Van'da Ezidiler Konulu Panel Düzenlendi
Van Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen 2. Van Kitap Fuarının dördüncü gününde Êzidîler konulu panel düzenlendi. Panelde konuşan HDP Diyarbakır Milletvekili Feleknas Uca, 'Şengal Dağının dili olsaydı da yaşanan bu katliamların şahitliğini yapabilseydi. Emin olun yüzlerce yıl bunu konuşur yine de bitiremezdi' dedi.
Van Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen 2. Van Kitap Fuarının dördüncü gününde “Êzidîler” konulu panel düzenlendi. Serdar Balcı'nın moderatörlüğünü yaptığı panele konuşmacı olarak HDP Diyarbakır Milletvekili Feleknas Uca ve Gazeteci Mazlum Özdemir katıldı. Söyleşiye HDP Van Milletvekili Lezgin Botan, HDP İl Eş Başkanları Gülistan Orhan, Yakup Ataş, Van Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Hatice Çoban ve çok sayıda kişi katıldı.
Özdemir: Êzidîler yaşamlarından, inançlarından ve kültürlerinden asla ödün vermediler
İlk olarak konuşan Gazeteci Özdemir, yazdığı kitapla ilgili bilgiler verdi. Êzidîler ile ilk temasının 2001 yılında yani gazeteciliğe ilk başladığı yıllarda olduğunu belirten Özdemir, 'Gazeteciliğe ilk başladığım yıllarda, Batman'ın bir köyünde Êzidî bir aileyle görüştüm. Yaklaşık 20 yıl boyunca hiç köylerine gelememişlerdi, hem devlet baskısı hem de bölgede daha sonra artan korucu baskıları yüzünden köylerini terk etmişlerdi. Geri döndüklerinde söyledikleri tek şey vardı, “Biz bu topraklarımızda ölmek için geldik. Bu topraklarda bize yaşam hakkı tanınmadı, biz buraya ölmek için geldik.” diye bir tabir kullanmışlardı. Daha sonra bütün Kuzey Kürdistan'daki Êzidîlerle görüştüm. Kitabımın omurgasını oluşturan ise Şengal ve Laleş'tir' dedi. Êzidîler büyük katliamlardan geçtiğini belirten Özdemir, 3 Ağustos'ta IŞİD tarafından Êzidîlere yönelik yapılan katliam ve saldırılara değindi. IŞID'in Êzidîler saldırmasının en temel nedenlerinden birinin, Êzidîler yaşamlarından, inançlarından ve kültürlerinden ödün vermemesi olduğunu belirten Özdemir, Êzidîler hakkında sürekli fermanların çıkarıldığını ancak Êzidîlerin asla geri adım atmadığını belirtti.
Özdemir: Êzidîler gittikleri her yerde 'birlikte yaşamayı' esas alırlar
Êzidîliğin çok derin bir mitolojik kökeninin olduğunu söyleyen Özdemir, 'Saddam Hüseyin onları Emevilerden gelen Arap Müslümanlar olduğunu ve onları asimile çalışmaları yapıyordu. Êzidîlerin arasına Arapları yerleştiriyordu. Êzidîler diğer dinsel azınlıklar olan Asuri ve Süryanilerle olan ilişkileri Müslümanlarla olan ilişkilerinden çok daha iyiydi. Bunun nedeni ise Müslüman Kürtlerin onları sürekli dıştalamasıydı. Hatta Êzidîlerin birçok katliamlarında bizzat Müslüman Kürtlerin rolü var' dedi. 1900'lü yıllarda Êzidîlerin Serhad bölgesinde hatırı sayılır bir nüfusunun olduğuna dikkat çeken Özdemir, Hamidiye Alayları ve Osmanlı-Rus savaşlarının ardından bölgede bulanan Êzidîlerin katledildiğini söyledi. 1200 yıllardan bugüne kadar Êzidîlere sistematik olarak katliamların yapıldığını hatırlatan Özdemir, Êzidîlerin de bu katliamlara karşı sürekli bir direnme halinde olduğunu belirtti. Êzidîlerde katliamlardan dolayı dilini, kültürünü reddetme gibi bir durumun asla gelişmediğini aktaran Özdemir, 'Êzidîler gittikleri her yerde, birlikte yaşamayı esas alıyorlar. Kürt dilinin bugüne kadar ulaşmasının en büyük etkenlerinden biride Êzidîlerdir' dedi.
Uca: Êzidîler kadına yönelik şiddet, öldürme ve 2 eşliliği asla kabul etmeyen bir halktır
Özdemir'in ardından konuşan HDP Diyarbakır Milletvekili ve Êzidî olan Feleknas Uca, yaşanan katliamlarla ilgili bilgiler verdi. Êzidîlerin bugüne kadar yazılan 73 ferman ancak yazılmayan yüzlerce ferman yaşadıklarını aktaran Uca, Êzidîlerin çok büyük acılar yaşadıklarını söyledi. Uca, 'Birkaç yıl öncesine kadar Êzidîlerin yemekleri bile haram olduğu gerekçesiyle yenmezdi. Hatta ölen birinin hayrına dağıtılan yemekleri bile kimse almadı. Êzidîlik bir inanç olarak asla kabul görmedi. Türkiye'de yaşayan Êzidîlerin din hanesinde ya x harfi yazılıyordu yada boş bırakılıyordu' dedi. Êzidîlerin kadına yönelik şiddet, öldürme ve 2 eşliliği asla kabul etmeyen bir halk olduğunu aktaran Uca, 'Hatta bir dönem Meyan Xatun Musul'da Êzidîler adına tüm siyasi görüşmeleri yapan kişidir. Irak'ta ilk kadın hakim yine Êzidîdir. Bu kadar aydın bir halk sürekli ezdirilmek istenmiştir' dedi. 3 Ağustos'ta IŞİD tarafından Êzidîlere yönelik yapılan katliama değinen Uca, 'Yıllarca Êzidîlerin yanında kalan ve onların ekmeğini yiyen insanlar Êzidîlere en büyük ihaneti yaptılar. Yine Şengal saldırısında binlerce Peşmerge halka saldırı yapılacağına dair tek bir uyarı yapmadan oradan ayrıldılar. Yaşanan saldırılarda 150 bin Êzidî günlerce, Ağustos sıcaklarında dağlarda kaldılar. En nihayetinde YPG güçleri orada çok sayıda bedel vererek bir koridor açtılar ve kamplara ulaştırdılar' dedi. Şuan Şengal Dağı'nda çok sayıda Êzidînin hala çadırlarda yaşamlarını sürdürdüğünü hatırlatan Uca, oraya tekrar dönenlerin olduğunu ancak yaşamın çok zorlu olduğunu belirtti. Şengal'in insanlığın uygarlığı olduğunu söyleyen Uca, ancak saldırılarda taş üstünde taş bile bırakılmadığını ifade etti.
'Şengal Dağının dili olsaydı, yaşanan katliamları yüzlerce yıl anlatır ama bitiremezdi'
7 bin Êzidî kadının IŞID tarafından esir alındığını ve köle pazarlarında satıldığını söyleyen Uca, çoğu Êzidî kadının ise Ortadoğu ülkelerine köle olarak gönderildiğini hatırlattı. Uca, 'Yüzlerce Êzidî kadın, İŞİD'in eline geçmemek için el ele tutuşarak kendilerini uçurumdan aşağı attılar. Avrupa'ya gitmek için yola çıkan yüzlerce Êzidî, denizlerde boğuldular, kayboldular. Yine yüzlerce Êzidî şuan kaybedildi. Bazı köylerde bir kişi bile sağ kurtulmadı ve hepsinin kafası kesildi' diye konuştu. Bir dönem babalarının yanında yemek bile yiyemeyen kadınların bugün ellerine silahları alarak Şengal'i savunduklarını söyleyen Uca, ' Êzidîlerin; 'Allah 72 millete versin sonra bize versin' diye bir duaları var. Çünkü Êzidîler hiçbir zaman önceliği kendilerine vermediler. Hep diğer insanlar için dua ettiler. Her zaman diğer insanların, halkların, inançların iyiliğini istediler. Ama en sonunda 72 katliam yaşadılar. Bu tesadüfü değil' dedi. En büyük bedeli Êzidîlerin verdiğini ancak bugün en iyi direnenlerin de Êzidîler olduğunu belirten Uca sözlerini şöyle bitirdi: 'Şengal Dağının dili olsaydı da yaşanan bu katliamların şahitliğini yapabilseydi. Emin olun yüzlerce yıl bunu konuşur yine de bitiremezdi'
Konuşmaların ardından panel soru-cevap bölümüyle sona erdi.