Van balığı av yasağı 15 Temmuz'da sona eriyor

Van Gölü'nde yaşayan tek balık türü olan ve üreme döneminde tatlı sulara göç ederek yumurtalarını bırakan inci kefalinin neslinin korunması amacıyla, 15 Nisan ile 15 Temmuz arasındaki üreme döneminde av yasağı uygulanıyor.

3 ay süren yasak boyunca teknelerini kıyıya çeken balıkçılar, yeni av sezonu için kısa süre önce başladıkları hazırlıklarını tamamlamak üzere. Yırtılan ağlarını onaran, teknelerinin bazı bölümlerini tamir eden balıkçılar, sabırsızlıkla yeniden göle açılacakları anı beklemeye başladılar.

Söz konusu tarihlerde avlanmayı engellemek için Van ve Bitlis valiliklerinin koordinasyonunda, ilgili kurumlarca çeşitli önlemler alınıyor. Her yıl olduğu gibi bu yıl da 3 ay süresince devam eden koruma çalışmaları, olumlu sonuç verdi. Av yasağının 15 Temmuz'da sona ermesiyle Van Gölü'nde balık avlayarak geçimini sağlayan balıkçılar da 'Vira bismillah' diyerek göle açılacak.

Van'da 6, Bitlis'te 3 ilçede yaklaşık 15 bin insanın geçim kaynağı olan Van Balığı, bu yıl sıkı bir şekilde korundu. Alınan sıkı önlemlerle bu yıl kaçak avcılığın önüne büyük ölçüde geçildi. 15 Nisan-15 Temmuz tarihlerinde yumurtalarını bırakmak için suyun tersine yüzen, önüne çıkan engelleri adeta uçarak aşamaya çalışırken görsel şölen sunan Van Balığı, sıkı bir şekilde korunuyor.

3 bin 713 kilometrekarelik alana sahip olan Van Gölü, Van İl Jandarma Komutanlığı sorumluluğunda bulunan bin 965 kilometrekare alan ve 274 kilometrelik kıyı şeridinde Erciş ve Edremit Sahil Bot ile Çevre Koruma görev timleri sıkı tedbir almaya devam ediyor. Yıllık 14 milyon dolarlık ciroya sahip ve bölgede 15 bin insanın geçimini sağladığı Van Balığı, 15 Temmuz tarihinden sonra avlanabilecek.

Yetkililerden aldığımız bilgilere göre av yasağı döneminde yalnızca yasağı delen kişilere yönelik çalışmalar yapılmadığını, bilinçlendirme çalışmaları ve Van balığının göç ettiği kıyılara yakın okullarda öğrencilere yönelik eğitim seferberliği de yürüttüklerini ifade ettiler.

Yetkililer özellikle Van balığının değerini, önemini ve gelecek nesillere aktarılmasının yollarının anlatıldığına dikkati çekti. EVREN DOĞRUER