Van Belediyesi'nin, yaşayan çınarı Mehmet Metin: Van'a sahip çıkın

Van Belediyesinin canlı tarihi, Van'ın en güzel günlerini yaşayarak hatırlayan, kiralık evde oturan 95 yaşındaki Mehmet Metin, yerel seçim sonrası göreve seçilen belediye başkanlarına, meclis üyelerine ve yetkililere çağrıda bulunarak 'Van'a çok sahip çıkın. Türkiye için Van çok değerlidir' dedi.

Burhan Ergin

1953 yılında Van Belediyesi'nde muhasebeci olarak göreve başlayan Mehmet Metin birçok belediye başkanıyla çalışma fırsatı bulduğunu Yazı İşleri Müdürümüz İkram Kali'ye anlattı. Metin,, Van'da görev yapan yetkililerin kentin menfaatine işler yapması gerektiğini söyledi.

"Van'da doğup büyüdüm"

1924 yılında Van'da doğup büyüdüğünü anlatan Metin, "Van'ın nüfusunun 6-7 bin olduğu 1924 yılında Şerefiye Mahallesinde doğdum. Babam da annem de Vanlıdır. Dedelerim Numan, Sinan'dır. İlkokulu Birinci İlkokul da, Ortaokulu Sıhke Caddesi'nde yer alan İnönü İlköğretim Okulunun eski yerinde okudum. 1943 yılında askere gittim. Askerliğimi İzmir Muhabere okulunda yaparken, haksızlık yapan birinin kafasını kırdım ve oradan Toplu Muhabere Bölüğüne gittim. Oradan da Muğla'ya sürgün olarak gönderildim. Toplam 4 yıl askerlik yaptıktan sonra 1947 yılında terhis olarak memleketim Van'a döndüm.1950 yılında evlendim. 2 oğlum, 2 kızım ve 20'ye yakın torunum var" dedi.

"1953 yılında belediyede göreve başladım"

1951 yılında belediyeye iş başvurusu yaptığını anlatan Metin, kadro olmadığı için 1953 yılında göreve başladığını belirterek, "Askerlik dönüşü Devlet Su İşleri Şube Müdürlüğü'nde kehrizlerin bakımını yapan kenken ustalarıyla bir müddet çalıştım. O dönem DSİ Şube Müdürü Işık Bey'di. 1951 yılında Van Belediyesinde işe girmek için müracaat ettim fakat kadro yoktu. Belediye Başkanı Salih Türkoğlu'ydu. Ondan sonra Şükrü Kösereisoğlu belediye başkanı oldu. İş için Şükrü başkanın yanına gittim. 1953 yılında belediyede muhasebe görevlisi olarak işe başladım. Belediye başkanı gibi aşkla, şevkle dürüstçe çalıştım. Kendi çıkarım için hiç birşey yapmadım. Benim için önce Van, sonra hep Vanlı geldi. Kendimi memleketime adadım. Ama birçok kişinin ekmek yemesine vesile oldum. Muhasebe Müdürü olarak 1985 yılında emekli oldum. Van'da benden daha yaşlı belediye çalışanı yoktur" şeklinde konuştu.

"Birçok bayram belediye binası önünde yapılırdı"

1953 yılında belediye binasının Cumhuriyet Caddesi'nin üzerinde olduğunu söyleyen Metin birçok bayramın belediyenin önünde yapıldığını belirterek, "Cumhuriyet Caddesi üzerinde PTT karşısındaydı. Caddeden 10 metre kadar yüksekte tek katlı 10 odadan oluşan çatılı binaydı. Solunda Şehir Parkı, sağ tarafında Atatürk İlkokulu arka tarafında Halkevi bulunuyordu. 2 Nisan Kurtuluş Bayramı ve diğer bayram kutlama törenleri belediyenin önünde yapılıyordu. Kadın, erkek çoluk çocuk tüm Vanlılar buradaki bayram törenlerine çok büyük ilgi gösteriyordu. Bayram törenlerini izlemeye köylerden gelen hemşehrilerimiz oluyordu. Heyecanlı, coşkulu bayram yaşanıyordu. Dün 2 Nisan Bayramı kutlandı. Tüm hemşehrilerimizin bayramını kutluyorum. Allah o günleri memleketimize ve Vanlılara bir daha yaşatmasın" diye konuştu.

"Kısıtlı imkanlarla çalışırdık"

Kısıtlı imkanlarla belediyede çalıştıklarını söyleyen Metin, "İşçi memur belediyede toplam 70'e yakın personel çalışırdı. Koskoca muhasebede 3 kişi vardı. O dönemler belediyeye ait buğday ve hayvan meydanı vardı. En çok geliri oradan elde ediyorduk. Kaldırım işgali, seyyar işgaliyesi gibi gelirler vardı. Giderimiz büyük oranda çalışanların maaşlarıydı. Bütçe her zaman açık veriyordu. O dönemler gelir vergisi, stopajları ödeyemiyorduk. Bunun üzerine çalışanlar bazen greve gidiyordu.Van Belediyesi Muhasebe Müdürü Şefik Türkoğlu emekli olup ayrılınca yerine benim geçmemi istediler ben ilk zamanlar kabul etmedim. Daha sonra belediye başkanımız Mustafa Altaylı rica edince muhasebe müdürlüğü yaptım. Bu görevi 20 yıl yürüttüm. Belediye başkanımız Burhan Türkoğlu döneminde maaş alamayan işçiler greve gitti. Ben de Milli Savunma Bakanı olan değerli büyüğümüz Ferit Melen'den borç para istemek üzere Ankara'ya gittim. Önce dönemin Van Milletvekili Muhlis Görentaş'ın yanına vardım. Durumu kendisine anlattım. Randevu alarak birlikte Ferit Melen'in yanına gittik. Ferit Bey bizi sıcak karşıladı ilgiyle dinledikten sonra telefon açarak birine yönlendirdi. Bizde hemen Ferit Bey'in yönlendirdiği kişinin yanına gittik. Belediyenin durumunu anlattım fakat kendisi bizim çok büyük borcumuzun olduğunu söyleyerek, yardımcı olamayacağını belirtti. Bunun üzerine ben kendisine muhasebe müdürüyle özel görüşmek istediğimi kaydettim. Muhasebe müdürünü çağırdı. Müdüre tahsilimin her ne kadar ortaokul olsa da belediyenin muhasebe işleyişiyle ilgili bilgi birikimine sahip olduğumu anlattım. Bu arada kapıda duran Mercedes aracı nasıl aldıklarını sordum. Sorumu garipseyerek örtülü ödenekten alındığını ifade etti. Tabi bunu söylerken laf aramızda kalsın diye de uyardı. Bende bunun üzerine Van Belediyesine örtülü ödenekten para verilmesini istedim. Kendileri kabul etti ve belediyemize tahsis edilen parayı aktararak borçlarımızı ve işçi ücretlerini ödedik" diye konuştu.

"Belediye başkanı halka zarar verecek yanlışın karşısında korkmadan durmalıdır"

Başarılı belediye başkanları ve belediyelerin arkasında her zaman dürüst ve titiz çalışan muhasebecilerin olduğunu vurgulayan Metin, "Muhasebe müdürü, mali konularda belediye başkanının eli kolu en büyük yardımcısıdır. Muhasebe belediyenin mali konularda sorumluluk taşıyan, başkanı yönlendiren en önemli birimdir. Bütçeyi Kanun ve Yönetmeliklere uygun olarak hazırlamak, bütçenin uygulamasını takip etmek ve bütçe uygulama sonuçlarını ve gelir-gideri raporlamak, muhasebe servisinin görevidir. Başarılı belediye başkanları ve belediyelerin arkasında her zaman dürüst ve titiz çalışan muhasebe vardır. Ben 1924'te dünyaya geldiğimde Van Belediye Reisi o zaman Mustafa Kaplanoğlu imiş. Belediyede göreve başlayıp emekli oluncaya kadar Şükrü Köseresioğlu, Hamdi Özmen, Fikret Ersanlı (Vali 1960-61), Namık Kemal Şentürk (Vali 1961-62), Nazım Öner (Vali 1962-63), Akif Şadan Dinçer, Mustafa Altay, Tayyar Dabbağoğlu, Burhanettin Türkoğlu, Behçet Eren (Vali1980) ve Mustafa Çohaz ile çalıştım. Başkanlar arasında bana göre en başarılı belediye başkanları Şükrü Kösereisoğlu ve Tayyar Dabbağoğlu olmuştur. Belediye başkanlığı görevi kolay değil. Sorumluluk, çalışma, memleketi tanıma ve heyecan ister Belediye başkanı seçilen herşeye evet dememelidir. Memlekete, belediyeye ve halka zarar verecek yanlışın karşısında korkmadan durmalıdır. Zeki ve dürüst olmalıdır. Muhasebe müdürlüğü ve belediye meclisi ile iyi geçinmelidir. Çünkü muhasebe müdürleri belediyenin kalbi, meclis eli gözü ve kulağıdır. 1960 ihtilali döneminde Belediye Başkan Vekili, Vali, asker kökenli Fikret Ersanlı belediyeye ilk geldiği gün herkese görevini sordu. Bende belediyenin anasıyım cevabını verdim. Bunun üzerine yumruğunu masaya vurarak kimin anası olduğumu sordu. Bende belediyenin anasıyım cevabını verdim. Eğer Van'ın menfaatine olacak bir iş varsa belediye adına ben gidip ağlar sızlar o işi memleketimize kazandırırım. O nedenle belediyenin anası benim dedim. Başkanımız Tayyar Bey ile birlikte Ferit Melen'in yanına giderek ilk modern asfalt şantiyesini Van'a biz getirdik. O dönemler Türkiye'de yoktu. Asfalt makinesini Gaziantep'e vereceklerdi ama çabalarla Van'a kazandırıldı" şeklinde konuştu.

"Haram parayla kimse iflah olmaz"

Belediyede görev yaptığı süre zarfında asla harama bulaşmadığını söyleyen Metin, "Bakın ben yıllarca Van Belediyesinde muhasebe müdürlüğü yaptım. Eğer isteseydim bugün çok zengin olabilirdim ama Allah bana asla haramı nasip etmesin. Haram parayla kimse iflah olmaz. Çalmadım, çaldırmadım. Yemedim aileme de yedirmedim. Dünya malına tamah etmedim. Şuan ben kirada oturuyorum. Kendime ait evim dahi olmadı. Belediyeleri istismar eden, yanlış yapanların olduğunu hepimiz biliyoruz. Çocuklarıma, torunlarıma bırakacağım miras; dürüstlük, güzel ahlak, vatan ve memleket sevgisidir. Birde Java motorsikletimdir" diye konuştu.

"İtiraf etmek gerekirse yanlış yapıyorduk"

Uzun yıllar av'cılık yaptığını belirten Metin, "1947 yılından 2010 yılına kadar av'cılık yaptım. Doğu Anadolu Bölgesinin tüm vilayetlerini av'cılık nedeniyle gezme fırsatı buldum. Van'ın her yerinde arkadaşlarımızla ava çıktım. Güzel dostluklar arkadaşlıklar yaptık. Av'cılığı hayvan öldürmek değil spor ve eğlence amacıyla yaptım. Van Merkezde Toprakkale'de, İran sınırında, Erek Dağında kaz, ördek, keklik, bıldırcın ve tavşan avladık. Bizim asıl mıntıkamız Erek dağıydı. Orada keklik ve tavşan avlıyorduk. Bazen doğaya zarar da veriyorduk. Aslında itiraf etmek gerekirse yanlış yapıyorduk. Van'ın en önemli av bölgesi Erek dağının arka tarafı, Toprakkale, Ağin'di. Gürpınar Belediye Başkanı Selahattin Güngör vekâleten belediyede görev aldı. Burhan Türkoğlu'nun kardeşiyle beraber İstanbul'a gittik. Onlar kendilerine araba aldılar, bende av için 2 buçuk beygir gücünde Java motor aldım. İlk ve son motorumu 25 sene kullandım. Emektar motorumu küçük oğlum Erol'a verdim, hala onda duruyor" dedi.

"Van'ın bütün içme suyu ve sulama ihtiyacını kehrizler karşılıyordu"

1960'lı yıllarda Van'ın içme suyu ve sulama ihtiyacını kehrizlerin karşıladığını anlatan Metin, "Eski sebze halini (Peynirciler Çarşısı) Van Belediye Başkanı Şaban Boysan yaptı. O dönemlerde birçok yol yapıldı. O zamanlar Van'da elektrik yoktu. Su şebekesi yoktu. Elektrik santrali Büyük Caminin karşısındaydı. Kısıtlı çalışır kısıtlı yerlere elektrik verilirdi. Su şebekesi 1960'lı yıllarda geldi. Elektrik şebekesinin Van'a gelmesi Ferit Melen'in yardımıyla oldu. Hava meydanımız yine Ferit beyin eseridir. Halen Yedi Kilise'den Van'a su geliyor. Kehriz suları sızma sudur. Van'ın bütün içme suyu ve sulama su ihtiyacını kehrizler o zaman karşılıyordu. Kehriz suları göldeki su seviyesinin dengede olmasını sağlıyordu. DSİ Müdürü Işık Bey kehrizlerin etrafını genişleterek, etrafını bezle kapattı. Dünyanın en önemli yeraltı su şebekesi olan kehrizlere maalesef sahip çıkılmadı. Bugün bir iki kehriz çalışır durumdadır" diye konuştu.

"Tezekler ile ısınan kazanlarda asfalt kaynatılıyordu "

1950 yılında Van Belediye Başkanlığı yapan Şükrü Kösereisoğlu ile birçok anısının olduğunu söyleyen Mehmet Metin, "Çok anım var. Belediye Başkanı Şükrü Kösereisoğlu döneminde asfalt makinesi geldikten sonra Van'ın birçok yerlerine asfalt dökülmesi için belediye meclisi karar aldı. Biz ilk asfaltı eski müzenin önüne dökmek istedik. Yakıt giderini karşılamak için Merhum Kinyas Kartal'ın kömlarından büyük havanlarının tezeklerini getirirdik. Asfaltın takibi için zabıta memuru Dursun Tezkeremoğlu görevlendirildi. Tezekler ile ısınan kazanlarda asfalt kaynatılıyordu. Asfalt döküldüğü zaman çıkan dumandan dolayı göz gözü görmüyordu. Şükrü Kösereisoğlu oradan geçip belediyeye giderken, Dursun Tezkeremoğlu kendisini dumandan dolayı fark etmiyor. Şükrü Bey muhasebeci Şefik Türkoğlu'nu çağırarak, Dursun'un kendisini görmediğini ifade etti. Tabi daha sonra Şükrü Bey beni çağırarak Dursun beyin nasıl biri olduğunu sordu. Bende Vanlı ve iyi biri olduğu cevabını verdim. Bunun üzerine Şükrü Bey Mehmet beni yalan konuşmakla itham ediyor. Bende kendisine asfalt dökülen yerin çok pis koktuğunu ve dumandan dolayı görmeyip selam vermediğini söyledim. Şükrü başkan daha sonra Dursun ve Şefik beyi çağırarak, hesaplarını Mehmet Metin'e vermelerini istiyor. Ondan sonra Şükrü Bey hesapları saklamamı isteyerek meydana gitmemi söyledi. Biz sabah saat 8'de meydana gitseydik, Şükrü Başkan saat 6'da giderdi. Bazen de bizimle birlikte gelir kahvaltı yapardı. Birgün Nahırcı Elo lakaplı (Ali) bize Van tavası yaptı. Yemek yerken Şükrü başkan geldi. Hemen kalkmak istedik fakat bırakmadı. Yemekten kalkılmayacağını söyledi. Şükrü Bey, Ali Bey dedi fakat Ali 'Bey değil ben Nahırcı Elo'yum' cevabını verdi. Ardından Şükrü başkan aramızdan ayrılarak makamına geçti. Aradan biraz zaman geçti uzun Mehmet adlı arkadaşımı reisin bizi makamında beklediğini söyledi. Dursun Tezkeremoğlu, Yunus ve Elo ile birlikte Şükrü başkanın yanına gittik. Bizden belediyenin hesaplarını istedi. Maaş açığımızın olup olmadığını sordu. Bizde açığımızın olduğunu söyledik. Çünkü sabah erken geldiğimiz için kahvaltıyı iş başında yapıyorduk. Bunun üzerine 3 aylık maaşının tamamını bize bağışladığını söyledi" ifadelerini kullandı.

"Belediye başkanları hizmette ayrım yapmasın"

Belediye Başkanlarına seslenerek hizmette ayrım yapmamaları gerektiğini belirten Metin, "Belediye başkanı iz bırakmak sevgi saygı görmek ve unutulmak istenmiyorsa çok çalışsın. Hizmette ayrım yapmasın. Herkese eşit davransın. Fani dünyada yaşıyoruz. 'Her canlı bir gün mutlaka ölümü tadacaktır' sözünü unutmasınlar. Belediye başkanı olan kişinin her zaman hak'kı hukuku gözetmesi gerekir. Eskiden belediyenin imkânları kısıtlıydı ama şuan belediyelerde her türlü imkan mevcuttur. Belediye başkanları bu imkanları kullanarak çok güzel hizmetler yapabilir. Belediyede görev alan arkadaşlarımıza da seslenmek isterim: Sakın harama bulaşmayın. Memleket ve halk için dürüstçe, helalinden çalışın. Allah devletin milletin malını kimseye bırakmaz er geç çıkarır. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını, devletin malını boğazınızdan geçirmeyin. Gün gelir hem bu dünyada hem ahrette bedeli çok ağır olur. Onurlu yaşamak çok güzeldir" dedi.

"Şerefimle, onurumla memleketime hizmet ettim"

32 yıl Van Belediyesinde çalışarak hizmet ettiğini kaydeden Metin, "Şükürler olsun şuan 95 yaşındayım. Sağlığım yerindedir. Yeme içmede bir sorunum yoktur. Günümü ibadet ve dua ederek geçiriyorum. Günahlarımın affı için Allah'a yalvarıyorum. Van'ın bağlık bahçelik olduğu, kehrizlerin ve zernebat sularının aktığı, herkesin birbirini tanıdığı, sevgi ve saygının olduğu, insanların kendisinden utandığı ve birbirine güvendiği, ayrı gayrının yaşanmadığı Van'ın en güzel günlerini yaşadım, gördüm. Çocuklarımı evlendirdim. Nevelerimi (torunlar), netircelerimi (torun çocukları) gördüm. İnşallah götürcemi (torunun torunu) göreceğim. Arzum budur. Çocuklarımı helal kazançla büyüttüm. İsteseydim Van'ın en zengin memurlarından biri ben olabilirdim. Varlıklı ama hep ezik yaşardım. 1960 ve 80 darbelerini de gördüm. Hele ki darbe döneminde Özel İdare bana 362 parça hazine arazi tapusu verdi ama ben kendi namıma bir karşını geçirmeye asla tenezzül etmedim. Olduğu gibi belediye başkanına teslim ettim. Şerefimle, onurumla memleketime hizmet ettim. İnsana kalacak olan budur. İçişleri Bakanlığı müfettişleri yaptığım başarılı muhasebe çalışmalarından dolayı teşekkür belgesi verdiler. Başarımızı Türkiye Büyük Millet Meclisi bütçe görüşmelerinde de okuttular" şeklinde konuştu.

"Van Türkiye için çok değerlidir"

Yetkililere seslenen Metin, Van'a sahip çıkılması gerektiğini belirterek, "Babam 7 yıl askerlik yaptı. Benim ailemde zorluluklar içinde muhacir olmuş. Ailemiz Şanlıurfa'ya gitmiş. Muhacerattan sonra Van'a dönmüşler. Büyük çileler yaşayan Van, hayat ve umut kaynağı olan güzel bir yerdir. Vanlı temiz kalpli, beyefendi, kendinden utanan mert ve çalışkandır. Vanlılar iyilik yapmayı, paylaşmayı çok sever. Kimse Van'da gariplik yaşamaz. Yalnız Vanlılar olarak biz birbirimize sahip çıkmıyoruz. Vanlılar bu nedenle biraz da sahipsizdir. Yetkililere seslenmek istiyorum; Van'a çok sahip çıkın. Bakın Van Türkiye için çok değerlidir. Van'da yaşayan herkese cani gönülden sağlıklı, huzurlu ve mutlu günler diliyorum. Sizin vasıtanızla hayata olan arkadaşlarıma, dostlarıma, sevgili hemşehrilerime selam eder gözlerinden öperim. Beni hatırlayan Van'ın ilk gazetesine ve size teşekkür ederim" dedi.

Bizde Vansesi Gazetesi olarak dürüst, çalışkan, dünya malına tenezzül etmeyen, akçeli işlere bulaşmayan Mehmet Metin'in hayatı kitaplaştırılarak belediyelerde ders olarak okutulmasını öneriyoruz.

Vansesi Özel Haber

Bakmadan Geçme