VAN GÖLÜ KİRLENMEKTEN KURTARILACAK

Van Gölü'nü kirlilikten kurtaracak Merkezi İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi yapım çalışmalarının koronavirüs sürecinde de devam ettiğini söyleyen Van Su ve Kanalizasyon İdaresi (VASKİ) Genel Müdürü Ülker Cem Kaplan, 'Merkezi İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi'ni bu yıl sonunda bitirmeyi hedefliyoruz. İnşallah bu da Van Gölü kirliliğini yüzde 80 bitirmiş olacak. Çünkü kirliliğin yüzde 80'i Van kaynaklı. Van arıtma tesisini bitirip çözdükten sonra Büyükşehir Belediyesi olarak Edremit -Tuşba ilçelerimiz arasında sahilde dip çamuru temizliği kısmına gireceğiz' dedi.

Hacı Yılmaz

İnternet ortamında basın toplantısı yapan VASKİ Genel Müdürü Ülker Cem Kaplan VASKİ yatırımlarının kesintisiz devam ettiğini, kurumsallaşmayla birlikte yeni projelerin hayata geçirileceğini söyledi. Kurumun kimliğini ve potansiyelini öne çıkarmaya çalıştığını belirten Kaplan, Türkiye'nin en büyük gölü olan Van Gölü'nün arıtma tesislerinin hizmete girmesiyle kirlenmekten kurtarılacağını açıkladı.

"Arıtma Van Gölü kirliliğini yüzde 80 bitirmiş olacak"

25 Mayıs 2018 günü temeli atılan Van Merkezi İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisini hizmete açarak göldeki kirlenmenin önüne geçtikten sonra, Büyükşehir Belediyesi olarak Van Gölü'nde dip çamuru temizliği yapacaklarını açıklayan Kaplan, "Van Büyükşehir Belediyesi'nde görevlendirme yapıldığında şehrin en büyük iki probleminden biri arıtma tesisiydi. Diğeri de çöptü. Geçtiğimiz dönem her iki konuda da çalışmalar başladı. 2019 yılında çalışma bir dönem sekteye uğradı. İkinci görevlendirme süreci olana kadar inşaat sürecinde proje de biraz baltalanmıştı. Fakat ardından Sayın Valimiz Mehmet Emin Bilmez girişimlerde bulundu ve projenin bitmesi için ciddi bir finans desteği çıkarıldı. Bu yıl için Merkezi İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi için 100 milyon lira gibi bir ödenek çıkarıldı. 2018 ve 2019 yılında İller Bankası üzerinden 20 ve 25 milyon kredi sağlanırken projenin bu haliyle uzun süreceği ile ilgili durumdan dolayı yapılan girişimler neticesinde 100 milyonluk ödenek elde edilmiş oldu. Diğer türlü bu küçük ödemeler ile bu proje tamamlanmayabilirdi. Arıtma tesisi konusunda Sayın Valimiz Ankara'da ciddi temaslarda bulundu. Projenin bitmesi için de ciddi bir yükü üstlenerek süreci tamamlamak için her şeyi yaptık. Bu noktada Çevre Şehircilik Bakanımız Murat Kurum, hatta Sayın Cumhurbaşkanımız bile süreçten haberdar oldu ve gerekli desteklerin sağlanması hususunda tüm kolaylığı sağladı. Biz de şu an tam gaz çalışıyoruz. Sayın Valimizin özel izniyle sokağa çıkma yasağı olan günler dâhil her gün en az 80-90 kişi çalışıyor. Dışarıdan gelen ekiplerimiz için karantina odaları hazırladık. Geldiklerinde 14 gün boyunca karantina altında kalarak kimseyle temas sağlamıyorlar. Odaları ayrı, yatakhaneleri, yemekhaneleri bulunmaktadır. Özetle Merkezi İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi'ni bu yılsonunda bitirmeyi hedefliyoruz. Bunun dışındaki önemli noktalardan birisi de Erciş'ti. Erciş arıtma tesis devreye sokulduğu için oradaki kirlilik artık yok. Erciş ve Çelebibağ, Edremit, Gevaş tesisleri çözüldü. İller Bankası ilçelerde yaptığı arıtma tesislerinin bedelini 15 yıl vadeyle VASKİ bütçesinden yani gelecekteki gelirlerimizden kesiyor. Bu yıl itibariyle de inşallah Van Gölü'nde Van kaynaklı kirlilik de bitmiş olacak. Tesis Türkiye'nin en yeni ve en teknolojik arıtma tesisi olacak. Yurt dışından gelecek siparişlerimiz ve paslanmaz çelik siparişlerimiz verildi. Bundan sonra montaj aşamasına geçiyoruz. Bir aksilik olmasa 11'nci ayda marşa basacağız. 156 milyon liraya mal olacak arıtma tesisimiz Büyükşehir Belediyesinin en gözde projesidir. Van arıtma tesisini bitirip çözdükten sonra Edremit -Tuşba ilçelerimiz arasında sahilde Büyükşehir Belediyesi olarak dip çamuru temizliği kısmına gireceğiz. Van Gölü gerçek temizliğe ve görünüme kavuşacak" ifadelerinde bulundu.

"Sitelerdeki su depolarının düzenli temizlenmesi gerekir"

Su depolarının denetiminin Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ve Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı ekiplerince yapıldığını söyleyen Kaplan, "Gürpınar Mejingir kaynağından gelen içme suyu kireçli diğer bir ifadeyle sert olmasının dışında içilebilir kaliteli doğal sudur. Suyumuzda bir sıkıntı yoktur. Bizim depolarımızdan Halk Sağlı ekiplerince düzenli numuneler alınıyor ve her ay 600 bin lira gibi yüksek para ödeniyor. Şebeke ve depolarımızda bu güne kadar sorun yaşamadık. Ama binalarda bulunan su depolarının düzenli bakımları, temizliği yapılması gerekir. Aksi takdirde yosun tutmakta ve su kullanılmaz hale gelmektedir. Ben siyaha dönüşmüş su depoları gördüm. Depolara kadar getirilen sağlıklı ve temiz suyun abonelere ulaştırıldığı gibi tüketilebilmesi için depo bakım, onarım, temizlik ve dezenfeksiyon işlemlerinin gerçekleştirilmesi ve takibinin sorumluluğu, bina/site yöneticilerinin ve işyeri/kamu kurumu yönetiminin sorumluluğundadır. Su depolarının denetimini Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ve İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı ekiplerince yapılmaktadır. Depolardan ve direk musluklardan akan su Gürpınar'dan aynı kaynaktan gelen sudur. Şehrin tüm suyunu arıtacak bir tesisi yapmak için en az 90 ile 110 milyon liralık bir kaynağa ihtiyaç var. Şimdilik böyle bir önceliğimiz yoktur. Ayrıca Van'ın Mejingir'in yanı sıra alternatif içme su kaynağı oluşturmasına ihtiyacı var. Allah korusun mevcut su kaynağı kuruduğunda B planın devreye alınması gerekir. Biz bunun için de çalışıyoruz" dedi.

"Yüksek su faturası geldi diyen vatandaşların çoğunun birikmiş su borcu bulunmaktadır"

Yüksek su faturası olmadığını biriken su bedeli olduğuna işaret eden Kaplan, "Yüksek su faturası yazmak söz konusu değil. Biz ticari bir kuruluş değiliz. Biz kamu kuruluşuyuz. Bizim yüksek fatura kesmek gibi bir sevdamız yok. Biz burada devletin malının bekçisiyiz. Bu tamamen yanlış yansıtılan bir durumdur. Tüm bu iddiaların yanında bizim de en büyük sıkıntımız borçlarımızı tahsil edemememizdir. Normalde diğer hizmet verenler gibi biz de suyu kesip fatura ödemesini sağlayabiliriz. Ama bunu da yapmıyoruz. Yüksek faturaların nedeni sayaçlarda birikmiş olan tutarlardır. Mart ve Nisan aylarında yaşanan durum bundan kaynaklanmaktadır. Abonelerimizin yüksek su faturası geldiğini söylemelerindeki iki sebepten birisi budur. İkinci husus yapılandırmayla ilgilidir. Bildiğiniz gibi 2018 yılı sonunda yapılan ve 2019'un Şubat ayına kadar devam eden yapılandırma oldu. Vatandaşlar da su fatura bedellerini yapılandırdı. Örneğin vatandaş 5 bin lira olan borcunu yapılandırıyor, faiz siliniyor, geriye 3 bin TL kalıyor, bu da aylık 100-115 TL gibi bir miktarla faturaya yansıyor. Bazı vatandaşlar yapılandırma yaptığı su borcunu öderken sayacındaki mevcut su faturasını ödemiyor. Endeks okuma memurlarımızın bu kişilerce aylarca su sayaçlarının okunmasına izin verilmemiş nedeniyle 2018'den bu yana kullanılan su miktarı faturaya yansımamıştır. Özetle yüksek su faturası geldi diyen vatandaşların çoğunun birikmiş su borcu bulunmaktadır" diye konuştu.

"Kötü niyetli abonelerimizi icraya vereceğiz"

12 avukatla icra sürecini sürdürdüklerini kaydeden Kaplan, "Biz göreve başladığımızda daha önce açılan 4 bin 700 civarında icra çalışması yapılmıştı. Haliyle önemli harcama yapılan icra sürecini kurumu olan VASKİ'yi zarara uğratmamak için devam ettirmemiz gerekiyordu. Biz yeni hiçbir icra çalışması yapmadık, olanları devam ettiriyoruz. Ama icradan önce vatandaşa telefon açıyoruz, ikna ediyoruz, davet ediyoruz. İkna olmaza suyunu kesiyoruz. Yine olmazza en son icraya veriyoruz. 12 avukatımızla icra sürecini sürdürüyoruz. Her avukatımıza 100 dosya verdik. Önümüzdeki aylardan itibaren icra işlemleri resmen başlayacak. Bu salgın sürecinden dolayı işlem başlamıyor. Ama bir kez daha altını çiziyorum ödemeye niyeti olmayan, kötü niyetli abonelerimizi icraya vereceğiz. Su borcunu ödeyemeyen asgari ücretli vatandaşımızı icraya verme gibi bir niyetimiz yok. Sularını da kesmek gibi bir uygulamamız da yok" dedi.

"Türkiye'de hala en ucuz içme suyu Van'dadır"

Kaplan Türkiye'de halen en ucuz içme suyunun Van'da olduğunu belirterek, "Daha önceki açıklamamızda Türkiye'nin en ucuz suyunu sattığımızı söyledik. Ve bu su bedeliyle VASKİ'nin mali açıdan dönmediğini söyledik. Tüm vergilerle birlikte Van'da bir ton su 2,97 civarında. Fakat baktığımızda VASKİ'nin elektrik gideri bile başlı başına bu geliri karşılamaya bile yetmiyor. Bunun dışında yine birçok gider kalemi var. Şehrin yukarı kısımlarında dediğimiz Şabaniye'nin üstündeki kesimlere pompa ile su veriliyor ve bu ciddi bir elektrik faturası oluşturuluyor. VEDAŞ'ın en büyük elektrik müşterisi VASKİ'dir. Elektriğe, doğalgaza birçok hizmete zam gelmesine rağmen suya hiç zam gelmedi. Bu da bir zam gerekliliği oluşturuyor. Çünkü bizim hesaplarımıza göre kurumun dönmesi için bir ton suyun 5 buçuk TL gibi bir miktar olması gerekiyor. Sayın Valimiz ile bu durumu paylaştım. Ve Ocak ayında başlamak üzere bir zam uygulamaya geçirdik. Fakat ardından bunu biz Nisan ayına erteledik. Bu da koronavirüs sürecine denk geldi ve Haziran ayına ertelendi. Ve yine söylüyorum, Türkiye'de hala en ucuz içme suyu Van'dadır. Zam yapıldığında da yine en ucuz su Van'da olacak. Ama en az 2 lira civarında su satamayız. Zam yapmak zorundayız. Haziran ayında uygulanacak olan zam oranını da Büyükşehir Belediye Meclisi ve VASKİ yönetimi belirleyecek" diye kaydetti.

"Hem tahsilât hem de kaçakla mücadele ediyoruz"

2014'ten bu yana hala tek faturasını bile ödememiş olan koca işletmeler, oteller olduğuna dikkat çeken Kaplan şunları söyledi: "Bu kentte 2014'ten bu yana hala tek faturasını bile ödememiş olan koca işletmeler, oteller var. Kötü niyetli olan, ödeme niyeti olmayan, devletin beytül mal dediğimiz parasını vermeyen insanlara gerekli tüm yaptırımları yapmak zorundayız. Çünkü tahsil edememe dışında bir de kayıp-kaçak gibi bir sorunumuz var. Van'da hala kayıp-kaçak oranı yüzde 50'lilerin üstünde. Şu ana kadar ciddi bir mücadele verdik ama bundan sonra bu noktadaki tedbirlerimiz daha sert devam edecek. Bu büyük kaçak oranına rağmen biz VASKİ olarak çalışıyor, yatırım yapıyor önemli projeler hayata geçiriyoruz. Bir de bizim faturalarımızı tahsil edebildiğimiz, kayıp kaçak oranının sıfıra düştüğünü düşünsenize. O zaman VASKİ çok ciddi yatırımlar üreten bir kurum haline gelecek. Bu böyledir de. İstanbul, Ankara gibi kentlerde alt geçitleri bile su ve kanalizasyon idareleri yapıyor. Biz de bu noktaya gelebiliriz. Bunun için de ciddi bir seferberlik başlattık. Hem tahsilat hem de kaçakla mücadele ediyoruz. 2014 yılından 2019 Ağustos'una kadar Van'da kayıp kaçak için kesilen ceza 800 bin TL iken biz bu süreçten sonra ise 900 bin TL civarında bir ceza kestik. Bu bizim kararlılığımızı net bir şekilde gösteriyor. Bu duruma itiraz edecek de herhangi bir durum yoktur. Çünkü bu kayıp-kaçak kayıt altında ve belgelidir. Vatandaşın gözü önünde videolu çekim yapılarak tespit edilen bir durumdur. Bunun dışında kaçağı önlemek için çok ciddi projeler yaptık. Sayaçta değil, dijital ortamda biz kaçağı tespit edecek sistemleri çalışıyoruz ve kısa sürede devreye koyarak biz bu kaçağın önüne geçeceğiz. Kaçak konusu büyük bir hak gaspıdır. Biz bu gaspa izin vermeyeceğiz. Bazı insanlar bize kızssa da, küsse de ben Vanlıların hakkını yedirmeyeceğim."

"Ekiplerimiz logar kapaklarını değiştiriyor"

Yollarda kırık olan, araçlara zarar veren logar kapaklarına değinen Kaplan, "Logar kapaklarından VASKİ'de muzdariptir. Çünkü kapakları her yıl değiştiren kurum VASKİ'dir. Kar temizleme, yol çalışması ve inşaat yapımı sırasında kamyonların kırdığı logar kapaklarını yenileyen VASKİ'dir. Her yıl binlerce logar kapağı satın alıyoruz. Bu yıl ağır kış geçirdiğimiz için çok sayıda logar kapağı kullanılmaz duruma geldi. Araçlara zarar veren yol sürüşünü engelleyen kapakları ekiplerimiz değiştirmeye devam ediyor" dedi.

VEDAŞ'ın Van'da en büyük elektrik müşterisi olduklarını belirten Kaplan güneş enerjisi panelleriyle kurumun ihtiyacı olan kendi elektriklerini üreteceklerini, İstanbul, İzmir, Ankara'da olduğu gibi VASKİ'yi kar eden, kente yatırım yapan kuruma dönüştürmek istediklerini kaydetti.

Bakmadan Geçme