Van Gölü İncileri

GELDİ GEÇTİ ÖMÜR...

SABRİ CEYHAN

Unuttuklarım vardı, yüreğime gömdüklerim

Bir buket hazanı üzerine savurduklarım oldu...

Zamana bıraktıklarım vardı, anılarla tazelediklerim

Her zaman baharla yaşattıklarım oldu...

Keşkelerim vardı, ah edip dövündüklerim

Her an zihnime mahkum ettiklerim oldu...

Kaderim vardı. yolumu bulamadığım

Ömrümce yolumun kesişmedikleri oldu...

Yaşamım vardı, hayat yolunda öylece geçirdiğim

Bitmeyecek gibi harcadığım zamanlarım oldu...

Bir adım vardı, bir köşede unutulduğum

Bitti ömür lâkin vefalı bir taşım oldu...

BENİM

SÜREYYA ŞAHİN

Kursağımda kalan/bırakılmış

Hevesleri sayıyorum

Tam sevineceğim derken

İçimin kuyusundan çekilen

Sevinçlerimi...

Çok gülen çok ağlar sözünün

Yüzümden çaldığı gülüşlerimi

Çok ağlayınca da çok mu güler insan,

Diye sorduğumda

Bıyık altı gülen iblisleri sayıyorum

Tırnaklarını canıma takan

Aklımın ucundan geçmeyenlerin

Hesabını soran

Önce kör edip sonra

Karanlık odada iğne aratan

Kustuğu yerlerim gül koksun isteyen

Kırık aynayı elime verip

Parçalanmış yüzümü seyrettiren

Avuç avuç ilaçlar, kabuslar

Karabasanlar… kaçmak istedikçe

Daha çok kırbaçlanan

Günlerimi sayıyorum

Günah benim, hata benim

Suç benim

Büyütüp beslediğim

Bu canavarı

Canıma düşüren benim.

KOVULDUM İŞTE

İMDAT FAAL

Dokunmam ne suya ne de sabuna

Mecalim yok artık, yoruldum işte

Dünya meşgalesi, hepsi bir yana

Kendi yüreğimden, kovuldum işte

Gerçekçi sandığım, tüm hayallerim

Neden uzak kaldı, bomboş ellerim

Dalında kurudu, gonca güllerim

Diyardan diyara, sürüldüm işte

Yuvasına küsen, gurbet kuşuna

Umutlanma sakın, boşu boşuna

Çok da mağrurlanma, var oluşuna

Münkerle Nekire, soruldum işte

Kapanmış kapılar, can tene küsmüş

O yar sebepsizce, bak yine küsmüş

Günahım yok kendi, kendine küsmüş

Aha can evimden, vuruldum işte

Bahtı kara olan, bir tek ben miyim?

Vefasız değilim, sanki sen miyim?

Ben de ruh taşırım, sade ten miyim?

Hazan erken çöktü, kurudum işte

Cam kırıklarına, bir can borçluyum

Masiyetle dolu, epey suçluyum

Tek sana yenildim, çokça güçlüyüm

Ateşin harıyla, kavruldum işte.

DÜŞ BAHÇESİ

ALİ AĞIR

Bir şubat akşamı başladı hüzün

Yitirdim o akşam tebessümleri

Seneler geçse de çözmek ne mümkün

Zamana attığın kördüğümleri

Yırtıldı masmavi tülü göklerin

Ufuklar kapkara deniz göründü

Renkleri döküldü kelebeklerin

Bahar mahzun, sessizliğe büründü

Bulutlar dolaşır kirpiklerimde

Yürek, kafesinde çırpınır durur

Yalnızlık çığ şimdi eşiklerimde

Gönül sahiline acılar vurur

Sensizlik savurur kör kuyulara

Maziden süzülen hatıraları

Çarpınca aşk sesi tüm kıyılara

Değişir hüznümün manzaraları

Ayrılık hançeri saplı sinede

Belki de hiç bitmeyecek bu acı

Vazgeçmeyi düşünmedim yine de

Gün gün çiçeklendi sevda ağacı

O gül yüzün dolunaya düşünce

Dağ gibi bir hasret kucaklar beni

Yüreğimde umutlarla her gece

Bir düş bahçesinde beklerim seni.

İNCİTİR

İSMET KANBER

İncin incin ey şair acın mezmur incitir

Yer gök kulak kesilsin, sesin bülbül incitir

Gönlünün deryasında çöle vaha olmuşsun

Kızgın kumlar üstüne yağan yağmur incitir

Sükût makamındasın saza söze ne hacet

Ayna arkasındaki hakikatin incitir

Yola çıktın hesapsız iki dünya arası

Safa - Merve yolunda İbrahim'i incitir

Çöle nur indirirsin Leyla'ya Mecnun gerek

Devranı sen bilirsin söylesen aşk incitir

Ateşin ortasında ateşi sen yakarsın

Söndüremez karınca yükü gayret incitir

Mezatta söz satılmaz can kulağı yoğ ise

Gönül gözü görürse terazi de incitir

Sinem sözün yatağı her dem oyalar beni

Bakışının temreni ürkek ceylan incitir

Zülf-i yâre her gece ay dokunsun inceden

Hayalin utandırır ham aşığı incitir

Yıldızları semadan birer birer titretir

Ol kelam-ı güherde şiir beni incitir.

VEDA EDERSİN

FEVZİ DİNÇER

Bedenden ruhumuz çıkar ölünce

Cesedin kabire uçup gidersin

Sevenlerin baş ucunda olunca

Son nefes biterken veda edersin

Rabbimin emri bu doğanlar ölür

Yaşanan sonuçlar yanına kalır

Dünyaya gelenler yer içer büyür

Son nefes biterken veda edersin

Sevdiklerin hep yanında olunca

Yaşama renk katar yuva kurunca

Yavrunun torunun sesin duyunca

Son nefes biterken veda edersin

Hasretle sarılır yavru anaya

En son duyurulur evde babaya

Oturur köşede o yerli kaya

Son nefes biterken veda edersin

Hayatin anlamı yaşamak sevmek

Rabbimin yolunda bir boyun eğmek

Dinçer'im canım tez ondandır evmek

Son nefes biterken veda edersin.

ÖTE

MUHAMMED GÜRCAN

Ne var ki insana saadet adına

Marifet suyuna kanmaktan öte,

Gül yüzlü seyrinin dalıp tadına

Narında kül olup yanmaktan öte

Dolaşır bağrında ışıktan mana

Serinler yüreğin bekadan yana

Sadrını bağlayıp cananın cana

Benini teninde sanmaktan öte

Barış ne ister bu fani hayattan

Geçilip lezzetten, adi rahattan

Hazzına ererek ilahi murattan

İsmini yalansız anmaktan öte.

ŞAMAMA

NAZMİ SARAÇOĞLU

Turuncuyla siyah küçüktür boyu

Onu istemek hep gaynana huyu

Ona iyi gelen Vestan'ın suyu

Şemame oyununa ilham şamama

Ne kavun ne kelek sırf hastır Vana

Kokusu misk gibi yayılır Vana

Gelinler eğer ki gitse hamama

Kaynana siparişi olur şamama

Arabanın ön göğsünün süsüdür

Şarkıların hem tadı hem öyküsüdür

Bostancı tezgâhının da süsüdür

Kendi küçük adı büyük şamama

Kaç yıldır hasretiz onun tadına

Türküde rastlarız güzel adına

Bir şamama resmi geldi yâdıma

Hüseyinler resmini çizsin şamama

Van'da tekrar gündem olsun şamama.

SEVERSEN GEÇER

OSMAN ERDAL

Peşinden koşarken takılıp düştüm

Canımın acısı seversen geçer

Kalpten teyit aldım aşkla görüştüm

Canımın acısı seversen geçer

Tut elimden kaldır cana sar beni

Düştüğüme üzül bana sor beni

İlgiyi bekleyen çocuk gör beni

Canımın acısı seversen geçer

Sevdanın rüzgarı eser her yönden

Bağlamış yolları geriden önden

Bir buse yakınlaş razıyım dünden

Canımın acısı seversen geçer

Bilmezsin aşığın daha nesisin

Sen gonca güllerin şahanesisin

Çektiğim acının bahanesisin

Canımın acısı seversen geçer

Aşk sarhoşu etti saki net onu

Tatlı bir söz söyle sakin et onu

Susturmaz sarsıcı sükunet onu

Canımın acısı seversen geçer

Eskiden kendimi biraz bilendim

Acıyla hüzünle dertle bilendim

Teselli bekledim sevgi dilendim

Canımın acısı seversen geçer.

Bakmadan Geçme