz ki sağduyu bunu gerektirir" dedi.

"İRAN VE TÜRKİYE KOMŞU ÜLKELERE FIRSAT TANIYOR"

IPIS Başkan Yardımcısı Mohsen Rouhısefat, İran ve Türkiye arasındaki ekonomik ve siyasi ilişkileri değerlendirmek için önemli olduğunu söyledi.

İran ve Türkiye'nin komşu ülkelere birçok fırsat tanıdığını belirten Rouhısefat, Türkiye ve İran ilişkilerinin tarihsel geçmişinin göz önüne alınması gerektiğini belirterek, "Başta Türkiye olmak üzere diğer tüm komşu ülkelere İran ilişkilerini geliştirme konusunda fırsat vermesi aynı zamanda İran ile tarihi ve kültürel geçmişi şunu gerektiriyor. 2 ülke gelecekteki ilişkilerini geliştirmek için farklı alanlarda potansiyellerini değerlendirsinler. Ancak bu iş karşı ülkeye pozitif yaklaşım edinmeden olmaz. Özellikle siyasi makamların bazı yapay terimlerden uzak durması gerekiyor. Bu konuşulan konuşmaların genel halk algısına ne kadar etkili olacağının farkında olmaları gerekiyor."

"TÜRKİYE VE İRAN'IN DİYALOGLARI ARTMALI"

İki ülkenin potansiyellerinin kullanılabileceğini söyleyen Rouhısefat, "Bunların İran-Türkiye ilişkilerini bilmeleri gerekiyor. 3. ülkelerle olan ilişkilerde İran-Türkiye ilişkileri arınmalıdır. Buda doğrultuda ortak menfaatlere vurgu yapmak çok etkili olabilir. Orta Doğu'nun sorunlarını çözmek içim bölgesel anlamda 2 ülkenin birçok potansiyelini kullanabiliriz. Sorunlar yaşanan Ortadoğu'nun sorunlarını çözmek için bölgedeki aktörler özellikle Türkiye ve İran'ın diyaloglarının artırılması gerekir. Aşırıcı karşı çıkmak ve bunlarla mücadele etmekte 2 ülkenin en önemli görevlerinden biri olmalıdır. Terörizm ve aşırıcılık bölgemiz ve dünyayı en çok tehdit eden sorunlarından bir tanesidir. Buda çok boyutlu ve uzun vadeli çözümler ile bununla mücadele edebiliriz" dedi.

"İRAN-TÜRKİYE PAZARI ÇOK CAZİPTİR"

Rouhısefat, "Siyasi ilişkilerin yanı sıra ekonomik, kültürel, sanayi, enerji ve aynı zamanda genel diplomasiyi de güçlendirmek 2 ülkenin ilişkilerinin derinleşmesine daha çok yardımcı olacaktır. İran-Türkiye pazarı 2 ülkenin tüccarları için çok cazip bir pazardır. Ancak bu alanda 2 ülkenin çok kapsamlı bir haritasının olmamasından bu anlamda ilişkilerin derinleşmesi adına ihracat ve ithalatta kolaylaştırmak sorunların ortadan kaldırabilir. İran petrol ve enerjide en önemli ülkelerden biridir. Türkiye ise enerji ve petrolü dışarıdan karşılayan bir ülkedir. Bu anlamda Türkiye, İran'ın potansiyelini tam anlamıyla kullanamamıştır. Su gibi enerji alanlarında da işbirliğinin artırılması kaçınılmazdır. Aynı zamanda diplomasi konusuna da baktığımızda ilişkiler geliştirilmelidir. 2 ülkenin kültürel etkileşimini ve halkların etkileşimini daha çok artırabiliriz. Bu konuya dikkat etmek ve halkımızı olumsuz etkilemesi engellenebilir" diye konuştu.

"İNSANLARIMIZDA TOPLANTILARIMIZA KATILSIN"

Türkiye-İran forumunun büyük bir yatırım olduğunu söyleyen Rouhısefat son olarak, "İran'ın 3 tane sınır ili ile Türkiye'nin sınır illerinin ekonomik anlamada toplanması büyük önem taşıyor. İnsanlarımızı bu tür toplantılarımıza davet edelim. Bu şekilde deklarasyonu daha rahat bir şekilde uygulanabilir" dedi.

"EN BÜYÜK BAĞIMIZ İSLAM"

23. Dönem Van Milletvekili Kayhan Türkmenoğlu, Türkiye ve İran ilişkilerinin temelinde imparatorlukların izinin yanı sıra İslam medeniyetinin etkilerinin büyük olduğunu ifade etti.

Bu yıl 100 bine yakın İranlı turistin Van'ı ziyaret ettiğini hatırlatan Türkmenoğlu, "İki ülkeye sınır olan illerin ticarette daha aktif olması gerekiyor. Sınır illerinin ticaretinin gelişmesi iki ülkenin ticaretini de geliştirir. Bu anlamda bu forumlar iki ülkenin ticari, siyasi ve ekonomik ilişkilerinin gelişmesi açısında önemlidir" dedi.

"BAKIŞ AÇISI İKİ ÜLKEYE ZARAR VERİYOR"

İran Ankara Büyükelçisi Alireza Delkhosh, iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesini engelleyen bakış açısının zarar verdiğini belirtti.

İki ülkenin ortak sınıra ve kültüre sahip olmasının önemine değinen Delkhosh, "İki ülkenin güvenlik ve siyasi konularda ortaklık yapması gerekiyor. Özellikle iki ülkenin sınır illeri arasındaki sorunların çözülmesi başlatılan çalışmalar devam edememiştir. İki ülke içten dinamik bir güce sahiptir. Bazı kara bulutlar iki ülke arasındaki ilişkileri bozmaya çalışıyor. İlişkilerdeki zirveyi ve yolu düşünürsek, bu kara bulutlar sadece zahmetimizi arttırır. İlişkilerimiz çok güçlü olmalı ve bölgede yaşanan olayların bu ilişkileri zedelemelerine izin vermemeliyiz" diye konuştu.

"İKİ ÜLKE DE KÖKLÜ MEDENİYETE SAHİP"

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Orhan Birdal, iki ülkenin köklü medeniyetlere sahip olduğunu ve ilişkileri geliştirmek için iyi belirtilerin olduğunu anlattı.

Birdal, "Türkiye ve İran ezeli ve ebedi iki dost ülkedir. İki ülke dünyanın ve Orta Doğu'nun köklü tarihine damga vurmuş medeniyetlerin bugünkü temsilcileridir. Bu tarihsel miras, her iki ülkeye şimdi ve sonrası için tarihsel misyon ve sorumluluklar yüklemektedir. Böyle bir sorumluluk anlayışı içinde ortak değerler ve çıkarların çatısı altında birleşip, bölgede gelişmenin ve kalkınmanın yollarını açmak elbette bize düşmektedir. Bugüne kadar inişli çıkışlı bir grafik izleyen iki ülke ilişkilerinin bundan sonraki dönemde ivme kazanarak devam edeceği yönünde güçlü ve sağlam argümanlar vardır. Bu noktada şunu hatırlara getirmekte de fayda vardır: İki ülke sınırı 1639'dan beri barışın ve sağlam ilişkilerin sembolüdür" ifadelerini kullandı.

"VAN DÜNYANIN EN ÖNEMLİ ŞEHİRLERİNDEN BİRİDİR"

Van'ın İran'a olan sınırıyla ilgili de konuşan Birdal, "Yaklaşık 560 kilometrelik bu sınırın yaklaşık 300 kilometresi Van ili sınırları içindedir. Van sadece ülkemizin veya bölgenin değil, dünyanın kültürel ve tarihi mirasının çok önemli şehirlerinden birisidir. Van'ın böyle bir iş birliği eğilimine kapı olması, zemin hazırlaması tarihsel misyonuna da yakışmaktadır. Burada bulunan herkese bu vesileyle teşekkürlerimi şimdiden ifade etmek isterim. Buradan çıkacak sonuçların ve alınacak kararların iki ülke ilişkileri açısından hayırlara vesile olmasını temenni ederim" ifadelerini kullandı.

"VAN GÖLÜ İKİ ÜLKE İÇİN BÜYÜK ÖNEM TAŞIYOR"

Van Gölü'nün 2 ülke için büyük önem taşıdığını söyleyen Birdal, "Bazargan/Gürbulak ve Çeşme Saray-Dilucu bölgeleri olmak üzere iki ana sınır noktası üzerinde çalışmanın uygun olduğu görüşü ortaya konmuştur. TCDD tarafından yürütülen çalışmalar tamamlanmıştır. İran tarafının kendi çalışmalarını tamamlamasını beklemekteyiz. Van Gölü Geçişi iki ülke ticareti açısından önemlidir. Van Gölü feribotlarında yaşanan sorunlar, feribot işletme maliyetlerinin yüksek olması, Elazığ-Tatvan hattının coğrafi ve fiziksel durumu ve bu hat üzerindeki işletmecilikle ilgili problemler nedeniyle İran ve ilerisi ülkelere yapılan taşımalar istenilen seviyede ve kalitede gerçekleştirilememektedir. Bu durum, hem bekleyen yüklerdeki artış sebebiyle tren işletmeciliğimizi olumsuz yönde etkilemekte hem de müşteri taleplerinin yeterince karşılanamaması sonucunu doğurmaktadır" şeklinde konuştu.

"FERİBOT PROJESİ DEVAM EDİYOR"

Birdal, "Bununla birlikte ülkemizin İran ve Orta Asya ülkeleriyle ticaretinde önemli bir rolü olan Van Gölü'ndeki seyir süresini 1 saate düşürecek ve taşıma kapasitesinin ise 7 kat artıracak 2 adet hızlı ve yüksek kapasiteli (50 vagon kapasiteli) feribot yapımı projesi devam etmektedir. Van gölünde çalışacak 2 adet yeni feribot ile Van-Tatvan arası 49 mil seyahat süresi 4,5 saatten 3,5 saate düşecektir. Feribotların taşıma kapasitesi 4 bin tondur. Yolcu kapasitesi 350'dir. Daha önceki feribotlar 4 adettir. Vagon taşıma kapasitesi 10-12 vagondur. 40 yaşlarındadır. 1. feribot test sürüşleri başarılıdır. Birtakım ekipmanların konulması için yükleniciye teslim edilmiştir. 2. feribot da suya inmiştir. Fakat donanım çalışmaları sürmektedir. İkisini de en kısa zamanda tam randımanla hizmete almak için yoğun çaba sarf etmekteyiz" dedi.

BİRDAL, ÇALIŞMALAR HAKKINDA BİLGİ VERDİ

Yol bakım çalışmaları gibi çalışmalar hakkında da bilgiler veren Birdal son olarak şunları kaydetti: "Elazığ-Van-Kapıköy hattındaki yol bakım çalışmaları gibi nedenlerle Transasya ekspresi ve Van-Tebriz trenlerinin seferleri 01 Ağustos 2015 tarihinden itibaren geçici olarak durdurulmuştur. Transasya ve Van-Tebriz yolcu trenlerinin yeniden sefere konulması da gündemimizdedir. Trenlerin tekrar seferlerine başlatılmasıyla ilgili talebimiz İran Demiryollarına ve İran Demiryollarının yolcu taşıma imtiyazı verdiği RAJA Demiryolu Taşımacılık Şirketine bildirilmiştir. Ancak, talebimize ilişkin bu güne kadar herhangi bir cevap alınamamıştır. Orta Asya'ya yapılacak ihraç taşımalarının İran ile yapılacak "Blok Tren Anlaşması" ile Türkmenistan'ın Aşkabat şehrine yaklaşık 8-10 gün içerisinde ulaştırılabileceği düşünülmektedir. Kapıköy (İran-Türkiye Sınırı)-Tebriz-Tahran-Meşhed-Sarakhs (İran-Türkmenistan Sınırı) demiryolu güzergâhı üzerinde, 926 km'lik Tahran-Meşhed parkuru çift hatlı olarak inşa edilmiştir"

Kalkınma Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Fatih Hasdemir, İran ve Türkiye arasındaki potansiyelin fazla olduğunu, bu durumun yoğun çalışmaları beraberinde getirdiğini anlatarak, iki ülkenin ilişkilerinin hem bölge, hem de dünya barışı için önemli olduğunu aktardı.

Son olarak söz alan Van Valisi İbrahim Taşyapan ise, Türkiye ve İran ülkelerinin coğrafyasının Avrupa kıyılarından Hint Okyanusuna kadar uzanan bir bölgeyi kapsadığını, bu büyük coğrafyanın birçok imkanı beraberinde getirdiğini belirtti.

"İRAN İLE İYİ BİR DOSTLUĞUMUZ VAR"

Van Valisi İbrahim Taşyapan'da "Her ülkenin kendine özgü öncelikleri, avantajları ve dezavantajları var. Bunları bir araya getirdiğimiz zaman buradan iyi bir sinerji çıkması gerekiyor. Bizde bunun için uğraşıyoruz. Hoy, Tebriz, Urmiye, Erdebil gibi şehirler artık bizim komşu şehirlerimiz ve bize en yakın şehirlerdir. Biz bu şehirlerimizle her zaman kardeş olduk" dedi.

İran ile aralarında sıcak ilişkilerin olduğunu kaydeden Taşyapan, "Bu ilişkilerimiz çok güzel bir düzeydedir. Dolayısıyla sınır illeri valileri olarak işbirliği toplantılarında bir araya geliyoruz. Dolayısıyla iyi bir dostluğumuz ve işbirliğimiz var. İran büyük bir ülke ve büyük imkanları var. Türkiye'de aynı zamanda büyük medeniyetler kurmuş bir ülkedir. Bakıldığı zaman Van şehri olarak Türkiye'nin en doğusuda gözüküyoruz. Ama önümüzde büyük bir dünya daha açılıyor. Burada en büyük partnerimizdir " şeklinde konuştu.

"ÖNCELİKLE KUVVETLİ BİR SİYESİ İRADE GEREKİR "

Taşyapan, "Van şehri bugün Türkiye'nin Orta Asya'ya ve oradan da uzak doğuya açılan demiryolunun başlangıcıdır. Hudut kapılarımızın sayıları 3'e çıkmıştır. Kapıköy Sınır Kapımızda bu yıllın sonlarına doğru güzel bir gümrük binasıyla ve duble yollarıyla her türlü ulaştırmaya, ticarete, sanayinin gelişmesine her türlü altyapıyı oluşturacaktır. 2 ülke arasındaki gelişmenin olabilmesi için öncelikle kuvvetli bir siyesi irade gerekir. Bunun arkasında kuvvetli siyasinin altını dolduracak çalışmalar yapılması gerekir. Bunları hem sanayiciler, hem de bürokratlar yapar. Biz burada her iki tarafı bir araya getiriyoruz. Yaptıklarımızı daha iyi bir yere taşıyor olabiliri konuşmak ve bunun üzerinden de dünyanın genel içerisinde 2 ülke nerede duruyor, nasıl bir imkanlar var. Bunları konuşmak için bu forumlar var" şeklinde konuştu..

Erdebil Belediye Başkanı Hamid Lotfollahian, Doğu Azerbaycan Vali Yardımcısı Ali Navadad, İran Büyükelçiliği Maslahatgüzer Alireza Delkhosh ve IPIS Başkan Yardımcısı Mohsen Rouhisefat'ın konuşmasından sonra forum, "Sınır Ticareti ve Lojistik" başlığında ve Tahran Eski Büyükelçisi Selim Karaosmanoğlu moderatörlüğünde gerçekleştirilen oturumla devam etti.

Bakmadan Geçme