Uzun Yol
Mola zamanı, bir çeyrek iki tam mevsim arası…
Kol kola adımların yalnızlığa ince bir çentik attığı, beklentilerin kalbe zarar olduğu donuk dakikalar…
' Söylesene, hangi kapısından geçeceksin kulaklarımda uğuldayan sensizliğin'
küçük ve masum sessizliklerin, gittikçe kırbaç etkisi yaratan çemberi daralıyor…
Sayısız darbelerin arasından sıyırabileceğim gün doğumu, zifiri karanlıkla ortak çalışıyor ve ben hangi sayfanın yırtılıp bir tarafa atılan parçasıyım, çözemiyorum… Kemik uçlarıma yerleşen dermansızlığın yazgısı, tek cümlede atılmış meğer! Artık bir imza yok!!
' Korkma sen giderken kapı aralığından sana bakmaz gözlerim; çıkarken yalnızca sıkıca ört üzerimi…'
' İçimdeki kavgamın tenimde açtığı yaraları görmezlikten gelme; çivi bile duvara sokarken bedenini, kendinden bir şey verir…'
Yine de sargısı boldur düşlerimin, düşüşlerin geçirgen olduğu bir atlasta... Henüz yolun başındayken dudaklarımın kenarına bıraktığın kokunla, karı delen bir güneşin bakışlarıma düştüğü yerden, sana dokunuyorum...
Şehir ayrılıkları sürtse de bedenimi, bir güne dair inadına bekliyorum geleceğimizi...
' Kıskaçlarını açmış zamanın törpülediği yüreğimden akıp gitti sensizlik... Bir tutam ayrılık da olsa aşkı perçinleyen, içimdeki sana emanet ediyorum ben'imi....'
Bir yıldız daha kayacak diye bak hala kırpmıyorum gözlerimi. Bir sürü eylül geçiyor haberin var mı?
Yine sessiz bir hazan akşamı
Yağmur usul usul yağarken üzerime
Sancılı hasret nöbetlerimde
Şehir suskun
Ben suskun vanhaber, van, haber, van haber yol, kavga, inad, şehir, uzun yol, bedia barak
Kol kola adımların yalnızlığa ince bir çentik attığı, beklentilerin kalbe zarar olduğu donuk dakikalar…
' Söylesene, hangi kapısından geçeceksin kulaklarımda uğuldayan sensizliğin'
küçük ve masum sessizliklerin, gittikçe kırbaç etkisi yaratan çemberi daralıyor…
Sayısız darbelerin arasından sıyırabileceğim gün doğumu, zifiri karanlıkla ortak çalışıyor ve ben hangi sayfanın yırtılıp bir tarafa atılan parçasıyım, çözemiyorum… Kemik uçlarıma yerleşen dermansızlığın yazgısı, tek cümlede atılmış meğer! Artık bir imza yok!!
' Korkma sen giderken kapı aralığından sana bakmaz gözlerim; çıkarken yalnızca sıkıca ört üzerimi…'
' İçimdeki kavgamın tenimde açtığı yaraları görmezlikten gelme; çivi bile duvara sokarken bedenini, kendinden bir şey verir…'
Yine de sargısı boldur düşlerimin, düşüşlerin geçirgen olduğu bir atlasta... Henüz yolun başındayken dudaklarımın kenarına bıraktığın kokunla, karı delen bir güneşin bakışlarıma düştüğü yerden, sana dokunuyorum...
Şehir ayrılıkları sürtse de bedenimi, bir güne dair inadına bekliyorum geleceğimizi...
' Kıskaçlarını açmış zamanın törpülediği yüreğimden akıp gitti sensizlik... Bir tutam ayrılık da olsa aşkı perçinleyen, içimdeki sana emanet ediyorum ben'imi....'
Bir yıldız daha kayacak diye bak hala kırpmıyorum gözlerimi. Bir sürü eylül geçiyor haberin var mı?
Yine sessiz bir hazan akşamı
Yağmur usul usul yağarken üzerime
Sancılı hasret nöbetlerimde
Şehir suskun
Ben suskun vanhaber, van, haber, van haber yol, kavga, inad, şehir, uzun yol, bedia barak