Uyyy!.. Cısss!..

Karikatürist- Yazar Hikmet Aksoy'un hazırladığı 'Vansesi Mizah Sayfası' bundan böyle her Cumartesi günleri siz değerli okuyucularımızla buluşuyor.

Hazırlayan: Hikmet Aksoy

İthalatla sığır artacak!..

Türkiye'nin sığır varlığı 2018'de de ithalatla artacakmış... Bu konuda rapor hazırlanmış. Yani, ithalat yapılarak ülkenin kırmızı et ihtiyacı karşılanacak... İçteki sığırlara dokunulmayacak. Böylece sayısal açıdan sığır varlığı korunacak.

Hangi akıldır bilinmez!

İthalat... İthalat... Nereye kadar?

Ya şu hayvancılığı öncelikle, ama mutlaka öncelikle teşvik ederek insanımıza made in Türkiye öz malımız et yedirsek...

İthalatla bu olmuyor.

Arkasında ABD...

Zeytin Dalı Harekatı harekatında terör grupları PKK/KCK/PYD-YPG ve DEAŞ mensupları kaçacak delik arıyor. Genel Kurmay Başkanlığından yapılan açıklamaya göre etkisiz duruma getirilen terörist sayısı 1.141'e yükseldi. Temizlik harekatı başarı ile devam ediyor. Teröristleri arkalayan Amerikan kafalar saç/baş yoluyor.

GO HOME!..DEFOOOO!..

Ortadoğu'yu kan gölüne çevirip milyon insanların katili olan Coni canileri defolun bu coğrafyadan... Hani, dünya barışı için nato/mato kurmaların... Yalan üzerine kurulmuş bir barış dünyası... Bir de seni dost bilen dünya tarihinin mert/kahraman milleti Türklere açık açık düşmanlık yapıyor, kan içici, katil terör örgütlerini arkalıyorsun. Defol, bu peygamberler coğrafyasından cenabet...

-GO HOMEEEE!... DEFOOOOOL!..

Kafayı mı yedik?

Kütahya'da bir adam parkta oturan gençlerin üzerine pompalı tüfekle ateş edip, dördünü yaralamış.

Haydaaa!..

Ne oluyor yahu?

Biri çıkıyor büste, heykele balta ile saldırıyor. Bir başkası da tüfekle topluluğa ateş açıyor.

Kafayı yemiş bir grup mu oluştu bu toplumda?

Sigarayı BırakMA!

Geçen gün "Dünya Sigarayı BırakMA Günü" idi. Tüm dünyada sigarayı bırakma konusunda açıklamalar, paneller, seminerler, yürüyüşler, gösteriler falan/filan etkinlikler yapıldı. Hepsi hoş-güzel de hiç kimsenin aklına gelmeyen bir husus var: Dünyada en çok sigarayı üretip insanları zehirleyen ülke kim? ABD değil mi? Peki, sigara içmemeyi dert eden insanlar, niçin bu ülkeyi engellemiyorlar.

Yani, sigara içenler bu dertten kurtulmak için gidip dünyada sigara satış trafiğini yönlendirenleri protesto yürüyüşü yapsalar, sonra da yemin edip sigara içmeseler ya!..

Bi ölçüp da geleyım...

Temel İstanbul'da bir fabrikada çalışıyordu. Patronun babası vefat edince herkesten önce başsağlığına O koşmuştu.

Taziyede bulunmuş, patronunu teselli etmiş, yetmemiş "Tam göze girme fırsatı..." deyip kendi adına ilan vermek için gazeteye telefon açmış:

-Ölüm ve taziye için ilan vermek isteyrım.

İlan servisinden yanıt:

-Santimi 10 bin lira.

-Nasiiii?

-Santimi 10 bin lira...

-O zaman azacuk durun... Ben Rahmetlinın boyuni bi ölçeyım, sizi gene ararım, deyip telefonu kapatır.

Aptal değil de ne?

Temel bir kişiye hakaret ettiği iddiasıyla yargılanıyordu. Hakim Temel'e sordu:

-Sen, aptal dediğin bu adamı tanıyor Mus'un?

Temel adama dönüp bakar ve;

-Hakim beyum, tanımayrım, ama aptal olduğuni biliyrım.

-Tanımıyorsun ama aptal olduğunu biliyorsun. Nasıl oluyor bu, açıkla bakalım.

Temel biraz düşünüp, yutkunduktan sonra hakimi yanıtladı:

-çok kolay hakim beyum... Be köy kahvesının içinde "Aptaaal!.." diye çağırdum. Habu adam da koşup yanuma geldi ve "Baaa mi deysın?" diye sordi. Mesele habu kadar basittur hakim beyum.

Madem öyle...

Köyde kavga çıkmış, Temel kavga ettiği adamla oğlunu kıyasıya dövmüştü. Olay jandarmaya intikal etmiş, komutan gerekli ifadeleri aldıktan sonra iddiaları tarafların yüzlerine okumaya başlamıştı.

-Olayda Temel, hasmını ve iki oğlunu dövüp darp ederek..." deyince Temel kendini tutamayıp komutanın sözünü keserek itiraz eder:

Komitanım, habu işte bi yannişluk var. Ben iki oğluni değil bi oğluni düvdım. Madem öyle deyisiniz, verun zapti imzalayayum, dişaridaki oğluni da gidup dövecoğum.

Ula baaa da birak...

Gurbetteki Temel ile Cemal , hafta tatilinde buluşup gezer-tozarlar. Parkta güneşlendileri sırada Cemal merakla sorar:

-Ula Temel, diyelim ki, zengin olduk. Sen haşimde ne yemek isterdi canun?

-Ula yanayum hau akula... Misir ekmeğulan hamsi tava da. Ula habu sorulur mi? Ula ya sen de baa... Sen ne yerdun Cemal?

-Ula baa bişe birakmadun ki?

Gözünü yum..?

Gurbet dönüşü buluşan Temel ile Cemal gün boyu içip körkütük sarhoş olduktan sonra gece yarısı yalpalayarak eve dönüyorlardı. Cemal düşmemek için yol kenarındaki ağaca sarılmış Temel'e derdini anlatıyordu:

Ula Temel hık... Çok fenayum hık... Ula seni çift görıyrım hık!. .

Temel'in durumu ondan düfarklı değildir. Düştüğü yerden doğru Censl'i yanıtlar;

Ula bi gözuni yum hık!.. Bi gözuni yum! O zaman tek görursın. Ben öyle yapayrım.

Bakmadan Geçme