Van TSO Başkan Yardımcısı Fevzi Çeliktaş gazetemize konuştu Dışa bağımlı bir ülkeyiz
Gündemi gazetemize değerlendirerek dışa bağımlı bir ülke olduğumuzu söyleyen Van Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Fevzi Çeliktaş, 'Petrol ürünleri, doğalgaz, enerji, elektrik, iletişim, teknoloji, otomobil, yan sanayi gibi herşeyi ithal ediyoruz. Eskiden tarım ürünlerinde iyi durumdaydık. Ama şimdi Rusya ve Fransa'dan buğday, Kazakistan'dan nohut, Kırgızistan'dan fasulye, barbunya, Şili'den yeşil mercimek, Amerika'dan badem içi alıyoruz. Tarımda bile ithalatçı bir ülkeyiz. Şuan kullandığımız herşey ithal. İthalatçı bir ülke olduk' dedi.
Rıdvan Can – Burhan Ergin
Van Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Fevzi Çeliktaş, “İlimizin kalkınması için ithalat ve ihracatın burada aktif olması gerekir. Demiryolu, karayolu var ama istediğimiz kadar faydalanamıyoruz. Van Gümrük Müdürlüğü ve Kapıköy Gümrük Müdürlüğü birinci sınıf gümrüklerdir. Birinci sınıf gümrükler herşeyi yapabilirler ama biz şuan gıda ürünleri getirtemiyoruz. Özbekistan, Türkmenistan, Kazakistan'dan tarım ürünleri gelip Gaziantep ve Mersin'e gidiyor” diye konuştu.
“Van Ticaret ve Sanayi Odası Türkiye'de ilk 5'e girmiştir”
Türkiye'deki başarılı odalar arasında ilk 5'e girdiklerini belirten Çeliktaş, “Van TSO 18 bin üyesi olan, önemli tüccarları bünyesinde barındıran önemli bir çatı kuruluşudur. Türkiye'de akredite olmuş 5 yıldızlı meslek odasıdır. Bunu biz demiyoruz, teftiş kurulundan bağımsız denetçiler gelip iki yılda bir odamızı denetlerler. Van Ticaret ve Sanayi Odası çalışmalarını her zaman şeffaf bir şekilde yürütüyor. Hizmette sınır tanımıyoruz. Van Ticaret ve Sanayi Odası Türkiye'de ilk 5'e girmiştir. Türkiye'de 365 ticaret ve sanayi odası arasında ilk 5'e girdiğimiz için Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nden belge alacağız. 1962 yılında kurulan odamız yaptığı çalışmalarda başarılı olduğunu ispatlamıştır. Bu başarımızda hem Yönetim Kurulu Başkanımız Necdet Takva'nın bilgi, birikimli, donanımlı biri olmasından, hem de üyelerimizin, genç girişimcilerimizin, kadın girişimcilerimizin başarılı ve yetenekli olmasından kaynaklanıyor. Yapmış olduğumuz projeler, bütçede sergilediğimiz şeffaflık başarımızda öncü rol oynadı” ifadelerini kullandı.
“Pandemi nedeniyle çok sıkıntılı süreç geçirdik”
Dünya genelinde yaşanan pandemi nedeniyle sıkıntılı süreç geçirdiklerini belirten Çeliktaş, “1 milyon 150 bin nüfusa sahip Van'da hayatımızı sürdürüyoruz. Türkiye'de en kalabalık şehirler sıralamasında 19'uncu sıradayız. Meralar bakımından ülkenin 6'ncı büyük kentiyiz. Gürpınar ilçemiz mera bakımından ülkemizin en büyük ilçesidir. Sert bir coğrafyada yaşıyoruz. 2011 yılında meydana gelen depremin yaralarını halen saramadık. Depremden kalan borçlarımızı ödemeye devam ediyoruz. Son birkaç yıldır meydana gelen çığ, deprem, sel, pandemi gibi felaketlerden olumsuz etkilendik. Genç bir nüfusa sahibiz. İşsizlik oranında ülkemizin üç katı işsizliğe sahibiz. Van'da şuan genç işsizlik yüzde 26 oranındadır. Belki bu rakam daha fazla bile olabilir. Pandemiden dolayı hizmet sektörünün uzun bir süre kapalı kalması sorunları katladı. Günü birlik evine ekmek götüren insanlarımız işsiz kaldı. Yatırım yapan iş insanlarımız bankadaki ödemelerini yapamadı. Pandemiden bu yana çok sıkıntılı bir süreç geçirdik. Kapıköy Sınır Kapısı'nın koronavirüs tedbirlerinden dolayı kapatılması Van'ın ekonomisine darbe vurmuştur. İranlıların Van'a gelip gitmesi ekonomik açıdan çok önemlidir. O dönem esnafımız iş yapamadığı için çok zor bir süreç geçirdi. Pandeminin başında Van TSO olarak sınır ticaretini insan eli değmeden temassız yapmak için çalışma başlattık. Yönetim Kurulu Başkanımız Necdet Takva ile birlikte Ankara'ya gittik. Eşya değiş tokuş talebinde bulunduk. İhracat Genel Müdürlüğü tampon bölgenin dar olmasından dolayı talebimizi yerine getiremeyeceklerini, 500 vagon tahsis edileceğini söylediler. Tabi ki biz o dönem 500 vagon aldık ama istediğimiz gibi faydalanamadık. Çünkü trenle çalışmak çok zordur” şeklinde konuştu.
“Kapıköy Sınır Kapısı'nın tam donanımlı hizmet vermesi gerekir”
Kapıköy Gümrük Kapısı'nın tam donamlı çalıştırılması gerektiğini söyleyen Çeliktaş, “Biz aslında pandeminin ilk gününden itibaren Kapıköy Sınır Kapısı'nın kapatılmaması yönünde önerilerde bulunduk. İranlıların Van'a gelip gitmesi gerektiğini söyledik. Yanı başımızda 80 milyonluk dev petrol rezervlerine sahip İran İslam Cumhuriyeti'yle aramızda 100 kilometre var. Dolayısıyla İran ile komşuluk bağımız var. Dolayısıyla pandemi de Kapıköy Sınır Kapısı'nın açık kalması gerekirdi. İran İslam Cumhuriyeti ile aynı dini paylaşıyor, aynı kıbleye bakıyoruz ama gelin görün ki geliş gidişimiz istediğimiz seviyede değil. Ticaretimiz çok küçük seviyelerdedir. Kapıköy Sınır Kapısı'nın tam donanımlı hizmet vermesi gerekir. Bunun yanında Çaldıran ve Başkale'de bulunan sınır kapılarının da açılması gerekmektedir. Biz bu anlamda her zaman çalışmalarımızı yapıyoruz. İlimizde esnafların kazanması, insanların rahat yaşaması, Van'ın sorunlarını minimum seviyeye indirmek için yönetim kurulumuzda birlikte canla başla çalışıyoruz. Allah'a şükür insanlar Van TSO'nun başarılarını görerek takdir ediyor. Biz o dönem Kapıköy Sınır Kapıs'nın kapanmasından dolayı ironi yaparak dua ettik” dedi.
“Van'ımızı Irak'ta en güzel şekilde anlatacağız”
İran pazarının yanı sıra Irak pazarında da tanıtım çalışması yapacaklarını belirten Çeliktaş, “Bakın Van için turizm, tarım, hayvancılık çok önemlidir. Bunlar bizim olmazsa olmazımızdır. Bu üç sektörde bizim çok iyi rol oynamamız gerekir. Adeta şehir bu üç sektör için kenetlenmesi gerekir. Van TSO olarak İran'da yapmış olduğumuz başarılı çalışmalarımızı kimse inkar edemez. Biz İran'da çok başarılı işler yaparak Van'ımızı en güzel şekilde tanıttık. Şuan Irak pazarına konsantre olduk. Van'ımızı Irak da da en güzel şekilde anlatacağız. Van'ın varlığını, güzelliğini, tarihi ve turistik değerlerini tanıtacağız. Tek bir ülkenin değil birkaç ülkenin pazarına erişerek Van'a turist getirmek istiyoruz. Ermenistan'la da şuan ilişkilerimiz düzeliyor. Ermenilerde buraya gelip gidecek” diye konuştu.
“40 bin büyükbaş hayvanı besleyecek önemli bir proje”
Van Tarıma Dayalı Besi İhtisas Organize Sanayi Bölgesi projesinin onaylanmasıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Çeliktaş, “Yönetim Kurulu Başkanımız ile birlikte 10 yıl üzerinde çalıştığımız Van Tarıma Dayalı Besi İhtisas Organize Sanayi Bölgesi projesinin onaylanması son derece sevindiricidir. 1970'li, 80'li yıllarda insanlarımızın çoğu köylerde hayatını sürdürüyordu. Onlar üretime çok önemli destek veriyordu. Daha sonra köylerin boşaltılmasından dolayı insanların merkeze gelmesiyle üretim sekteye uğradı. Bakanlık tarafından onaylanan Van Tarıma Dayalı Besi İhtisas Organize Hayvancılık Bölgesi, Edremit ilçesi Köprüler Mahallesi, Gevaş ilçesi Gündoğan Mahallesi ile Gürpınar ilçesi Aşağı Kaymaz ve Sakalar mahalleleri sınırlarının birleştiği bölge olan Van Et Tesisleri karşısındaki 7 bin 815 dekar üzerinde kurulacak. Van'ımıza ve sektöre yüksek katma değer sağlayacak söz konusu yatırım, tarım ve hayvancılığa farklı bir boyut kazandıracak. Van Tarıma Dayalı Besi İhtisas Organize Sanayi Bölgesi projesi ile besicilik, besiciliğe dayalı sanayi, kaba yem üretimi, gübre değerlendirme, hayvansal gübreden elektrik üretimi faaliyetleri artık bu bölgede gerçekleştirilecek. Burada üretilen ürünler işlenip değerlendirilerek daha yüksek katma değer oluşturulacak. 40 bin büyükbaş hayvanı besleyecek önemli bir projedir. İstihdama da çok büyük katkı sunacak. Proje kapsamında Tarıma Dayalı Besi İhtisas Organize Hayvancılık Bölgesinde üretilen ürünlerin işlenmesi, muhafazası ve pazarlanması sağlanacak, bunun yanında tarıma dayalı sanayi girdisini oluşturan bitkisel ve hayvansal üretimin yapıldığı işletmeler, ürünlerin işlenmesine yönelik sanayi tesisleri kurabilecek” ifadelerini kullandı.
Her yıl İranlıların Van'da daha güzel vakit geçirmeleri için Van Shopping-Fest düzenlediklerini söyleyen Çeliktaş, “Koronavirüs salgınından dolayı iki yıldır yapamıyoruz. 2019 yılında da Van Valiliği projemize sahip çıkmıştı. 2022 yılında inşallah Van Shopping-Festi yapmayı düzenliyoruz” dedi.
“Sorunlar bize geldiğinde mutlaka çözüme dayalı çaba harcıyoruz”
Van TSO olarak esnafların sorunlarını çözmek için yoğun çaba sarf ettiklerini belirten Çeliktaş, “Pandemiden kaynaklı ‘ben iflas ettim' iflas diye müracaat olmadı. İş değişikliği yapanlar var. İkinisan caddesi üzerinde bulunan Ekovan devretti, nedenini sorduk, yorulduğu için devrettiğini söyledi. Sıddık bey kapattı, battı gibi söylemleri kabul etmediğini söyledi. Birçok esnafımız pandemi döneminde iş değişikliğine gitti. Aslında bu her dönemde olur. Pandemide esnafların çok zarar ettiği de doğrudur. Özellikel otel, konaklama, hizmet sektörü büyük sıkıntılar yaşadı. Esnaflar bankalar aracılığıyla ayakta durmaya çalıştı ancak günü birlik evine ekmek götüren emekçi kardeşlerimiz çok daha büyük sıkıntılar yaşadı. İş insanları bir şekilde kendini idame ettirebiliyor ama evini hayatını günü birlik maaşla sürdüren insanlar çok zor süreçten geçti. Devletimizin verdiği bazı destekler esnaflara can suyu oldu. Biz her platformda Van'ın gayri milli safi hasılada çok geri kaldığını dile getiriyoruz. TRB6'ncı bölge bize yetmiyor. 7'nci bölgenin oluşturulması gerektiğini düşünüyoruz. Hatta bu bölgede yaşayan insanlardan vergi alınmasın. Çünkü biz çok gerideyiz, en azından aradaki mesafe kapanıncaya kadar vergi alınmamalı. Göreve geldiğimiz günden bu yana esnaflarımızın sorunlarını çözüme kavuşturmak için canla başla çalıştık. Van TSO'nun kapısına gelen hiçbir esnafı eli boş göndermedik. Sorunlar bize geldiğinde mutlaka çözüme dayalı çaba harcıyoruz” diye konuştu.
“Seçimler ekim veya kasım ayında yapılacak”
Van TSO seçimlerine değinen Çeliktaş, “5174 sayılı yasaya göre Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği organ seçimleri 4 yılda bir yapılır. Bizim seçimlerimiz Nisan veya Mayıs ayına denk geliyor. Ama şuan ekim veya kasım ayında yapılması öngörülüyor. Odamızda 19 meslek grubu bulunmaktadır. Mevcut yönetim olarak seçime ağırlık verilmesini yanlış buluyoruz. Tabi ki herkes Van Ticaret ve Sanayi Odasına aday olabilir ama henüz seçime 10 ay varken seçim sürecine girmek memlekete zarar verir. Günü geldiğinde bizde kararımızı vererek yolumuza devam edeceğiz” dedi.
“Geçmişte 12 milyon dolar para her yıl Vanspor için toplanırdı”
Geçmişte sınır ticaretiyle Vanspor için para toplandığını kaydeden Çeliktaş, “Vanspor'a en büyük desteği veren Özalp, Saray sınır ticaretidir. 1997 yılından 2000 yılına kadar Vanspor'a sınır ticareti kapsamında 200 bin ton motorin izni verildi. Her tonda 40 dolar Vanspor için para kesildi. 200 ton 40 dolardan 8 milyon dolara tekabül ediyor. 8 milyon dolar sınır ticaretinden özel idareye yatırılırdı. Zoraki bağış olduğu için herkes mecburen ödemeyi yapıyordu. Elma, armut, patlıcan gibi ürünlerden de 4 milyon dolar toplanırdı. 12 milyon dolar para her yıl Vanspor için toplanırdı. Bu parayla bende Vanspor'u 1. Lige çıkarırdım. Hani bazı insanlar var. Şuan çıkmış Vanspor'u kullanarak geçmişte neler yaptığını söylüyor. İnanın Vanspor için ceplerinden bir kuruş harcamadılar. Aksine Vanspor'un sırtından otelde yiyip içmişler. O dönem Galatasaray'dan kaleci Hayrettin'i 4 milyar karşılığında transfer ettiler. Hayrettin o dönem kaleye gelen 4 toptan birini kurtardı 3'ünü gole kapatamadı. Vanspor o zamanlar Van'ın markasıydı. Vanspor'un 10 milyon liralık borç meselesi var bir türlü çözemediler. Şuan sınır ticaretinden 200 bin ton mazot izni verilip Vanspor için ton başı 50 dolar toplansın. O zaman kimse Vanspor'u tutamaz. Bu zamana kadar kimse bizim kadar Vanspor'a destek vermedi. Biz o dönemler mazot getirtiyorduk. Yine bir gün mazot getirirken 40 dolar Vanspor'a verdik. Mazotun tankerini de Mersinli birine sattık ama alacağımızı tahsil edemedik. Hem paramız gitti, hem de Vanspor'a para verdik. Vanspor kârımıza veya zararımıza bakmıyordu. Sınır ticareti yapan herkes Vanspor'a destek vermek zorundaydı” ifadelerini kullandı.
“İhtisas alanları oluşturmamız lazım”
Van'ın ihtisas alanlarına ihtiyacının olduğunu söyleyen Çeliktaş, “İlimizin kalkınması için ithalat ve ihracatın burada aktif olması gerekir. Demiryolu, karayolu var ama istediğimiz kadar faydalanamıyoruz. Biz zaman zaman İranlılara çok kızıyoruz. İranlılara 20-25 kilometrelik yolunuz var yapın diyoruz ama onlarda bize 51 yıldır vagonlarımızı deniz yoluyla götürdüğümüzü söylüyorlar. Dünyanın hiçbir yerinde kayıkla vagon taşınır mı? Bizim gemilerimiz onların yanında kayıktır. Vagonlarımızı götürmemek için bir gün dalga var, ertesi gün su sodalıdır deyip götürmüyorsunuz. Bize yılda 3 metre ray yapsaydınız şuan bitirmiş olurdunuz. Adamlar haklıdırlar. Dünyanın hiçbir yerinde denizin üzerinde vagon taşınmaz. Biz Van'da ithalat, ihracat yapamıyoruz. Yetkilerimizi elimizden almışlar. Sahipsizlikten almışlar, Van Gümrük Müdürlüğü ve Kapıköy Gümrük Müdürlüğü birinci sınıf gümrüklerdir. Birinci sınıf gümrükler herşeyi yapabilirler ama biz şuan gıda ürünleri getirtemiyoruz. Özbekistan, Türkmenistan, Kazakistan'dan tarım ürünleri gelip Gaziantep ve Mersin'e gidiyor. Biz buradan yapamıyoruz. Cam işini Trabzon'a vermişler, kilimi, halıyı Isparta'ya, Kayseri'ye vermişler. Van'da gümrüklerde ithalat izni yok. Biz Mersin, Ankara, İzmir'e gidip oralardan tekrar buraya getirdiğimiz ürünlere iki kez ödeme yapıyoruz. Nakliye ülkemizde çok pahalıdır. Acilen gümrüklerimize gıda ithalat, cam sanayi, bitkisel ürünler ve hayvansal ürünler ihtisas alanları oluşturmamız lazım. Bunu yaparsak Van kazanır” ifadelerini kullandı.
“Üretime, çalışmaya çok ihtiyacımız var”
Çeliktaş, son olarak şunları kaydetti; “Kurdaki düşüşün etiketlere yansımaması üretimden kaynaklanıyor. Güven, istikrar ve üretimle ilgili sıkıntı yaşanıyor. Kurun çok yükselmesi ihracat dengesinin bozulmasına sebep olur. Şuan isteseniz İran'dan pirinç getirtemezsiniz. Çünkü İran önceliği halkına veriyor. Pirinci satarsa yerine koyamayacağını bildiği için satmıyor. Döviz kurunun yükselmesinden dolayı un, tavuk, yumurta, kaysı, fındık yurt dışına satıldı. Bulgaristan vatandaşlarını televizyonlarda izleyip gördük. Herşeyimizi alıp götürdüler. Resmen talan ettiler. Biz ülke olarak ithalata dayalı politika üretiyoruz. Petrol ürünleri, doğalgaz, enerji, elektrik, iletişim, teknoloji, savunma sanayi, sanayi, otomobil, yan sanayi gibi herşeyi ithal ediyoruz. Eskiden tarım ürünlerinde iyi durumdaydık. Tarımda kendi kendine yetebilen bir ülke konumundan dışa bağımlı bir ülke haline geldik. Şimdi Rusya ve Fransa'dan buğday, Kazakistan'dan nohut, Kırgızistan'dan fasulye, barbunya, Şili'den yeşil mercimek, Amerika'dan badem içi alıyoruz. Tarımda bile ithalatçı bir ülkeyiz. Sadece domates ve narenciye ihraç ediyoruz. Dolayısıyla bizim şuan kullandığımız herşey ithaldir. İthalatçı bir ülkeyiz. Yanlış bir politika izleniyor. Şuan getirilen sistemde çok yanlıştır. Adamın bankada parası var. Faizle çalıştıracak, kurdaki zararını normal vatandaş ödeyecek. Hazineden yapılan ödemeler bu ülkenin vatandaşlarınındır. Ülkemizin bir an önce güvenli, istikrarlı yoluna devam etmesi gerekir. Bağırıp çağırmayla sorunları bitiremeyiz. Daha pozitif, güler yüze çok fazla ihtiyacımız var. Üretime, çalışmaya çok ihtiyacımız var. Devlet kesinlikle ve kesinlikle temel ihtiyaçları süspanse etmelidir. İran'da bu böyledir.”