Van yolcusu kalmasın

Anlatılan hikâyeler, tarih boyunca Van şehrinin yaşadığı sıkıntılar, acılar. Van'a yaklaştıkça hepsi zihnimde birer hikâye yazdırıyor ve yaşatıyorlar.

Günlük koşuşturmalara, iş hayatına bir nefes almalık mola vererek Van'a doğru yola çıkıyoruz. Şaşkınlık ve endişe dolu dost bakışlarını geride bırakıp, sılaya selam gönderenlerin emanetlerini de yanımıza alarak…

Bu kez karayolunu tercih ediyoruz. İster havayolu, ister karayolu ile olsun, Van 'a ulaşmak zor, bütün güzel şeyler gibi. Nereden baksak 24 saatlik bir yolculuk bizi bekliyor. Uzun yıllar oldu 5-6 saatten fazla kara yolculuğu yapmayalı. Bu kez direksiyonu Van'a çeviriyoruz, yolun sonuna yaklaşınca Vangölü'nün serin ferahlığı ile karşılaşmayı ümit ederek.

Bize eşlik ediyorlar yoldaki tabelalar, araba plakaları, radyodan seslenen şarkılar. Tarlalarda tek tük evler, bazen çıplak topraklar, bazen yeşili bol alanlar, kimi yerlerde yalnız ağaçlar... Evlerin pencerelerinden sızan ışıklar ise biz göçer haldeyken, içimizi ısıtan, birer yerleşik hayat pırıltısı.

Fakültedeyken yaptığım kara yolculuklarını anımsıyorum: Havayolu ile ulaşım her zaman mümkün olmazken mecbur kalınan kara yolculuğu, şimdinin keyfi yolculuğunun yerini alıyor zihnimde. Can güvenliği ve asayiş sorunu başta olmak üzere çok çeşitli sıkıntıları vardı bu yolculukların. Van - İzmir arası yolculuk demek, ülkenin bir ucundaki o güzel şehirden diğer uçtaki başka güzel şehire yol alırken, birçok yol hikâyesine tanık olmak demekti. Bir kere, otobüste 2 gün ve 1 gece geçirmek demekti.

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Bakmadan Geçme