Urmiye Gölü'nde çevre felaketi, Van'da kar yağışı
İlimizde 2015 yılının son günü başlayan kar yağışı 2016nın ilk üç gününe kadar kesintisiz sürdü. Bazı yerlerde kar kalınlığı 1 metreyi geçti. Kar yağışıyla birlikte ulaşımda, hayatın akışında aksamalar meydana geldi. Son yılların en yoğun kar yağışı nedeniyle evlerinden dışarı çıkmakta zorlanan Vanlı aileler bunu fırsata dönüştürerek Vana özgü yöresel yemek sofraları etrafında çoluk çocuk, eş dost bir araya gelerek kışın keyfini çıkardı. Kızak kayanların, kartopu oynayanların, karda romantik yürüyüş yapanların, öz çekim ile fotoğraf çekenlerin neşesine araçları yollarda kalanların maceraları eklenince kışa özgü ilginç görüntüler ortaya çıktı.
Uzun yıllar sonra öylesine çok kar yağdı ki ‘Nerede o eski kışlar, nerede o kar yağışları' sözü hükmünü yitirdi. Kar altında kalan her yer beyaza büründü. Şikâyet sözcükleri yerine mutluluk fotoğrafları paylaşıldı. Gökyüzü ve denizi; özgürlüğü, huzuru ve sonsuzluğu ifade eden mavi renk kadar saflığın ve temizliğin simgesi, soğukkanlılığı, asaleti, masumiyeti, istikrarı ve devamlılığı temsil eden beyazın Van'ın doğasına, şehrin sakin asil ruhuna ne de çok yakıştığı kar örtüsüyle bir kez daha ortaya çıktı.
Kar yağışı yaşamda kısa süreli bazı zorluklara neden olsa da tarım, su kaynakları, ekoloji açısından hayati önem taşıyor. Kar yağışı sükunettir, berekettir, bolluktur, temizliktir verimdir. İyi ki şehrimize kar yağıyor.
İlimizdeki kar yağışının güzelliğinden, sayısız yararından, yanı başımızda komşumuz İran Urmiye eyaletinde susuzluk nedeniyle yaşanan 15 milyon insanı etkileyen doğa felaketine geçelim.
Tahran'da yapılan İkinci Türkiye İran Formu'nun Van-Urmiye-Tebriz ekonomi kültür başlıklı oturumunda konuşan Doğu Azerbaycan (Tebriz) Eyalet Valisi Esmail Jabbarzadeh'in Batı Azrebaycan sınırları içinde yer alan Urmiye Gölü'nun kurtarılmasına yönelik Türkiye-İran işbirliği çağrısı ve Urmiye Gölü'nün kurumasını anlatan ürpertici sunum sonrası ilimizde yağan kar yağışının ne denli büyük bir değer taşıdığını bir kez daha anladım. Tahran'da Urmiye Gölü'nün fotoğraflara yansıyan üzücü halini gördükten sonra yağan kara şükürler ettim.
Van'a Yüksekova-Esendere gümrük kapısından 238 km. uzaklıkta hava yoluyla 45 dakika, kara yoluyla 3 buçuk saat uzaklıktaki komşumuz İran'ın 31 eyaletinden biri olan Batı Azerbaycan Eyaleti Urmiye Gölü kıyısında yer alan Urmiye kenti göl sayesinde Van gibi ılıman bir iklime ve güzelliklere sahiptir. Ancak Urmiye'ye hayat veren göl sularının çekilmesi sonucu göl tuz çölüne dönmüş durumda.
Çok vahim bir sorun yaşanıyor.
26-27 Aralık 2015 günleri Tahran'da “Sektörel ve Finansal Derinleşme için Fırsatlar” ana teması ile gerçekleştirilen 2. Türkiye - İran Van Forumu'n Kültür ve Turizm, Süründürülebilir Çevre ve Marka Şehirler başlıklı oturumlarda İranlı konuşmacılar tarafından Urmiye Gölü felaketi boyutlarıyla gündeme taşındı.
Urmiye Gölü'nü Canlandırma Komisyonu yetkilisi Hüseyin Şahbaz Urmiye Gölü çevre felaketini istatistikî bilgiler, grafikler ve fotoğraflar eşliğinde yaptığı sunumda anlattı. Görüntüler üzücü, etkileyici ve bilgilendirici olduğu kadar düşündürücüydü. Çevre felaketi bilgi ve resimleri karşısında kendi adıma çok etkilendim.
Gölde 30 milyar metreküp sudan yalnızca 2 milyar metreküpü kaldığını, suların çekilmesiyle gölün, büyük bir tuz çölüne dönüştüğünün altını çizen Şahbaz, gölün kurumasını şunlara bağlıyor: Göl çevresinde 107 bin adet yarısı ruhsatsız sondaj kuyusunun açılması, buharlaşma, gölü besleyen nehir kolları ve havzası üzerinde barajların yapılması, gölün iki yakasını (Tebriz-Urmiye) birbirine bağlayan köprünün dolgu yapılarak göl üzerinde inşa edilmesi, gölün çevresinin doldurulması, yağış oranlarının düşmesi, son dönemde yaşanan kuraklık, sanayi kuruluşlarının atık maddelerinin yer altı sularına karışması ve göle ulaşması.
Dünyanın en büyük ikinci tuz gölü, dünyanın üçüncü, Ortadoğu'nun en büyük gölü olan , 5 bin 200 kilometrekare yüzölçümü bulunan, en derin noktası yaklaşık 16 metre olan Urmiye Gölü'nün yüzde 94'ünün kuruyarak göldeki 30 milyar metreküp sudan yalnızca 2 milyar metreküpü kaldığını vurgulayan Şahbaz, Tahran yönetiminin gölü 10 yıl içinde gölü eski haline getirme hedefiyle 6 milyar dolar kaynakla (yaklaşık 20 katrilyon) İran'ın en büyük çevre projesini başlattığını belirtti. Şahbaz, asırlar önce Van Gölü ile tek bir göl olan sonradan ayrılan Urmiye Gölü'nü canlandırmak için Van Gölü'nün yanı sıra, Gürcistan ve Aras nehrinden borularla su taşımayı planladıklarını söyledi.
İranlıların sahillerinde yüzdüğü, çevresinde dinlendiği göl suyunun bu hızla çekilmeye devam etmesi halinde bölge halkı, çevre ve göl etrafındaki canlılar için büyük bir çevresel sorun ve sağlık açısından krizin baş göstereceğine dikkat çekerek feryat eden Şahbaz, 1993 yılından itibaren kurumaya başlayan Urmiye Gölü sorununun İran'ın sorunu olması kadar komşusu Türkiye'nin ve bütün dünyanın çevre sorunu olduğuna işaret ederek Urmiye Gölü'nün hızla özelliklerini kaybetmekte olduğunun altını çizdi.
Tebriz- Urmiye kentlerinin ortasında yer alan gölün kurumaya başlaması, İran'da ve çevre ülkelerde özellikle İran Azerbaycan bölgesinde endişe verici bir durum yarattığını, gölün kuruması durumunda çevrede bulunan sekiz kentin altısının tahrip olacağı ve tuzla kaplanacağını kaydeden Şahbaz, “Urmiye gölünün tamamen kurumasının başta Türkiye-Van olmak üzere komşu ülkeleri ekonomik, ekolojik, hidrolojik olarak etkilemesinden endişe ediyoruz. Gölün kuruması ile ortaya çıkacak tuz kütleleri, toz bulutları ile komşu havzalara taşınacak ve çevrede yer alan su ve toprak kaynaklarına zarar verecektir. Gölün bu durumu ve etkileri ile bölgesel bir sorundur. Gölün kurtarılma sürecinde dostumuz, komşumuz Türkiye ile teknik ve ekonomik işbirliğine ihtiyacımız var” dedi.
Formda Van –Tebriz-Urmiye heyetlerinin katıldığı ‘ Sürdürülebilir Çevre ve Marka Şehirler' oturumunda konuşan, Türkiye ve Van'a çok sıcak bir ilgi duyan Tebriz Eyalet Valisi Esmail Jabbarzadeh de Urmiye Gölü'nün kurtarılması için dost, komşu Türkiye'den güçlü destek beklediklerini söyledi. Jabbarzadeh çok ciddi çevre sorunuyla karşı karşıya kaldıklarına dikkat çekerek, “ Van Gölü'nden Urmiye gölüne su taşınması için Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi, İran'ın Urmiye, Tebriz ve Tahran üniversitelerinden bilim adamlarının Van Gölü ve Urmiye Gölü su yapılarının birbiriyle uyumlu olup olmadığına dair inceleme yapmak üzere ortak çalışma yürütüyorlar. Bu çalışmalar olumlu sonuç vermesi durumunda iki ülke arasında teknik ve siyasi müzakereler sonucunda Van Gölü'nden Urmiye Gölü'ne 147 km boru döşenerek su aktarımı gerçekleştirilerek Urmiye Gölü kurtarılmaya çalışılacak “ dedi.
Farkında mısınız? Sorun çok büyük.
Ticaret, kültür, sosyal ilişkilerimizin ortak dil, din ve değerlerimizin olduğu komşumuz Urmiye'de ciddi çevre sorunu ortaya yaşanıyor. İnsan eliyle kuruyan gölün eski doğal haline dönmesi için Tahran çok büyük maddi kaynak ayırarak ciddi bir çalışma başlatmış, ancak bu çabaların da yeterli olmayacağı söyleniyor. Zira sorun çok çok büyük.
İşte bu felaket nedeniyle günlerdir yağan kar yağışına daha çocuklar gibi seviniyorum. Diyeceğim şudur; kar yağışının kışın kıymetini bilin.
Çevresinde 200 kuş türünün yaşadığı eskiden turistler için bir çekim alanı olan gölün etrafındaki tesislerin çoğu kullanılamaz halde olan Urmiye gölünün kurtarılması için Türkiye, ileride yeni bir felakete yol açmayacak şekilde Van Gölü'nden su aktarımı da dâhil olmak üzere bilim ve doğanın yapısına uygun her türlü teknik desteği sağlamalıdır. Çünkü Van Gölü gibi Urmiye Gölü'de bütün insanlığın ortak değeridir. Urmiye çevre sorunu İran, Türkiye, Ermenistan, Azerbaycan ve Irak'ın nihayetinde bütün insanlığın sorunudur.
Birde uyarı. Van Gölü'müzün Urmiye Gölü benzeri çevre felaketiyle karşı karşıya kalmaması için Van halkının, Van'ı yöneten yerel yönetimlerin, bütün ilgililerin felaketten dersler çıkararak zamanında önlemler alması gerekiyor. Olmaz denilmemelidir. Binlerce yıl önce Van Gölü ile bir bütün olduğu söylenen Urmiye Gölü bugün yok olma sınırında. Yanı başımızda yaşanan sorun bütün nedenleriyle incelenerek Van Gölü'müze sahip çıkılması gerekir.
Daha öncede dile getirmiştim. Yeri gelmişken Van Valisine, Belediye Başkanlarına, Milletvekillerine Meslek Odalarına, Sivil Toplum Kuruluşlarına ve Vanlılara sesleniyorum; “Gölümüz çevre felaketi ne maruz kalmadan ‘Van Gölü Koruma Kanunu'nun bir an önce TBMM'den çıkarılması için ortak çaba gösterilmeliyiz. Çünkü başka gölümüz, başka Van yok.”
Doğal hayata, doğal kaynaklara saygısızlık yapmayın, yaparsanız Urmiye'de olduğu gibi bedeli çok ağır olur.