Van Gölü İncileri

EDREMİT

MUSTAFA GÜNEŞ

Dünyada sanki cennetten bir parça

Andıkça hasretin yakar beni Edremit

Kıyını paylaştım yıllarca bir dostça

Andıkça hasretin yakar beni Edremit

Kız kalesinden güzelliğini sayardım

Masmavi sularını, yeşilliğini anardım

Dayanmaz soğuk sularına dalardım

Andıkça hasretin yakar beni Edremit

Bahçelerinde dolaşmaya doyum olmaz

Renk renk güllerin asla hiç solmaz

Dünyada eşin benzerin bulunmaz

Andıkça hasretin yakar beni Edremit

Ahtamar Adası Edremit'e bakar

Edremit'in güzelliği Van'ı yakar

Şahmeran suyu Hu deyip akar

Andıkça hasretin yakar beni Edremit

Gölde dalgalar coşar varınca kıyında

Misk gibi kokular yayılır bağında dağında

İnci kefali oynar hiç durmaz balık ağında

Andıkça hasretin yakar beni Edremit

Elazığ'da doğup büyümüşüm

Seni öz toprağım gibi bilip sevmişim

Yıllarca ekmeğini yiyip suyunu içmişim

Andıkça hasretin yakar beni Edremit

İki vatan edindim biri Elazığ diğeri Van'da

Hiç unutamam seni, elim olsa da kanda

Durur aşkı, sevgisi tek tek bu canda

Andıkça hasretin yakar beni Edremit

Senden ayrılalı sanki hep gurbetteyim

Sahipsiz, yalnız gibi bir memleketteyim

Sana tekrar varmak için hep beklemekteyim

Andıkça hasretin yakar beni Edremit.

Mustafa derki güzelliğin yazmakla bitmez

Aşkın, hasretin bu bedenden hiç gitmez

Bir gün varmadan inşallah bu can gitmez

Andıkça hasretin yakar beni Edremit.

BÖLÜNÜR UYKUM

ERCAN ULUTAŞ

Bölünür uykum her gece

hayallerim yarım kalır

çıkmazlardan çıkamam

sevdam esir kalır

Yürümeyi denerim

bomboş sokaklarda

yalpalar ayaklarım

ölmeye ramak kalır

ve anlarım ki

hayat kocaman bir boşluktur

yaşamaya keder kalır

Alırsın sonra dertleri

üst üste koyarsın

bir sıraya dizersin

yüklenip gidesin gelir

benliğin aciz kalır…

BAK

OSMAN ERDAL

Ey can kalp kefesine huzur dolsun istersen

İçinden tüm dünyalık çöpleri atmaya bak

O yüce dost kapını şevkle çalsın istersen

Gönül hanene her dem bir değer katmaya bak

Aşkın tek müşterisi canı bulsun istersen

Sen canlar pazarında canını satmaya bak

Nefsin hiç makamında varla doysun istersen

İbrahim sofrasından bir lokma tatmaya bak

şık Benli senden şer uzak olsun istersen

Allah ile aranı çok yakın tutmaya bak.

AĞLA ÇOCUK

MEVLÜT KOÇAK

Masumiyetine ağla, muhtaçlığına ağla!

Çaresizliğine ağla, güçsüzlüğüne ağla!

Ağla ki her damla gözyaşın sana bu zulmü yaşatanlara kurşun olsun

Ağla ki her bir hıçkırığın sana sessiz kalanları sağırlaştırsın

Ağla ki seni ağlatanlar tufan yağmurlarına karışsın

Ağla ki seninle ağlamayanlar utancından gözyaşlarına karışsın

Ağla ki seninle ağlamayanlar, seni anlamayanlar

sana uzanamayanlar sensiz Dünya'da uyumasın

Ağla çocuk!

Yüreğinde ki acıya sebep olanlar daha fazlasının yaşasın

Ağlamana sebep olanlar gözyaşlarına hasret kalsın

Gözyaşını silmeyenler gözyaşında boğulsun

Her bir damla gözyaşın misket bombası olsun seni ağlatanlara...

Ağla çocuk!

Oyuncakların elinden alındığını için ağla!

Parkların bahçelerin harap edildiği için ağla!

Sahillerin sahnelerin dağıtıldığı için ağla!

Hanelerin sokakların viran olduğu için ağla!

Kendi topraklarında sürgün edildiğini için ağla!

Öz vatanında garip kaldığın için ağla!

Ağla çocuk!

Gözyaşlarına sebeple olanlara beddua olsun yakarışların...

Hıçkırıklarına sessiz kalanlara Eyvah! olsun yalvarışların....

Seni umursamayanlara tokat gibi yapışsın her bir damla gözyaşın...

Sensiz dünyada huzurlu bulmasın zalim beyinler...

Ne seni ağlatanlar ne de ağlamana sessizce kalanlar...

Ağla çocuk!

Her bir damla gözyaşın kevser ırmağına karışsın cennette

Her bir hıçkırığın bir kuş sesi gibi yankılansın cennet bahçelerinde

Her bir enkaz bir köşk bir saray olsun senin için

Her bir kardeşin bir melek olsun yanından ayrılmayan...

Ağla çocuk!

Sen ağladıkça haya ediyoruz insanlığımızdan.

Sen ağladıkça utanıyoruz Müslümanlığımızdan

Sen ağladıkça bize dar geliyor bu dünya

Sen ağladıkça boğuluyoruz bu hayattan

Sen ağladıkça yüzümüz kızarıyor sesimiz titriyor her bir duada

Sen ağladıkça birliğimiz dirliğimiz varlığımız kayboluyor zalim karşısında.

Ağlama çocuk!

Ağlama diyemiyorum, ben de ağlıyorum seninle

Utancımdan ağlıyorum gizlice

Çaresizliğimden ağlıyorum sessizce

Ümitsizliğimden ağlıyorum tek başıma

Yalnızlığımdan ağlıyorum senden uzakta

Yalvarışlarında ağlıyorum dualarımda

Hadi be çocuk!

Gel beraber ağlayalım

Ama herkes kendi gözyaşlarını silsin

Kirlenmesin o masum günahsız ellerin

Benim gözyaşlarım da........

SAKLARSIN

MEHMET MUHLİS ŞEPİK

Ak düşmüş zülfüne kederden yana

Gönlünde şifasız hüzün saklarsın

Yıkılan düşünü yeniden sına

Vuslata bir tutam söz mü saklarsın

Kuşların çığlığı gönlümü deşer

Dermansız dertleri bağrıma döşer

Kaderin sırrına varmaz ki beşer

Lal olan dilinde giz mi saklarsın

Çaresiz kadere bir ahuzardır

İki karış beyaz yeriyse dardır

Sevdanın çemberi dikenli hardır

Gönül otağında köz mü saklarsın

Tanımaz cevheri sarraf olmayan

Bir garip sefildir gönül almayan

Yaşadım demesin vefa bulmayan

Tozlu bir kutuda iz mi saklarsın

Eskimiş miada paha biçilmez

Zehri şerbet diye sanma içilmez

Herşeyden tamam da yardan geçilmez

Ömrün baharında güz mü saklarsın.

YAZIK ETMEYİN

İSMAİL GÜL

Ey bu cennet vatanın münevver insanları

Bozalım ezberleri unutalım zanları

Hoşgörü perdelesin varsa nahoş yanları

...Yem olmadan hepimiz tek dişi kalmış kurda

...Gelin birlik olalım yazık olur bu yurda

Öfke ile inatla zaman israf etmeyin

Kılavuz karga ise arkasından gitmeyin

Sevin birbirinizi, öteleyip itmeyin

...Düşmanlar bayram eder, yarın kalırsak darda

...Gelin birlik olalım yazık olur bu yurda.

Omuz omuza verip tek yürek olmalıyız

Acıyı paylaşmalı, beraber gülmeliyiz

Kinden, nefretten uzak huzuru bulmalıyız

...Açamasın bir gedik vatan haini surda

...Gelin birlik olalım yazık olur bu yurda

Üç kıtaya hükmetmiş ecdadımız, aslımız

Bizler ki varisiyiz, sahip bizim neslimiz

Derde çare bulalım tükenmeden faslımız,

...Hal ibret almadık şanlı Osmanlı nerde

...Gelin birlik olalım yazık olur bu yurda

Tefrika girer ise orada huzur olmaz

Birliğe kastedenin ebedi yüzü gülmez

Toz duman olur her şey, sığınacak yer kalmaz,

...Bak da gör Suriye'yi, al işte Irak orda

..Gelin birlik olalım yazık olur bu yurda

Atalardan armağan bize bu cennet vatan

Kahrolsun bölünmeye bilerek çanak tutan

Hakkını hell etmez yerde kefensiz yatan

...Söz konusu VATANSA ölünür bu uğurda

...Gelin birlik olalım yazık olur bu yurda.

AŞKLA ÇARPAR YÜREKLER

FEVZİ DİNÇER

Yasamak nedir sence yaşatan olmayınca

sevgi seli misali gönüle dolmayınca

kana kana içmeli aşkın gür pınarından

aşkla carpar yürekler seven insan bulunca

Derdime derman olur yrin her bakışında

kalem kağıda döker kalbin her akışında

yaşam güzel olunca bahar olur kışında

aşkla çarpar yürekler seven insan bulunca

Nice engel aşılır dağlar ormanlar nehir

bu dünya kimine bal kimine de bak zehir

karşı koyacak elbet sevmeyi bilmez kafir

aşkla çarpar yürekler seven insan bulunca

Yol uzun hayat kısa yaşam güzel olunca

seven gönüller razı olur dengin bulunca

moral yerine gelir seven yrin gelince

aşkla çarpar yürekler seven insan bulunca

Dert tasa keder kalmaz huzur varsa yarına

dünya malı nedir ki seven gönül krına

Dinçer'im der sabret ki mutluluk ver erine

aşkla çarpar yürekler seven insan bulunca.

SIRA GELECEK

METİN ÖZDOĞAN

Ölümü herkes biliyor

ölüm yokmuş gibi yaşıyor

bir gün sıra ona da gelecek

yine de ölüm yokmuş gibi yaşıyor

Zengin olsa ne yazar

fakirde olsa aynı şeyleri yazar

bekliyor orada seni mezar

kara toprak seni de kucaklar

Derya deniz gibi olsa paranda

kuşlar gibi uçsan da oradan oraya

hükmet sende bütün dünyaya

dünya seni tanısa da, boşuna

sen de olsa da dünyanın para

gireceksin garibin girdiği mezara

Unutma bir gün gelecek sıra sana da

gezsen de kuşlar gibi dünyada

bir gün giyeceksin tabuta

alacaklar seni de omuzlara

götürüp koyacaklar mezara

onun için ölümü hatırla

Ölüm var, ölüm unutur seni sanma

herkes gider sırayla

ölüm bakmaz saate zamana

bir gün sende karışacaksın kara toprağa

giydin artık son elbisen kefenini

bekliyor sorgu melekleri

kurtaramaz ne paran nede dostların seni

ancak kurtarır yaptığın sevap seni.

YIRTIK SAYFALARDA

FAHRİ HARİS DOĞAN

Bir yırtık sayfa içinde kirlenmiş kelimeler

siyahlardan da siyah

geceler yanında daha bir beyaz

yıldızları toplamak gibi

göremeden gökyüzünden

ne ifrat ne tefrit her şeyden biraz

Eksilerek süzülerek yalnızlıkla çoğalarak

muhteris okyanuslarda bile öylece boğularak

nevasız cevapsız gözlerde kaybolarak

yırtık sayfaların nefesinde çaresizce sensedim

Sen en büyük mucrimdin

kağıdı ve kalemi elimden aldın

firkat ezelden bekliyormuş bizi

çiçeksiz çayırlara özlem tohumunu saldın.

Bakmadan Geçme