Unutmak...!
''Sen, hiç sevdiğin birinin sesini unuttun mu?'' Derin düşününce unutmanın ne kadar korkunç bir şey olduğunu izah edemiyorum.
''Sen, hiç sevdiğin birinin sesini unuttun mu?''
Derin düşününce unutmanın ne kadar korkunç bir şey olduğunu izah edemiyorum.
Yaşam boyu nice canlarımızı yitirdik veya ayrı düştük, kimi zaman Aileden, kimi zaman arkadaşlarından kimi zamanda gönül verdiğimizden ayrı düşüyoruz. Hayat bu, inişler çıkışlar yaşıyoruz.
Hayatta olanlarla bir şekilde veya bir yerler de karşılaşıp konuşabiliyoruz, seslerini duyduğumuzda içimizde birşeylerin kıpırdadığını hissediyoruz.
Kırgın dahi olsak, içimizde o kişiye karşı bir sevgi var ise sesini duyarken içimiz kıpır kıpır olur. Konuşursun tartışırsın gönül almaya çalışırsın. Nihayetinde insanız, kısacık ömrümüze ne kadar dost ve sevgi sokabiliyorsak o kadar çok mutlu oluyoruz.
Ben babamın sesini unutmak istemiyorum demiştim. Yani 37 yıl olmuş kaybedeli. Özlem o kadar çok büyümüş ki içimde dostlarımla paylaştım. Anılara dalınca yaşadıklarım aklıma geliyor, geliyor da ses yok.
Düşünce tüneline girip o tünelde çok şeyi gözümüzün önüne getiriyoruz ama sanki sağır ve dilsiz gibi hissediyoruz, bir ses duymak istiyor insan. Ama hafızalarımızda görüntü var SES yok.
Teknolijinin geliştiği bu dünyada, ki sanırım 7 den 70'şe herkesin bir cep telefonu var. Sevdiklerinizin sesini duymak bir dokunuşa bakar. Yani hiç de eskisi gibi uzak değil, çok yakınınızda hatta o kadar yakın ki sol yanımızda . cebimiz de, elimiz de heran.
Sevdiklerimizi arayalım araya zamanı sokmayalım, zamanöyle çabuk geçiyor ki, telafisi mümkün değil.
Ne demiş şair ''Bir ses , bir nefes yeter bana''
Sevdiklerinizin, değer verdiklerinizin sesini duyun ,Duyun ve hafızalarınıza kazıyın canlar.
YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ