Van Gölü İncileri
Van Gölü İncileri 156. Hafta
İNSAN ARIYORUM
MEHMET İNAN
Sanki güneş batmış
ay tutulmuş semada
gökyüzünde parlayan
hiçbir yıldız kalmamış
sis bulutu çökmüş yere
her taraf zifiri karanlık
göz gözü görmüyor
ben ise İNSAN arıyorum
insan denen meçhulü
Bir ses işitiyor gibiyim
bir kadın sesi
yönelmek istiyorum
sesin geldiği yöne
ninni söyleyen anne sesi
Hayır, hayır ninni değil
bu ağıt yakan bir anne
hemen yanı başında adam
tutmuş başını iki eliyle
ve gözlerinde akan yaş
Çaresizlik mi desem
tükenmişlik mi
yokluk mu desem yoksulluk mu
yoksa kimsesizlik mi
başka kimse var mı diye
"İNSAN arıyorum"
aradığım insan mıdır
yoksa İNSANLIK mı?
VİCDANINIZ KURUSUN
MUSTAFA GÜNEŞ
Bu nasıl dünya? Çığlıklara duyarsız
Ellerde silah, ülkeler olmuş başsız
Gözler kör sanki tüm bakışlar anlamsız
İnsan ölüyor, vicdanınız kurusun
Şehirler yıkık, evlerden iz bulunmaz
Her gün ayrı zulüm, katliamlar durmaz
Bu batıya asla hiç güven olunmaz
İnsan ölüyor, vicdanınız kurusun
Ülkeler boydan boya hep viran olmuş
Toprak üstü mü? Altı insanla dolmuş
Vicdanlar yok olmuş, merhamet kaybolmuş
Ey zalimler! Vicdanınız da kurusun
Yıkık binada, boynu bükük çocuklar
Yok olmuş yuvalar, yıkılmış ocaklar
İnsan yüzlü katille dolmuş sokaklar
Kaçıp gidenler, vicdanınız kurusun
Ey batı dilerim belanı bulursun
Gün gelir elbette sen de yok olursun
Şehirlerin yıkılıp, pişman olursun
Avrupa! Medeniyetiniz kurusun
Medeniyetten kalmamış asla izler
Seyredip hep duada kalmışız bizler
Bu batı bağrında hep ihanet gizler
Ey kör insanlık! Vicdanınız kurusun
Bulunmuş topraklarda sürüden uşak
Bir karış sakal, belde mermiden kuşak
Ölüm makinesi hepsi birer yavşak
Tekbirle vuranlar, diliniz kurusun
Anlamıyorum ne oldu böyle bize
Nasıl uyuyup hep geldik ani dize
Nasıl silahlar verilmiş elimize?
Kardeşe silah tutan eller kurusun
Benim adım barış, coğrafyada yokum
Ben çocuğum dillerde, dünyada çokum
Unutma! Zalim ruhlara birer okum
Çocuk düşmanı! Vicdanınız kurusun
Ben babayım, bir anayım bomboş odam
Kalmadı evlat, sıcak elini tutam
Kalk gör! Bu toprakların sahibi atam
Seyirci gözler, vicdanınız kurusun.
HAK'TANDIR
ZEYNEP SÜMER
İnsanoğlu zanneder sesin sahibi benim
Dünyalık kafesimden çıkarsa da Hak'tandır...
Avazım ulu yerden, görüntüsü bedenim
Bazen gönüller kırıp, yıkarsa da Hak'tandır...
Dostun aciz kuluyuz, bugün varız yarın yok
Nefsin hain eliyle kazanılan günah çok
Dünya herkesi yutar, sanmayın ki karnı tok
Yıldızımız Ukba'ya akarsa da Hak'tandır...
Burası fani alem, mahlukat çeker çile
Allah nasip etmezse alamaz nefes bile
Her gelen farklı yoldan seyran eder menzile
Yolda kutlu çerağı yakarsa da Hak'tandır...
Rabbim kısmet eder de ellerimden tutarsa
Nazargah-ı ilahi iradeyi katarsa
Bu fani, rahmet ile döşeğinde yatarsa
Dünyadan arşa doğru bakarsa da Hak'tandır...
O, öyle bir Allah ki, aşıklarına yardır
Gönüllere sığsa da, kainat O'na dardır
Vuslata giden yolda günah, sevap hep vardır
Evliyalık nişanı takarsa da Hak'tandır...
Gör nice ki inleyen, çileyen bülbülleri
Sevda ile yanıp da uçuşan o külleri
Aşkla tomurcuklanan dost bağının gülleri
Zeynep'in gülşeninde kokarsa da Hak'tandır.
SEN GİDİNCE
RAMAZAN ALKAN
Toprak çorak artık meralar bereketsiz
Sen gidince kimsesiz, ıssız buralar
Yokluğun acı dolu, ızdıraplar uyutmaz
Gidişlerin kör bıçak, son gidişin yaralar
Gittiğinden beridir ellerim buz
Yüreğim yanmakta hayalin sonsuz
Gözlerim ağlamaklı, giderim yolsuz
Gidişlerin kör bıçak, son gidişin yaralar
Seni hatırlatır en son hatıram bana
Acı verir açtığın o derin yaram bana
Dön, geri gel ey gözleri karam bana
Gidişlerin kör bıçak, son gidişin yaralar
Gittiğinden beri güller, sararıp soldu
Gök yağmursuz kaldı, rüzgar esmez oldu
Beni sensiz bıraktın, Mecnun Leyla'sız kaldı
Gidişlerin kör bıçak, son gidişin yaralar
Senden sonra bir ölü gibi ruhsuzum
Nefes almaz oldum, huzursuzum
Neşem senle gitti, inan ki mutsuzum
Ab-ı hayatımsın, yoksun artık susuzum
Gidişlerin kör bıçak, son gidişin yaralar.
GAZZE'NİN YİĞİTLERİ
NAZMİ SARAÇOĞLU
Enkazlar altından tünel içinden
İntikam ateşiyle çıktı yiğitler
Ateşler yağarken küffar haçından
Cihat ateşini yaktı yiğitler
Her biri bir Hamza aslan yürekli
İman dolu göğsü çelik bilekli
Siyonist korkudan yitirdi aklı
O demir kubbeyi yıktı yiğitler
Şehitlik onların büyük hayali
Sanmayın tükenmiş kalmamış hali
Hepsi bir Cafer hepsi biri Ali
Gazap olup küffara yağdı yiğitler
İt İsrail işgal etmişken yurdu
Küçükken elde taş sapan savurdu
Büyüdü oğlunu kefene sardı
Bu ateşle pişti yandı yiğitler
Ölüm korkusu yok davası iman
Tam teslimiyeti var gerçek Müslüman
İbret alsın ondan Âlem-i İslam
Firdevs cennetine aktı yiğitler
Acıyarak bize baktı yiğitler.
BAYAN HERCAİ
EMİR HAKTAN YERLİ
Kalbimde
senden katre katre hüzün deryası
üstüme bakma, gözlerime bak
ey hercaim
Bak ki görebilesin
her zerresinde kendini,
rayihadan uzağım artık
Aşk yolunda düçarım
sevmeyi denemediğin ben
evet, ben sevgilim
unutamadığım hani
leyleyi zemheride bıraktığın
unutamadığım hani…
Adını yazarken gözlerim doluyor
gel de kır kalemimi, beceremedim
bilirsin zaten, beceriksizim
adını yazarken dolan gözlerime yazık
anladım artık solan gül
eski haline dönmüyor.
SEVDİĞİM
MEHMET ÇİFTLİKLİ
Maziyle baş başa kaldığım anlar
Kan damardan ÇEKİLİYOR sevdiğim
Şafağı olmayan sensiz zamanlar
Bir mıh gibi ÇAKILIYOR sevdiğim
Hayatın zehrini ektim yollara
Çektiğim acıyı böldüm yıllara
Ağlayıp sızlarken ağıt dillere
Nağme, nağme DÖKÜLÜYOR sevdiğim
Hüzünler yağıyor bende her güne
Taşınmaz acıda yanar bu sine
Durmuyor yüreğim bu akşam yine
Sol yanımdan SÖKÜLÜYOR sevdiğim
Boğuluyor umutlarım selinde
Kavrul urum hayallerin yelinde
Mutluluk fermanım senin elinde
Bir alevde YAKILIYOR sevdiğim
Kaderim çevirir bin türlü dümen
Devran dönüyor da oynaşta zaman
Kapatsam gözümü başıma hemen
O hayalin DİKİLİYOR sevdiğim
Zamansız hazana tutulur bağlar
Gül ağlar ardından bülbülü ağlar
Asla bir şey olmaz dediğim dağlar
Bir gecede YIKILIYOR sevdiğim.
BEKLERİM
FATMA ÇİÇEK
Gözlüğünün ardında
parlayan gözlerin
sanki bana yol gösterir
Sana bakınca gökte
yıldızları sayarım
ne kadar uzak olsa da
hepsi birer ışıldak
Ve sen de öylesin ben için
ne kadar da uzak olsan
yolumu aydınlatmaya
seni beklerim.