VAN TAHRAN FORUMUNDAN UMUTLU
İran'ın başkenti Tahran'da yapılan 2. İran-Türkiye Forumu değerlendirme toplantısı Van Ticaret ve Sanayi Odası'nda (Van TSO) yapıldı. Tahran Formu'nu değerlendiren katılımcılar görüşmelerin bilgilendirici yararlı geleceğe yönelik umut verici geçtiğini, ancak geçmişten çok geleceğe bakılarak ortak projelerin hayata geçirilmesi ve ilişkilerin somut adımlarla ilerletilmesi gerektiğini ve Van'ın Tahran'da fark yarattığını belirttiler.
İlhan Siyahtaş
İran-Türkiye Forumu değerlendirme toplantısına Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı (DAKA) Genel Sekreteri Emin Yaşar Demirci, Van TSO Yönetim Kurulu Başkanı Necdet Takva, Organize Sanayi Bölgesi (OSB) Başkanı Şemsettin Bozkurt, Ajans Asya Fuarcılık Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Güler katıldı.
'İranlılar bize mesaj gönderdiler'
Tahran'a giderken tereddütlü olduğunu kaydeden DAKA Genel Sekreteri Emin Yaşar Demirci, 'Fakat o şekilde gerçekleşmedi. Ve dönüşte nasıl bulduğumu sorduklarında beklediğimin epey üzerinde iyi olduğunu dile getirdim. Ancak bu her şeyin çok mükemmel devam ettiğinin işareti değil. İranlılar bize bir doğrudan mesaj gönderdiler birde satır aralarında mesaj gönderdiler. Ben daha çok satır aralarında vermek istedikleri mesajları dikkate alarak değerlendirme yapacağım. Çünkü İran çok üst düzeyde bir katılım sağladı. Bizim orada yaptığımız konuşmalar direk İranlılar tarafından anlaşıldı ve bunlar İran'ın koridorlarında konuşulmaya başlandı. Öncelikle İran'la olan ticaret hacmimiz 13 milyar dolar. Bunun 4 milyar doları Türkiye tarafının 9 milyar doları ise İran tarafına ait. Türkiye genellikle imalat sanayisine yönelik mal satıyor ama daha çok İran'dan enerji alıyor. İran'ın bize imalat yönünde sattığı mal sayısı kayda değer bir hacim tutmuyor. Bizim esasen 13 milyar dolarlık ticaret hacmimiz konan 30 milyar dolar hedefin çok gerisinde. Ve o hedef konduğu vakit bizim hali hazırda 30 milyar dolar hedefini yakalamış olmamız gerekiyordu. Bir diğer sıkıntı ise ticaretimizin enerji ile alt sekmen ürün ticaretinin arasına sıkışmış olmasıdır. Bugün İran'ın ihtiyacı olan ama yarın mutlaka bir şekilde kendisi de üretmek durumunda olduğunu düşünen ve dolayısıyla pazarlarını tam açmak istemediği alanlara denk geliyor. O yüzden biz ne kadar müzakere edersek edelim İran'a başka bir teklifle gidilmediği takdirde bu rakamı arttırma şansımız çok fazla yok. İran'da hiçbir sektörde ithalatta birinci sırada değiliz. En yüksek olduğumuz üçüncü sıra. Birinci sıralarda Almanya ve İngiltere'den alıyor ve diğer şeyleri de Türkiye'den temin etme yoluna gidiyor. Demek ki biz Almanya ve İngiltere'ye göre kalite ve fiyat açısından rekabet edemiyoruz. Aslında bu durum yarın tersine dönebilir. İran yarın bizden aldıklarını kendisi üretip bize satmak isteyebilir' dedi.
'İran'la ticareti geliştirmeye yönelik projeler üretmeliyiz'
İran'da yakın gelecekte fırsatlara dikkat çeken Demirci, ' 30-35 yıldır İran ambargo altında olmasına rağmen bir ilişki geliştirdik. Ve bu avantajımızı kullandık. Ambargo kalktığı vakit İran artık bu sınırların dışında hak arayışına girecektir. Bizlerde bu konuda hazırlıklı olmalıyız. Önerim İran ve Türkiye'nin ithalatında artan sektörler var. Bunlardan bir tanesi medikaldir. İran'la bunların ticaretini geliştirmeye yönelik projeler üretmeliyiz. Bu ülkelerin ilişkilerinin artmasında olumlu sonuçlar doğurur. Bizim İran'la olan ticaretimiz 100 milyar doları çok rahatlıkla geçebilir. Ama bunun gerçekleşmesi için önerdiğim hususlar için tedbirler alınır ve uygulamaya konulursa. Burada hepimize görev düşüyor. Umutsuz da değilim. İkinci husus ilk açılış toplantısında İran İPİS Başkanının söylediği bir söz vardı. Orada demek istediği şey 'Bizde belirleyici olan ekonomi değil belirli olan siyasettir. Biz dış politikamızı uyumlu hale getirirsek dış ilişkilerimizde daha fazla gelişir' dedi. Oysa bizde belirleyici olan ekonomik ilişkilerin ilerletilmesi dış ilişkileri deha uyumlu hale getirecektir. Aslında orada İran İPİS başkanı satır arasında başka bir şey daha da söyledi. 'Eğer ekonomi dış ilişkileri belirliyor olsaydı siyasi ilişkilerin en kötü olduğu dönemde İngiltere ile ticari ilişkilerimiz en üst düzeydeydi' ve bu doğru bir durum. Ve toplantıda örneklerde verildi. Türkiye ile İsrail'le arasında siyasi ilişkiler bozulmasına rağmen ekonomik ilişkilerin bozulmadığı belirtildi. Bu durum Türkiye İran içinde geçerli. Türkiye ile İran arasında gerçekleşen pazar alanında her iki ülkenin de ürettiği ve dış pazar alanında birbirine mal satmanın mümkün olmadığına dikkat çeken Demirci, 'Dolayısıyla İran'ın bazı konularda ayak diremesinin sebebi de budur. İran'ın Kapıköy'ün sıkıntılı olan yolunun yapılması ilgili noktalarda topu taca atmasının sebebi budur. Açmak istemiyor o pazarı açık bir şekilde. Aslında İranlılar geçmişi bir türlü unutmuyorlar. O yüzden de yanaşmıyorlar. Evet, ambargo dönemlerinde dostluk ilişkilerimiz vardı. Ama biz artık geçmişten ziyade geleceğe bakmak zorundayız. Bir başka konu hem pragmatik açıdan hem de inanış açısından önemlidir. İranlılar için Şiilik çok önemlidir. Bizim o konuda bilgi sahibi olmamız gerekiyor' dedi.
'Farkı yarattığımıza inanıyorum'
2. İran-Türkiye Forumu'nun şeffaf ve açılımlı geçtiğini dile getiren Van Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Necdet Takva, ' Zamanlama açısından en doğru bir zamanda yapılan İran-Türkiye Forumu toplantısı oldu diyebilirim. Çünkü şuan halihazırda Türkiye-İran ilişkileri üzerinde çok tartışılan bir dönemdeyiz. Uluslararası düzeyde, diplomatik düzeyde de zaman zaman her iki ülkenin basın ve medya unsurlarının da çok yoğun gündemleştiren bir bakış açısıyla birbirlerini eleştirdikleri bir dönemde aslında göreceli olarak da İran'ın sağlıklı bir ev sahipliği ile bizi şeffaf açık bir şekilde dinlemelerini başarı olarak değerlendirmekteyiz. Bu açıdan da değerlendirdiğimizde Van'ın ön plana çıkması taleplerimizin orada bütüncül bakış açısıyla değerlendirilmesi oldukça değerlidir. İleriye yönelik ciddi bir fayda sağlayacağını düşünüyorum. Orada bilinirliliğimiz, farklılığımız, İran'ın bundan sonraki tüm ilişkilerinde Van'ı bir aktör olarak görmesi sadece form içerisinde değil de diğer anlamda yani uluslararası işbirliği toplantılarında da o farkı yarattığımıza inanıyorum. Zaman açısından Van'ın bu denli ağırlıklı olarak konuşulup yarattığı etkileri kısa zamanda somut bir çalışma ile hissedebileceğimize inanıyorum. Özellikle Van'ın ön plana çıktığı bu form toplantısı bundan sonra İran'ın ilgi ve alakasının Van üzerinden oluşacağından hiçbir şüphem yoktur' dedi.
'İran'a deneyimi aktarabilecek ülke Türkiye'dir'
Türkiye- İran Formunda farklı başlıklarda 10 oturum gerçekleştirildiğini söyleyen Takva, ' Bütün oturumlar Van heyetinin aktif katılımı vardı. Bir oturumu da TSO başkanı olarak biz yönettik. Özellikle Banka, finans ve sektörsel işbirliği olanaklarının konuşulduğu bir oturumdu. Bu oturuma İran yoğunluklu bir katılım oldu. Şuanda İran ekonomisinin yüzde seksenini devlet kendi eliyle idare etmektedir. İran şuna karar vermiş görünüyor, artık yüzde seksenlik devletin egemenliğini azaltılmasını ekonomik politikalar ile azaltılması hedefleniliyor. Buda en iyi deneyimi aktarabilecek ülkede Türkiye'dir. Dolayısıyla bu anlamda biz İran'ın bu ekonomideki değişim kararlılığını ikame edebilecek ciddi bir deneyime ve potansiyele sahibiz. Bizler orada şunu açık bir şekilde söyledik, iki ülkenin başka yere taşıma olanağına sahip değilse o zaman bu coğrafya içerisinde birbirlerini kollayıp ortak pazarlar çerçevesinde ortak yollarda yürüyebilirler. Bu açıdan baktığımız zaman Türkiye'nin ve İran'ın bu imkanı yok. Ne Türkiye'nin nede İran'ın Batı ülkeleri ile rekabet etme gibi bir şansları yoktur. Dolayısıyla rekabet üstünlüğümüz olan bir coğrafyalar ise Asya ülkeleri, Orta Asya, uzak doğunun bir kısmı, kafkasya ülkeleri, Ortadoğu ve Arap yarım adasıdır. İran'ında bu anlamda rekabet üstülüğünün olduğu tarif edilebilecek coğrafyalar bunlardır. Farklı coğrafyalar ile rekabet etme şansı yoktur. Bu anlamda bütün enerjilerini bir araya getirip, işte biz 400 yıllık komşuyuz muhabbetlerinin ötesinde, kazan, kazandır mantığı ile işbirliğini vurgulamaya çalıştık. Şuan Türkiye'nin arasındaki üç konu ön plana çıktı. Bu üç seçenekler ise, Jeoekonomik seçeneği, Jeopolitik ve Jeostrateji seçenekleridir. Bu Ortadoğu coğrafyası çerçevesinde bu iki ülkenin bundan sonraki işbirliği hangi temel üzerinde biçimlendirileceğini yapılabilinir ise sağlıklı bir etkileşim olabilir. Bu anlamda bütün panellerde siyasal tartışmalar da dahil olmak ile birlikte Türkiye ve İran'ın bundan sonra Jeoekonomik bir işbirliği ile diğer sorunlarında zannı içerisinde aşılabilineceği bir tablo ortaya çıktı. Bunu İran yetkilileri de söyledi' diye konuştu.
'Hoy yolu 2016 yılı sonuna kadar bitecek'
Van heyeti olarak Hoy-Razi yolunu çok tartıştıklarını kaydeden Necdet Takva, 'Batı Azerbaycan eyalet valisi biz şuanda orada imal edebileceğimiz 4 tane çelik köprünün ihalesini yaptık ve bahar mevsimi ile birlikte yapımına başlanacak. Asfaltlama çalışmaları ile birlikte 2016 yılı sonuna kadar biteceğini söyledi. Bizde şunu söyledik, 400 yıldır komşuyuz bir sorunumuz yok ama 4 yıl içerisinde yapabilecek işleri 400 yıldır yapabilen iki ülke değiliz. Artık bu söylemlerden biraz arınalım, güreş minderindeki el ense ilişkilerinden daha ileriye gitmemiz gerektiğini söyledik. Bizim şuanda 4 tane sınır kapımız var. Gürbulak, Alican, Kapıköy ve Esendere bu 4 sınır kapısında da sorun var. Dostluk, kardeşlik, komşuluk bumu yani. Pasaportsuz geçişlerin sağlanmasını söyledik ve talep ettik. Bizim bu talebimize karşılık ise onlar gevenliği gerekçe gösterdiler. Biz sınır kapıları ile ilgili bütün sorunları orada dile getirdik. İran'da ekonominin büyük ölçüde devletin elinde olması sebebiyle mutlaka bunların üst düzey belirli anlaşmalar çerçevesinde çözülmesi gerekir. Özellikle bankacılık sektöründe finansmanın serbest dolaşımı konusunda sorunlar var. Örneğin Tahran'da uluslar arası bir düzeyde 5 yıldızlı bir otelin inşasına ilişkin bir fırsat olduğunu bizlere ifade ettiler. Şimdi biz birini oraya bu inşaat için yönlendirdiğimizde malların ve finansmanın ve paranın transferinde sorunlar var. İran'ın çözmesi gereken konular var. İran'da çok banka var ama hepsi kendi içinde işlem gören bankalardır. Uluslar arası para dolaşımının ve Avrupa ülkelerinin ve diğer ülkeleri ile olduğu gibi çalışmaması ile birlikte çok sıkı bir denetimin olduğu da görülmektedir. Bizler Van için gerekli çalışmaları ve girişimleri yapmaya devam edeceğiz' diye konuştu.
'Türkiye, İran'ın dostu ve müttefikidir'
Van Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Şemsettin Bozkurt, işi somuta indirmeyi hedeflediklerini açıklarken, insanımızın yaşamında ekonomiye dönüşebilecek adımlarla ilgili somut önermelerde bulunmaya çalıştığına değindi. Bozkurt, 'Ülkemdeki daha çok onların işte global perspektifte baktığı, ülkemizin kendi açılarından istikrarsız politika gözlemlerini biraz daha yumuşatmaya yönelik ülkemizin geçmişten beri İran üzerinde uygulamış olduğu ambargoya karşı çıkmıştır. Dünya İran'a ambargo uygularken Türkiye buna karşı çıkmıştır. Türkiye İran'ı en zor zamanında yalnız bırakmamıştır. Türkiye, İran'ın bir dostu ve müttefiki olduğu bilinmelidir. Burada bizim kapılarımızı özellikle dostluk ve ekonomik işbirliklerini fırsata çevirmek, kapıları birbirimize kapatmamak gerektiği, kapıları ardına kadar açmamız ve bunu bizim insanımızın yaşamında ekonomiye dönüşmesi için gerek İran hükümetinin gerekse bizim hükümetimizin gerekli adımları atması gerekir. İki ülke birlikte bir an önce yol sorununu çözerek 100 km'lik yolun otoban haline getirilmesini sağlamalıdırlar. Gümrük kapılarının İran ve Türkiye'ye yakışır bir modernizasyona kavuşması gerekiyor. Münasebetlerin gerçekleştirmesi ve yatırımlar yapması yönde önerilerde bulundum' ifadelerini kullandı.
'Van'ı ön plana çıkardık'
Ajans Asya Fuarcılık Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Güler de, '2. İran-Türkiye Forumu katıldığım en önemli toplantılardan biri diyebilirim. Forum sonuçları TASAM ve İPİS tarafından yetkililere ulaştırılacağından sonuçları olacağına inanıyorum. Forumda sonra ticari ilişkilerimiz noktasında ben biraz daha umutlandım. Her ne kadar iki ülke arasındaki bazı sorunlar olsa da ticaret anlamında bundan sonraki işbirliğinin güçleneceğini gördüm. İran tarafının çok iyi hazırlandığını gördüm bu da işbirliğimiz açısından çok önemlidir. Orada Van'ı ön plana çıkardık. Eğer İran ile ilişkilerimiz gelişecekse bunda mihenk taşının Van olması gerektiğini söyledik. Onlarda zaten bunun farkındalar. İran çok büyük bir pazar olarak önümüzde duruyor. Dünya'nın tüm ülkeleri İran'a daha çok girmeye çalışacaklar. Burada biz Türkiye olarak daha iyi pozisyon alırsak özellikle bölge ve Van olarak gelecekte işin merkezine oturabiliriz. Çok olumlu bir forum oldu ve devam etmesi gerektiğine inanıyorum. Biz keşke Van'da bir ön çalıştay yaparak gitseydik daha verimli olabilirdi. Özellikle Van, Urmiye ve Hoy'da işin içine katıp daha verimli işler yapabiliriz diye düşünüyorum' diye belirtti.