Üç günlük kısa çalışma ödeneği başvurusu 15 yıla bedel
Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs dolayısıyla Türkiye'de birçok sektörde üretim ve faaliyetlere ara verildi. İstihdamı korumak, çalışılamayan dönemde işçinin gelir kaybını telafi etmek amacıyla kısa çalışma ödeneği bugüne dek hiç olmadığı kadar etkin kullanılacak. Kısa çalışma ödeneğinden yararlanmak için ilk 3 günde yapılan başvurular bile, 15 yıllık dönemde ödenek alan işçi sayısını geçti.
Koronavirüse karşı karantina önlemleri kapsamında birçok sektörde üretim ve faaliyetlere ara verildi. Üretime, faaliyete ara verilen iş yerlerinde çalışanların çalışmadıkları dönemdeki gelir kaybını azaltmak ve işsizliği önlemek amacıyla kısa çalışma ödeneği (KÇÖ) etkin bir şekilde kullanılacak. KÇÖ, işverenin işçisini, işçilerin de işini kaybetmeden ve gelir kaybını asgari seviyede tutarak bu dönemi atlatmasını sağlayacak.
Türkiye İş Kurumu'nun (İŞKUR) verilerine göre, ilk defa uygulamaya konulan 2005 yılından 29 Şubat 2020 tarihine kadar olan dönemde 349 bin 798 kişiye kısa çalışma ödeneği verildi. Hak sahibi kişilere yapılan toplam ödeme tutarı 432.5 milyon lira oldu.
Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk'un açıklamasına göre, başvuruların başladığı ilk 3 günde 19 bin işletme 420 bin işçi için KÇÖ talebinde bulundu. Başvuruların çok daha artması bekleniyor.
Kısa çalışma ödeneği, son 12 aylık ortalama prime esas kazanç üzerinden ödeniyor. Geçen yılın son 9 ayı ve bu yılın ilk 3 ayında asgari ücretle çalışan bir işçiye ödenecek kısa çalışma ödeneği bin 582 lira olacak. Bu, aynı zamanda en düşük ödenek tutarı anlamına geliyor. Ödenek başvurusu yapılan 420 bin kişinin tamamı en düşük tutar üzerinden ödenek alsa bile aylık ödeme tutarı 664 milyon liraya ulaşacak.
HER İŞVEREN BAŞVURABİLİR
Kısa çalışma ödeneği bugüne kadar genellikle zor durumda kalan küçük orta boy işletmeler (KOBİ) tarafından kullanıldı. Ancak çoğu küçük işletme ve esnaf, kısa çalışma ödeneğinden yararlanma hakkı olduğunu bilmiyor.
Kısa çalışma ödeneği başvurularında sektör veya işçi sayısına bakılmıyor. İş yerinde kaç işçi çalıştığının hiçbir önemi bulunmuyor. Önemli olan, karantina dolayısıyla üretime / faaliyete kısmen veya tamamen ara verilmiş olması. İşçilerin de ödenek almak için gerekli koşulları taşıyor olması yeterli. İşçiler için aranan koşul ise son 3 yıl içinde en az 450 gün priminin bulunması ve son 60 gün hizmet akdi ile bir işverene bağlı çalışmasıdır.
Bu koşulları sağlayan bir işçisi bile bulunan işveren kısa çalışma ödeneği için başvuruda bulunabilir.
VERGİ VE PRİM BORCU BULUNAN İŞVEREN DE YARARLANIR
Çoğu işverenin Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ve maliyeye vergi ve prim borcu bulunuyor. Vergi ve prim borcu, kısa çalışma ödeneğinden yararlanmaya engel teşkil etmiyor.
İçişleri Bakanlığı'nın genelgesi ile 65 yaş üstündekiler ve kronik hastalar için sokağa çıkma yasağı uygulanmakla birlikte, sigortalı çalışmakta olan söz konusu kişiler de gerekli şartları taşımaları halinde diğer işçiler gibi kısa çalışma ödeneğinden yararlanabilecekler.
BRÜT ÜCRETİN YÜZDE 60'I
Kısa çalışma ödeneği, son 12 aylık ortalama prime esas kazancın yüzde 60'ı üzerinden yapılacak. Okurlardan gelen sorulardan, yüzde 60'ın hesabında brütün mü net ücretin mi dikkate alınacağı konusunda kafa karışıklığı olduğu anlaşılıyor. Prime esas kazanç genellikle brüt ücrete yakındır. Çocuk zammı, yemek ve yol yardımı gibi ödemeler hariç tüm kazançlar üzerinden sosyal güvenlik primi kesilir.
Bekâr bir işçi için asgari geçim indirimi (AGİ) dahil net ücret ve brüt ücrete göre kimin ne kadar kısa çalışma ödeneği alacağı, aşağıdaki tabloda yer alıyor.
Brüt ücretin yüzde 60'ı oranında olan kısa çalışma ödeneği, net ücretin yüzde 75'i ile yüzde 83'ü arasında değişecek.
Haberturk