Türk'ün Türk'ten Başka Dostu Yoktur!
Faik Kumru yazdı...
'Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur.', 'Üç tarafı denizlerle, dört tarafı hainlerle çevrili.' gibi hamasi cümleleri ifade etmek, günümüz dünyası açısından pek anlamlı olmasa gerek. Bunlar, bizi biz yapan kelime toplulukları ve düşünce biçimleri olamaz. Çizilen bu çerçeve, koca bir yalan, asılsız bir maval, saçma bir martaval, uydurma bir palavradır.
Türk'ün Türk'ten başka o kadar çok dostu varmış ki şu zifiri zulüm döneminde dünyanın dört bir tarafına dağılan, bütün o mazlum insanlara kucak açan, iş ve aş veren, insani bir yaşam fırsatı sunan yüreği güzel dünya milletlerini de gördük ve hepsini yakinen tanıdık.
Üç tarafımız denizle çevrilidir lakin, her tarafımız düşmanlarla çevrilmiş değildir. Her şeyi kaynağından bulandırmaya, yamuk yumuk bir şekle ve herkesi de iflah olmaz azılı bir düşman durumuna getirmeye kendimizi kodlamışız sanki. Bu illet, marazi ve hastalıklı bir düşünce tarzıdır. Devasız ve çaresiz bir kumkuma ruh haletidir.
Yaratılan her şey güzeldir. Hiçbir insanın, hiçbir varlığı ve hiçbir şeyi çirkin göstermeye asla hakkı bulunmamaktadır. Güzel olan bir varlığı ve eşyayı çirkinleştirmek, insanlıktan nasibini alamayan dengesiz kişilerdir. İçindeki kötülüğü sıradanlaştıran, canavar ruhlu mahluklardır.
Allah'ın yarattığı ve dünyanın muhtelif yerlerinde nefes alan her insan özü itibariyle güzeldir. Bizim, hiç kimseyi çirkinleştirmeye; hiç kimsenin nefesini kesmeye; hiç kimseyi terazide tartmaya; hiç kimseyi ötekileştirmeye asla hakkımız yoktur. Biz tartı, kantar, terazi değiliz.
Bütün toplumların günden güne menfi veya müspet manada değiştiği, dünyanın artık küçük bir köy durumuna geldiği, ulaşım ve iletişim sistemlerinin sınır tanımadığı, fikir alış verişinin son hızla arttığı, aydın ve entelektüel kişilere erişimin kolaylaştığı, ülke sınırlarının izafi ve göreceli bir hale evrildiği gibi hususlar daha görünür olmuştur.
Kendimize sınır çizmek, hudut belirlemek, tel örgü çekmek, yüksek duvarlar inşa etmek, cıs alanları meydana getirmek akıl krı bir davranış tarzı olamaz. Görüş açılarımızı genişletmek için, çok geniş sahalara göz gezdirmekle mümkün olacaktır. Mahruti, yüksekten kuş bakışı bir nazar, bütün her şeyi daha geniş biz zaviyeden görmemizi imkanlı bir vaziyete getirecektir.
Dirsek atan birisi, dirsek yemeye de razı olmuş demektir. Tebessüm eden birine, hiçbir kimse asık bir surat ile mukabelede bulunmaz, karşılık vermez. Güzel olana güzellikle cevap vermek güzeldir. Çirkin bir fiile, içinde iyilik barındıran bir davranışta bulunmak ise daha insani bir hadisedir ve her yiğidin de harcı değildir.
Bu kadim bereketli Anadolu topraklarının güzel insanları, en güzel şeyleri bağrında taşımakta ve en güzel şeyleri de hak etmektedir. İçimizdeki zehirli yılanların tıslaması, her önüne geleni ısırması kendi fıtratlarının gereğidir. Cennet misali muhteşem memleketimiz, batısı-doğusu ve güneyi-kuzeyi ile yekpare parçalanamaz bir bütünü teşkil etmektedir.
Bu düşünceler çerçevesinde herkesi dost bilmek, bunun yanında, her insan şaşırabilir gerçeği etrafında gerekli tedbirleri almak, aldanmamak ama aldatmamak da arzu edilen bir seviyedir. Her hanenin bacasında huzurun tütmesini temenni ediyorsak, öncelikle, herkesin içinde var olan ve irin gibi birikmiş düşmanlıkları gönül sobamızda yakmamız öncelikli bir vazifedir.