Van'ı Sarsan Acı. Recep Kitapçı'yı da Kaybettik

Babası gazeteci Yalçın Kitapçı'nın ölümüne duyduğu üzüntü sonrası kalp krizi geçiren Recep Kitapçı bugün akşam saatlerinde hayatını kaybetti.

Vansesi Gazetemizin kurucularından, gazeteci merhum İlyas Kitapçı'nın torunu, merhum gazeteci Yalçın Kitapçı'nın büyük oğlu, merhum Adnan Kitspçı, İnan Kitapçı ve Edip Kitapçı'nın sevgili yiğeni Kutup Kitapçı'nın can ağabeyi bir kız çocuğu babası Recep Kitapçı (37) dün akşam saatlerinde Ankara'da hayatını kaybetti. Recep Kitapçı'nın ölüm haberi Van'ı ve Vanlıları derinden sarstı. Acı olay Vanlılar ailesi, yakınları, arkadaşları arasında büyük üzüntü yarattı. Van'nın duayen gazetecilerinden, gönül insanı, Van sevdalısı Türkiye'nin gazeteci camiasında tanınan, sevilen, Van eşrafından Kitapçı Kırtasiye sahibi babası Yalçın Kitapçı'nın ölümüne duyduğu üzüntü sonrası kalp krizi geçirerek kaldırıldığı Van Lokman Hekim Hastanesinde bir süre tedavi gören sağlığında iyileşme görülmemesi üzerine dün Ambülans Uçak ile Ankara'ya kaldırılan Recep Kitapçı Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi yoğun bakımında yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak vefat etti. Babası Yalçın Kitapçı'nın taziyesinin üçüncü gününde oğlu Recep Kitapçı'nın genç yaşta vefatı Van'ı yasa boğdu. Recep Kitapçı'nın cenazesi bugün Yukarı Norşin Camii'nde öğlen namazının ardından kılınacak cenaze namazı sonrası Akköprü Mezarlığı'nda dedesi İlyas Kitapçı ve babası Yalçın Kitapçı'nın yanına defnedilecek. Güleryüzü, hoş sohbeti, yaşının üzerinde olgunluğu, yakışıklılığı ile çevresi, arkadaşları arasında sevilen sayılan Vanlı genç esnaflarımızdan, güzel kardeşimiz Recep Kitapçı'ya Allah'tan rahmet tarifi imkansız büyük acılar yaşayan kederli ailesi ve sevenlerine başsağlığı,sabırlar diliyoruz. Otuz Beş Yaş Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.

Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi Allahım bu çizgili yüz?
Ya gözler altındaki mor halkalar?
Neden böyle düşman görünürsünüz,
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?
Zamanla nasıl değişiyor insan!
Hangi resmime baksam ben değilim.
Nerde o günler, o şevk, o heyecan?
Bu güler yüzlü adam ben değilim;
Yalandır kaygısız olduğum yalan.

Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;
Hatırası bile yabancı gelir.
Hayata beraber başladığımız
Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;
Gittikçe artıyor yalnızlığımız.

Gökyüzünün başka rengi de varmış!
Geç farkettim taşın sert olduğunu.
Su insanı boğar, ateş yakarmış!
Her doğan günün bir dert olduğunu,
İnsan bu yaşa gelince anlarmış.

Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!
Her yıl biraz daha benimsediğim.
Ne dönüp duruyor havada kuşlar?
Nerden çıktı bu cenaze? Ölen kim?
Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar?

N'eylersin ölüm herkesin başında.
Uyudun uyanamadın olacak.
Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak.
Taht misali o musalla taşında. Cahit Sıtkı Tarancı

Bakmadan Geçme