Van Gölü İncileri
Van Gölü İncileri
MAVİ DÜŞLER
NURAN AKÇAP DEMİRHAN
Hayaller umutlar düşler,
özlemlerimiz, rüyalarımız
hicranla tüllenen şafaklar
hepsi birer maviydi…
Severim maviyi, her sabah
gökyüzünde uçuşan
kuşların, kelebeklerin sesi
denizin mavisi, suyun mavisi
içimizdeki coşku, mavi ruhun rengi
Kimilerine göre uzaktır
kimine göre çok yakında,
belki de hemen yanı başında
geldik mavi kadar huzurunda
Nazar boncuğu, gözlerinin içi masmavi
şu her şeyin ilacı olan zaman,
yaşanarak daha çok geçer acılar
kurtulursun sanırsın
oysaki acının rengi mavi…
Mavi gökte ne işi var kara bulutların
gitsinler, gitsinler, uzaklara
denizler göller rengini
hep gökyüzünden alırmış
mavi biraz daha mavi
denizler mavi, gök mavi
en önemlisi mutluluk mavi.
GÖNÜL
ALPER ALPEREN
Kalbimi esir aldın, mühürledin her âşka
Tarayıp perçemini indirdin yüze gönül
Hapsettin yüreğimi, sevmiyor senden başka
Ardın sıra koşturup getirdin dize gönül
Seviyorum, ekmeği tuza banıp yer gibi
Pınarı kaynağından kanarak içer gibi
Gökten yağan yağmura hasret çorak yer gibi
İsmini hece hece sindirdin söze gönül
Tenim tenine hasret, bedenim yangın yeri
Baharım kışa döndü, bağrım sanki zemheri
Her yanımı kuşatıp daraltarak çemberi
Koca cihanı zindan ettirdin bize gönül
Çiy düşmüş, gül sineler bembeyaz bir kar gibi
Buram buram gül kokar yayılan bahar gibi
Kalbim çarpar göğsümde sanki ateş var gibi
Yaralı yüreğimi yandırdın köze gönül
Sen yaylada baharsın, dağlarda esen rüzgâr
Hasretin damla damla yanan bağrıma yağar
Bir sevdanın peşinde koşturdun diyar diyar
Hilal kaşı yay gibi eğdirdin göze gönül
Beni sevdaya saldı dönüp bakınca gözün
Aklımı baştan aldı, balkıyan güzel yüzün
Beden ateşte kaldı, kalbe düşünce közün
Pişirerek Alper'i çevirdin öze gönül
AİLE KURUMUNU YAŞATAMAYAN YETİŞKİNLER
ESMA GÜLAÇAR
Sosyal hayatın getirdiği bir asosyallik var farkında mısınız? Kişiler arası ilişkiler günümüzde daha yüzeysel ve anlamsız. Arkadaşlığı dostluğu, evliliği, aile kavramını değersizleştiren yüzeyselleştiren bir kitlesel çabayı düşünün. Toplumsal yapıya, bireylerin şahsi çıkarlarının yardımseverlik kavramını ezmesi sonucu hislerin ve duyguların daha yüzeysel yaşandığı ilişkiler hâkim. Donuk ve resmi ifadeler, sahte tebessümler ile yok olan içtenlik ve güven kişilerin kurmuş oldukları bağları da zayıflatan niteliktedir. Bireyselliğe teşvik hayatın zorluklarını paylaşmayı, bireysel değil bütüncül düşünebilmeyi gerektiren aile hayatına büyük bir darbe indiriyor. Bireysellik, fedakarlığı ve katlanma gücünü azaltır, tahammülsüzlüğü arttırır. Oysaki aile hayatında sabır, tahammül ve dayanışma olmazsa olmaz unsurlardandır. Bireyselleşme ve onun beraberinde getirdiği bencillik evlenmek isteyen gençlere yardımcı olan, onlara aracı olanların sayısınıda gitgide azalttı. Bir zamanlar aile büyükleri için Allah ‘ın “İçinizden bekâr olanları, erkek ve kadın hizmetlilerden salih (tevbekâr ve artık namus ehli) olup da (imkânsız ve kimsesiz bulunanları) evlendirin. Eğer fakir iseler Allah kendi fazlından onları zengin edecek”(Nur Suresi 32.) ayetindeki emri gerçekten önemsenen bir hükümdü. Günümüzde böyle bir ayetin varlığından bile haberdar olmayan çok insan var. Dolayısıyla evlilik ve eş seçimi gibi önemli bir adımın tüm sorumluluğunun gençlere verilmesi onların tecrübesizlikleri ve duygu ağırlıklı kararlarıyla yanlış seçimler yapmalarına çoğu kez uzun süre evlenecekleri insanı bulamamalarına neden oluyor. Tabi dini hassasiyeti olan bayanlar için evlilikleri için adım atmak bu sorumluluğu üstlenmek bir kat daha zor oluyor. Onların dini hassasiyet yaşayan büyükleri ise evlilikte yaşanabilecek olası sorunlar için bu sorumluluğu almaktan kaçınabiliyorlar. Günümüzde büyüklerin sorumluluk bilinci bu düzeydeyken gençlerin, genç yetişkinlerin sağlıklı bir evlilik seçimi yapabilecek olgunlukta olma düzeylerini düşünün. Belki de gençlik en geç olgunlaştığı çağı yaşıyor. Sorumlulukları azaltılıyor, bireyselleşmeye doğru itiliyor. Ailenin, aile bağlarının öneminin yeterince benimsenmemesi çocuk oyuncağına dönen evliliklerin, huzursuz ailelerin, boşanma oranlarının ve aracı olmaktan kaçınanların sayısını arttıracaktır. Sağlıklı bir toplum istiyorsanız aileyi dolayısıyla yapacakları evlilikle sağlıklı bir aileyi kuracak yeterlilikte bir nesli bir gençliği yetiştirin. Ailede bir şeyleri oturtamamış, istikametini çizememiş her genç dış etkilerin tuzağına kolayca düşmeye ona göre şekillenmeye adaydır. Hiçbir şeye katlanma zorunluluğu olmadığı benimsetilen, sadakat, fedakarlık, isar, adalet bilincini kazanamamış kendileri için yaşama telkinine maruz kalarak en ufak bir sorunda arkadaşlık bağlarını koparabilen gençler yarın evlendikleri zaman evlilik bağlarını da katlanmak zorunda olmama düşüncesiyle çok sıradan nedenlerden dolayı koparabilmektedir. Tabi gerçekten zulüm boyutunda olup zorla devam ettirilen evlilikleri, bu yüzden karartılan hayatları konunun dışında tutuyorum. Zulüm altında hapis hayatı gibi bir evliliği devam ettirmek zorunda bırakılan mazlumlar da toplumun kanayan ayrı bir yarası. Ancak benim üzerinde durduğum kitle gerçekten de yeterli düzeyde tahammül ve sabır gösteremeyen güçsüz kişilerden oluşuyor. Önlerindeki her zorluğun ebeveynleri tarafından kaldırıldığı bir nesil sorumluluk, tahammül ve zorluklarla beraber başa çıkmayı gerektiren evliliğin sorumluluğunu almaya güç yetirememektedirler. Ben gördüğüm tabloyu yansıttım. Ama çok fazla genelleyici konuşmanın ve sadece genç nesli suçlayan klişe cümleler kurmanın doğru olmadığını da düşünüyorum. Bir genç nesil olarak ben de biliyorum ki bugün büyükler kendi kusurlarını görmeyip durmadan genç nesli eleştirerek onların sadece hatalarını daha da pekiştirmiş ve derinleştirmiş olacaklardır. Onlar kendi hatalarıyla yüzleşme cesaretini gösterip silkindikleri takdirde bir şeyleri değiştirebileceklerdir. Gençlere yeteri kadar sorumluluk vermeyerek veya tüm sorumluluğu onlara yükleyerek orta yolu bulamayan ebeveynler ve aile büyükleri belki de olumlu yönde geliştirilmeye en az gençler kadar muhtaçtırlar.
Boşanma ile sonuçlanan aile içi sorunların çözümünde bir zamanlar danışılıp yok gösterecek ferasette akil insanlar, aile büyükleri vardı. Günümüzde böyle insanları ne sıklıkla görüyorsunuz. Aile dinamiğini ve karakteristik yapısını bilmeden evlenen çiftler sorunlarını kendi aralarında çözebilecek yeterlilikte olmayınca aile içi sorunlarını çok sayıda kişiye açarak aile mahremiyetini zedeliyor, sorunları daha da içinden çıkılamaz hale getiriyor. Çünkü sorunlarını çözebilecek yeterlilikte insanlar yok çevrelerinde. Mantık çerçevesinde adil ve tarafsız karar verebilecek insanlar ancak sorunlarını çözemeyecek yeterlilikte olanların sorunlarına makul bir çözüm getirebilir. Tabi öncelikle aile üyelerinin çözümden yana çabalaması ve gerçekten sorunu çözemediği takdirde üçüncü kişilerden yardım istemesi de çok önemli. Sorunlara yeterince eğilip çözümü için çabalamadan evliliği bitirmek kolay olanı seçmektir. Ve zorluk görmeyen bir insan her zaman kolay yolu seçecektir. Tüm bunlar insanların aile içi huzur, evlilik, evlendirme, sağlıklı ve uyumlu evlilik seçimi konularına biraz daha duyarlı olmaları gerektiğini gösteriyor. Unutmayın duyarsız kaldığınız her toplumsal sorun dönüp dolaşıp bir gün sizi veya sevdiklerinizi bulacaktır. Acılarını dindirmek için çabaladığınız her insan ise bir gün sizin ve sevdiklerinizin imdadına yetişecek insanlar olarak karşınıza çıkacaktır. Bu evrende herşeyle bir bağınız bir irtibatınız var. Her zaman bireysel düşünemez tek başınıza, sadece kendiniz için yaşamazsınız. Yapıp ettiğiniz herşey evrenin tüm zerrelerinde bir yankı uyandırır. Boş vermemelisiniz. Yaşanan acılara ihmalkarlığa ve yanlışlara kör, sağır ve dilsiz olmamalı kaybettiğiniz duyarlılığı yeniden kazanabilmek için çabalamalısınız kendiniz için sevdikleriniz için ve dolayısıyla kendisinden bağımsız olmadığınız tüm evren için.
AK DEFTER KARA DEFTER
ARİF KUŞ
Günler sayılı çabuk gelip geçiyor
İnsan görünüşüyle belli olmuyor
Bazen zengin bazen fakir olunca
Ak defter kara defter görünüyor
Günler sayılı çabuk gelip geçiyor
Bazen makam sahibi bazen işsiz oluyor
Makamda'ki kibiri iş bitince bitiyor
Ak defter kara defter o zaman görünüyor
Günler sayılı çabuk gelip geçiyor
Bazen dost görünen bazen düşman oluyor
Varlık ile yoklukta insanlık biliniyor
Ak defter kara defter o zaman çiziliyor
Zenginin yalakası iflasla düşman olur
Amirin yağcıları timsah göz yaşlı olur
Çatarak kaşlarını avuç ovalar durur
Ak defter kara defter bu yazı ara defter.
EYLÜL SANCISI
İSMET KANBER
Sen bilmezsin!
Eylül
kan revan içinde
dar ağacında sırasını bekliyor
ölüm emri verilmiş kelimeler
Aşk hariç…
Çapraz ölümlere tutulmuş
göçmen kuşlar sınırda
bir uçurumluk hayat
kendi dev gölgesini gömüyor
Güneş hariç…
Sen bilmezsin
tarihsel bir aldanıştır
renklerin renklerle barıştığı
marşlar eşliğinde beyazların
resmi eylül törenleri
Sen bilmezsin!
bütün mevsimlerin bütün renklerle boyandığı
tarihsel bir aldanıştır
Siyah hariç…
Bütün bıçaklar içimde bileniyor
bir Tanrı acısı
eylülün kavgasında
saltanatla kirleniyor
Sen bilmezsin
yaz buluta sarılmış
yakasında ceset ceset türküler
bir ipliğe diziliyor
Ölüm dahil…
YAZIK ETMEYİN!
İSMAİL GÜL
Ey bu cennet vatanın münevver insanları
Bozalım ezberleri unutalım zanları
Hoşgörü perdelesin varsa nahoş yanları
…Yem olmadan hepimiz tek dişi kalmış kurda
…Gelin birlik olalım yazık olur bu yurda
Öfke ile inatla zaman israf etmeyin
Kılavuz karga ise arkasından gitmeyin
Sevin birbirinizi, öteleyip itmeyin
…Düşmanlar bayram eder, yarın kalırsak darda
…Gelin birlik olalım yazık olur bu yurda
Omuz omuza verip, tek yürek olmalıyız
Acıyı paylaşmalı, beraber gülmeliyiz
Kinden, nefretten uzak huzuru bulmalıyız
…Açamasın bir gedik vatan haini surda
…Gelin birlik olalım yazık olur bu yurda
Üç kıtaya hükmetmiş ecdadımız, aslımız
Bizler ki varisiyiz, sahip bizim neslimiz
Derde çare bulalım tükenmeden faslımız
…Halâ ibret almadık şanlı Osmanlı nerde
…Gelin birlik olalım yazık olur bu yurda
Tefrika girer ise orada huzur olmaz
Birliğe kastedenin ebedi yüzü gülmez
Toz duman olur her şey, sığınacak yer kalmaz
…Bak da gör Suriye'yi, al işte Irak orda
..Gelin birlik olalım yazık olur bu yurda
Atalardan armağan bize bu cennet vatan
Kahrolsun bölünmeye bilerek çanak tutan
Hakkını helâl etmez yerde kefensiz yatan
…Söz konusu VATAN;SA ölünür bu uğurda
…Gelin birlik olalım yazık olur bu yurda.
BİR GÜN
AHMET YAŞAR GÜNDÜZ
Bir gün sesini duysam
gül kokusu duymuş gibi duysam
kuruyan dala tutunup ağlar gibi olsam
susuzluk … hepsi o kadar
solmuş gibi çorak toprakta
sensizlik… hepsi o kadar
öteki dilleri unutsam
sence ne konuşsam...
bir gün sesini duysam
Ey gök güzeli
lal olmuş şehre mavi bir huzur yağsa
sen olsan...
kuru bir toprağa dolar gibi dolsan
gözlerimin arasında kalsan
gözyaşı… hepsi o kadar
silsen, ağrımı siler gibi silsen
ey gök güzeli
yağsan, ve ben doğsam...
İsimler geçse içimden
kalsan, kokunun savatı gibi kalsan
büyüsen, büyüsen ve bir dua olup büyüsen
suskunluk… hepsi o kadar
yürekten diler gibi dilesem
sussam… hepsi o kadar...
sana seslenince
gitmesen ve ne olur kalsan
isimler geçse içimden
adınla kalsan…
GECE AĞRISI
VEDAT YARIŞAN
Bak
içimdeki gün soğuyor
kuş sesleri ürpertiyor içimi
göğün uzak gelini ay
her gün batımında
bir akşam konuyor yüreğime
Al
içimdeki sevinç atlasını
as yusuf kuyularına
derin bir karanlık kaplıyor yüzümü
keskin öfke ile
kan kusuyor büyümüş çocuk hırkası
Dur
göklerden bir melek çağır
okşasın günahkar yüzümü
sabahlar erken doğsun,
gün ışığıyla yıkansın ses tellerim
ki ilahi yasinler dökülsün dilimden.
10 YIL SONRA KENDİM
SÜMEYYE TACİR
Belki hep istediğim gibi bir yazar. Belki de bir İngilizce öğretmeni olarak görüyorum. Kitap okumayı sevdiğim için belki on yıl sonra okuduğum İngilizce kitaplarının çevirmenliğini yapabilirim. Belki yurtdışına çıkma şansım olabilir.
10 yıl sonra kendimi istediğim şeyi elde etmiş güzel bir meslek sahibi ve bir yazar olarak görüyorum, aslında on yıl önceden yani bu zamandan çabalayarak ilerde iyi bir meslek sahibi olacağımı düşünüyorum. Belki Bursa'da, belki başka bir şehirde, belki başka bir ülkede bundan emin değilim. Emin olduğum şey ileride kitap çevirmenliği yapacağım ve bir roman kitabı çıkartacağım.
En büyük hayalim olan roman kitabını çıkartmış olarak görüyorum kendimi. Bir masada oturmuş hayalimi gerçekleştirdiğim için gurur verici bir şekilde düşünürken veya bir kahve içerken görüyorum.