Ulusça fedakarlık günlerindeyiz...

Tarih: 1 İkincikanun (Ocak) 1943... O günlerde Trabzon'da günlük yayımlanan HALK gazetesini okuyorum. Gazete, sürmekte olan İkinci Büyük Savaş'ın haberleriyle dolu... Dünyamızın en zor günleri.

Ulusça fedakarlık günlerindeyiz...

Hikmet Aksoy

Tarih: 1 İkincikanun (Ocak) 1943... O günlerde Trabzon'da günlük yayımlanan HALK gazetesini okuyorum. Gazete, sürmekte olan İkinci Büyük Savaş'ın haberleriyle dolu... Dünyamızın en zor günleri.

Türkiye, savaşa girmemiş ama, savaşın getirdiği ekonomik/sosyal zorlukları/sorunları tüm dünya ülkeleri gibi yaşıyor.

Başka yapacak; başka bir yol da yok zaten.

Şeker yok...

Tuz yok...

Gaz yok...

Ekmek karne ile veriliyor. Hiçbir zaman yeterli değil.

Daha bir çok tüketim maddesi piyasada yok...

Karaborsa kol geziyor.

O günleri yaşamamış, araştırıp okumamış kimi yeniler, şimdilerde değerlendirme yaparken; gazın, tuzun, ekmeğin, şekerin, kaput bezinin/basmanın yokluğunu söz konusu yapıp, rende gibi kendilerine yontuyor, akıllarınca siyasi rant sağlıyorlar...

Roman okumak kolaydır da, ana fikrini kavrayacak zihin açıklığı gerek...

Rahmetli Demirel mantığıyla; "vardı da mı, vermedik?" demenin tam yeri.

Savaşın acılarını yaşamamış olmanın şükrünü bilmemek buna denir.

xxx

Neyse...

İşte o buhranlı, yoklukların yaşandığı günlerde 1 Aralık1943 tarihli HALK gazetesinden okuyoruz.

O zamanki adıyla İskefiye, bugünkü adıyla Çarşıbaşı, Vakfıkebir'e bağlı bir küçük kasaba... Burada 1930 'lu yıllarda kök salıp gelişen ve 1940'lı yıllarda doruk noktada başarıya ulaşan keşan -peştemal dokumacılığı var.

Kasabanın ekonomisi dokumacılık ve tarım üzerine kurulmuş...

Halk bugünkü gibi, direkt balıkçılıkla değil, dokumacılıklar ilgili.

Pek çok dokuma tezgahı var kasabada...

İşte savaşın böylesine sıkıntılar yaşattığı, geçim zorluğunun has safhada olduğu o günlerde bu kasabada kurulu " İskefiye Küçük Sanat Kooperatifi" tam kapasite çalışıyor.

Çalışıyor ve kazanıyor...

Kazanıyor ve yardımsever kooperatif yönetimi bakınız neler yapıyor:

Türk Hava Kurumu'na 1.000 (Bin) lira bağışta bulunuyor.

Düşününüz o zamanki bin liranın değerini... Ekonomi; para, kuruş, lira üzerine kurulmuş...

Bugünün parasıyla kaç milyon/milyar lira? Siz tahmin ediniz.

"İskefiye Küçük Sanat Kooperatifi" sadece Türk Hava Kurumu'na değil; ayrıca Çocuk Esirgeme Kurumu'na 250 lira, Kızılay'a 250 lira ve o sıralar deprem felaketi yaşayan Erbaa halkına da 500 lira yardım yapıyor.

xxx

Tarihte kalmış böyle nice güzel fedakarlık örnekleri var ulusumun...

Diyeceğim o ki; ulus ve ülke bütünlüğümüzün dış güçlerce parçalanması melaneti ile karşı karşıyayız. Altmış dört yıl öncenin yokluklar yaşanan döneminde ülkemizin/insanımızın kalkınması, sorunlarının giderilmesi konusunda bu ülke halkının nasıl bir yurtseverlik sergilediğinin örnekleri pek çoktur tarihimizde...

Şimdi, yine Batı'nın ihanetini yaşayan ülkem ve yurttaşlarımın yukarıda örneğini verdiğim yurtseverlik ve fedakarlık gösterme günlerini yaşıyoruz.

Geleceğin aydınlık ve mutlu Türkiyesi için bunu şimdi yapmak durumundayız.

Bakmadan Geçme