Van'da yaşanan hava kirliliği Meclis gündeminde
DEM Parti Van milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, TBMM Genel Kurulu'ndaki konuşmasında Van'da yaşanan hava kirliliğini anlattı.
TBMM Genel Kurulu'nda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının 2024 yılı bütçesi üzerine söz alan DEM Parti Van milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, Van'daki hava kirliğine değindi.
Sayyiğit, Hava Kirliliğiyle Savaş Haftası'nda olunduğunu hatırlatarak “2022 Dünya Hava Kirliliği Raporu yayımlandı, 131 ülke ve 7.323 kentin hava kirliliği değerlerinin analiz edildiği bu raporda Türkiye 45'inci sırada yer alıyor, Avrupa kentleri arasında ise Türkiye 6'ncı sırada. Temiz Hava Hakkı Platformu tarafından yayımlanan Kara Rapor 2022: Hava Kirliliği ve Sağlık Etkileri çalışmasında da ortaya konuldu. Burada görülüyor ki hava kalitesi ölçüm istasyonlarından yeterli veri sağlanamıyor. Çünkü 2020 ve 2021 yılında istasyonlardan alınan verilerin yüzde 49'la sınırlı kaldığı ifade edilmekte. Dolayısıyla, hava kirliliğinde ilk sorunun şeffaf ölçüm ve güvenilir veri eksikliği olduğu görülmekte.” dedi.
Hava kirliği konusunda yurttaş bilgilendirilmeli
Sayyiğit, Dünya Sağlık Örgütü'nin hava kirliliğinin dünya genelinde her dakikada 13 kişinin ölümüne yol açtığını ortaya koyduğunu belirterek ilk iş olarak yurttaşların şeffaf bir şekilde bilgilendirilmesi gerektiğini ve Bakanlığın dünya deneyimlerinden yararlanabileceğini söyleyerek Almanya'da hava kirliliğini imar düzeni ve yeşil alan çalışmasıyla ortadan kaldıran Stuttgart örneğini verdi. Buna karşın AKP İktidarında şehir hakkının ortadan kaldırıldığını vurgulayan Sayyiğit “Kürt kentlerinde kayyumların varlığı doğayla barışık kentlerin yaratılmasının önünde büyük bir engel” dedi.
“Seçim bölgem Van'dan bahsetmek istiyorum” diyen sayyiğit şöyle konuştu: “İklim krizinin bir sonucu olarak yağış rejimleri de değişirken Başkale ve Erciş'te neredeyse yılın aynı ayında birçok sel olayı yaşandı. Belediyelere atanan kayyumların ne halkı uyardığını ne de önlem aldığını gördük buralarda. Kentimizin altyapısı da tahrip edilirken en ufak yağmurda bile sokak ve caddelerimiz maalesef göle dönüşüyor. İktidara şunu söylemek istiyorum: Van zaten göl bakımından oldukça zengin bir il, siz yeni göller oluşturmaktan vazgeçin. Yine, hava kirliliği günlük yaşamda hissedilmese de sağlığa olan etkisi uzun vadede kendini ortaya koyuyor. Buna karşı mücadelede yerel yönetimler kritik bir noktada ama kayyumlar aracılığıyla belediyeler ve halk arasına ciddi bir duvar örülmüş durumda.”
Van'da temiz hava solumuyoruz
Sayyiğit, Van'da ciddi bir hava kirliliğinin olduğunu belirterek “Özellikle de soğuk ve uzun kış günlerinde, kış mevsiminde bunu daha yaygın bir şekilde görüyoruz. Aslında Van'da büyük ölçekli bir sanayi kuruluşu da yok, buna rağmen temiz bir hava da söz konusu değil. Temiz Hava Hakkı Platformu'nun raporuna göz attığımızda Van'da ulusal ve Avrupa Birliği mevzuatının üstünde bir kirlilik olduğunu görmekteyiz. TMMOB'un 2022 raporunda da partikül maddelerle ilgili üst limitin onlarca kez aşıldığı ifade ediliyor. Raporlara göre Van, Ağrı, Iğdır, Batman ve Şırnak en kirli havayı soluyan kentler arasında. Dolayısıyla bizler temiz hava solumuyoruz.” şeklinde konuştu.
Van Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nce hazırlanan “2020-24 Van İli Temiz Hava Eylem Planı'na da değinen Sayyiğit “Sayın Bakan, orada bile hava kirliliği envanteri çalışmasının yeterli olmadığı vurgusu yapılıyor. Partikül madde limitinin birçok defa aşıldığı tespiti de mevcut. Eylem planında Van'da sadece 1 tane hava kalitesi izleme istasyonunun olduğu, bunun yetersiz olduğunun da altı çiziliyor.” diyerek şunları söyledi: “Kürdistan kentlerinde doğal gaz olması kimseyi yanıltmasın. Örneğin Van'da her yıl 600 bin tondan fazla kömür yakılıyor. Bunun büyük çoğunluğu diğer illerimizde de zaten açığa çıkmış durumda. Bu kömürlerin çoğu kalitesiz kömür. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı tarafından dağıtılan bu kömürde kükürt oranı çok yüksek, yıkanmamış bir kömür türü. Bunun yanında doğal gaz pahalıyken, zamlar yağmur gibi yağarken insanlar nasıl doğal gaz kullansın? İfade ettiğimiz kentlerin birçok noktasında zaten hâlen doğal gaz yok; kentlerimiz sosyoekonomik açıdan geri bıraktırılmış, işsizlik ve yoksulluk yüksek düzeyde. Bu nedenle, ısınmada kömür, odun, fosil gibi yakıt kullanımının hâlen yüksek düzeyde olduğunu biliyoruz.”
Sağlıklı bir çevre Anayasal bir haktır
Sayyiğit, çevrenin ve doğanın korunması için kent uzlaşısı çağrısında bulunarak “Bunun yolu da öncelikle bu kayyum zihniyetinden, bu kayyum politikalarından vazgeçilmesidir. Bu itibarla, Hükûmete de çağrımızdır: İçinden taşların da çıktığı, kükürt oranı yüksek, kalitesiz kömür göndermekten vazgeçin ve Allah aşkına bunu artık seçim malzemesi olarak da kullanmayın. Sizin gönderdiğiniz bu kömürler zaten halka doğru düzgün dağıtılmıyor; onun bile satıldığı son süreç de basına yansıyan haberler arasında. Sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşamak anayasal bir hak olduğu kadar insani de bir haktır.” dedi. BASIN BÜLTENİ