VAN'DA AİLE HEKİMLERİ ŞİDDETE TEPKİ GÖSTERDİ
Van Aile Hekimleri Derneği 'Şiddet varsa biz yokuz' diyerek iş bıraktı. Van genelinde hizmet veren bütün aile sağlığı merkezleri bir günlüğüne kapalı olurken, hekimler yaptığı basın açıklamasıyla sağlıktaki şiddete tepki gösterdi.
Vansesi Haber Merkezi
Van Aile Hekimleri Derneği Başkanı Yıldırım Altay, sağlıkta şiddet vakalarının gittikçe arttığını belirterek, sağlık çalışanlarının bir günlük iş bırakma eylemi gerçekleştirdiğini söyledi.
“Menfur saldırıyı kınıyor yaralı arkadaşlarımıza acil şifalar diliyoruz”
Van Aile Hekimleri Derneği Başkanı Yıldırım Altay , İzmir'in Bornova ilçesinde Yunus Emre Aile Sağlık Merkezi'nde, hastayı görmeden ilaç yazmayacağını söyleyen Dr. Nuri Ersoy Yoğurtçuoğlu'na yapılan saldırıyı kınadı. Altay yaptığı yazılı açıklamada, “Her geçen gün toplumun birçok alanında olduğu gibi sağlık sektöründe de şiddetin arttığı bilinmektedir. Sağlık sektöründe diğer meslek gruplarına göre şiddetin en yoğun yaşandığı ve her geçen gün artarak devam ettiğini görmekteyiz. En son İzmir Bornova 29 No'lu Yunus Emre Aile Sağlığı Merkezi doktorlarından Dr. Nuri Ersoy Yoğurtcuoğlu; eşinin ilaçlarını yazdırmak üzere gelen şahıs tarafından, hekimin "kanunen kişinin kendisi olmadan işlem yapmanın suç teşkil ettiğini " söylemesi üzerine hakarete uğrayıp darp edilmiştir. Çevrede bulunan sağlık personelleri ve esnaf tarafından etkisiz hale getirilen şahıs, yakınlarına telefon ederek 11 kişi ile beraber sopalarla tekrar 29 No'lu Yunus Emre Aile Sağlığı Merkezine gelmişler. Dr. Yoğurtcuoğlu, Dr. Elif Hanım ve öğretmen eşi, aile sağlığı merkezi çalışanı hemşire hanımla birlikte onlara yardım eden vatandaşları, komşu esnafını, eczane kalfasını darp etmişler ve aile sağlığı merkezinde de ciddi maddi hasara sebep olmuşlardır. VAHED yönetim kurulu olarak bu menfur saldırıyı kınıyor yaralı arkadaşlarımıza acil şifalar diliyoruz. Sağlık Çalışanlarına yapılan darp olayında sessiz kalmamak, meslektaşlarımızın yanında olduğumuzu göstermek için buradayız.Şiddet asla müsamaha gösterilecek bir olgu değildir. Şiddet karşısında hiç kimse sessiz kalma hakkına sahip değildir. Toplumun bütün kesimleri şiddeti engellemek için seferber olmalı ve tepkisiz kalmamalıdır” dedi.
“Şiddet bir sorun hale geldi”
Türkiye'de şiddetin bir sorun hale geldiğini belirten Altay, ““Ülkemizde şiddet bir sosyal sorun haline gelmiştir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve Uluslararası Hemşireler Birliği (ICN)'nin birlikte yaptığı araştırmaya göre sağlık çalışanlarının 50'sinden fazlası mesleklerini uyguladıkları her hangi bir zamanda şiddete maruz kalmaktadırlar. Şiddet çoğu zaman sözlü bazen de fiziksel olarak yapılmaktadır. Hastaların sağlık çalışanlarının yoğun iş temposunu görmezden gelerek sadece, muayene olacağı ve ilacını yazdırıp gideceği yer olarak görmekten vazgeçmesi, geldiğinde anında işini gördürüp gitme istemi ile saldırganlaşması sıkça yaşanan sorunlardandır” diye konuştu.
“Şiddetin temel nedeni yasal olmayan taleplerin aile hekimince reddedilmesidir”
Sağlık alanında şiddetin birçok türünün olduğunu söyleyen Altay, “Sağlık alanında şiddetin pek çok türü ve nedeni vardır; örneğin okula gitmeyen öğrenci “rapor hakkını” kullanmak istemekte, hasta başkasının kimliği üzerinden “ilaç hakkını” gerçekleştirmeye çalışmaktadır. Ehliyet raporları ve işe giriş raporu gibi, teknik bilgi ve ileri derecede görüş alışverişi gerektiren raporlarda hekim emin olmadığı konuda hastaneye sevk ettiğinde, hastanenin ücret alması gibi durumlar vatandaşlarımız tarafından tepkiyle karşılanmakta ve bu tepkide rahatlıkla aile hekimine yöneltilebilmektedir. Mesela sınav zamanlarında öğretmenlerimizin öğrencileri ve velileri hekime rapor almaya göndermeleri iş yükünü artırmak bir yana, bu uygunsuz istem yerine getirilmediğinde şiddetin en önemli nedenlerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu tür talepler şiddetle sonuçlandıklarında bile talep nedeni ile değil şiddet nedeni ile işlem yapılmaktadır. Şikayet kurumlarının doğru işletilememesi, nihayetinde kendisinin bir şiddet kaynağına dönüşmesine neden olmaktadır. Haksız bir talebi gerçekleşmeyen vatandaş, tek telefonla sağlık çalışanını şikayet etmekte, sağlık çalışanı; ya çalışma yerinden ayrılıp ifade vermeye gitmekte ya da zaman ayırıp şikayet eden şahsın suçunu belgelemek zorunda kalmaktadır. Vatandaş memnuniyeti adı altında "Sağlık çalışanları her istediğinizi yapacaktır" gibi ifadeler vatandaşın uygun olmayan isteklerinin de yapılacağı gibi bir algıya yol açmaktadır” ifadelerini kullandı.
“Medya halkı bilgilendirme konusunda bize yardımcı olsun”
Medyanın vatandaşları sağlık açısından bilgilendirmesi gerektiğini belirten Altay, “Usule aykırı isteklerin şiddete kolayca dönüşmesinin diğer nedeni uygulanan şiddetin cezasız kalmasıdır. Şiddeti, çoğunlukla uygulayan hasta-hasta yakını, mahkemelerce adeta mazlum olarak değerlendirilmekte, şahıs yaptığı şey için mazur görülmektedir. Aynı yaklaşım şiddete maruz kalan hemşirenin ya da hekimin insan olduğunu unutmakta, şiddeti mesleğin icrasının bir parçası gibi algılamaktadır. Medya organlarında sağlık haberleri fütursuzca yayınlanmaktadır. Yayınlanan birçok haberde olumsuzlukla sonuçlanan doğal bir olay skandal olarak aktarılmaktadır. Mesleğimizin teknik bilgilerinden yoksun olduğu halde, sırf zeka marifetiyle üretilen yorumlar bilerek veya bilmeyerek halkımızda, camiamıza karşı bir nefret oluşturmaktadır. Halkımızı sağlık hizmetleri konusunda bilgilendirmemize destek olun. Sağlık konusunda, sağlık profesyonellerinden onay almadan haber yapmayın. Araştırmadan yapılan eksik ya da yanlı haberin medyada yer bulmaması için bizimle ortak mücadele verin” dedi.
Sağlıkta şiddetin giderek arttığını kaydeden Altay, “Sonuç olarak sağlıkta şiddet tüm diğer kurum ve yapılardaki şiddete paralel olarak, ama onlardan daha hızlı artmaktadır. Sağlık çalışma alanı insanla iletişim kurmayı, dokunmayı gerektiren bir alandır. Hastalar düşünsel ve bedensel mahremiyet alanlarını sağlık çalışanlarına açmak zorundadırlar. Çalışma koşulları özellik arz eden böyle bir meslek grubunun genel şiddet yasaları çerçevesinde değerlendirilmeleri doğru değildir. Bu yüzden sağlık çalışanına yönelik şiddetle ilgili yasa ve diğer mevzuat düzenlemeleri tekrar gözden geçirilmeli ve sağlık çalışanına şiddet uygulayanların, toplum sağlığına saldırmış gibi değerlendirilmesini sağlamalıdır. Fiziksel şiddet uygulayanlar mutlaka tutuklu yargılanmalıdır. Cezalar caydırıcı olmalıdır. Sağlık çalışanlarını tehdit edenler soruşturma tamamlanana kadar gözaltına alınmalı, sözel şiddet unsurlarında mahkeme haklılığı kabul ettikten sonra müşteki lehine yüksek manevi tazminatların yolu açılmalıdır. Acil hizmetler dışında şiddet uygulayan kişi karşısında o kişiden şiddet görmeyen sağlık çalışanları da hizmetten çekilme hakkına sahip olmalıdır. Sağlık sektörü koşulları itibariyle fiziksel engellerin tesis edilemeyeceği sektörlerdendir. Ancak Türk Ceza Kanununda yapılması gerekli düzenlemeler yapılarak caydırıcı cezalar getirilmelidir. Buradan Kamuoyuna seslenmek istiyoruz. İnsana uygulanan şiddetin hiç bir haklı gerekçesi olamaz. Sizlere hizmet sunarken karşılaştıkları "şiddet dalgası", ülkemizdeki tüm Sağlık Camiasının kalplerinde çok derin yaralar bırakmaktadır. Halkımızın derdini, acısını, sıkıntısını kendinde hisseden bir meslek grubunun mensupları olarak bizler, kamuoyunun sağlıkta şiddet konusunda duyarlılığını beklemekteyiz ve sağlık çalışanına karşı kötü davranışın ve şiddetin karşısında yer almanızı beklemekteyiz. İzmir Bornova Yunus Emre Aile Sağlığı Merkezinde meydana gelen şiddet olayına maruz kalan arkadaşlarımıza destek olmak ve sesimizi duyurmak adına Van Aile Hekimleri Derneği olarak 3 Nisan 2019 tarihinde iş bırakma kararı almış bulunuyoruz. Aile Sağlığı Merkezlerimizde bugün hizmet üretmeyeceğiz. Buradan sesleniyoruz, bugün bir günlüğüne iş bıraktık, tekrarında süresiz iş bırakacağız. Çünkü bizler hekimiyle hemşiresiyle diğer çalışanlarıyla insanız, ölümün yanında değil yaşamın yanında tarafız. Sonuç olarak; Şiddet göstererek asla daha iyi sağlık hizmeti alınamaz. Yetkililer bu şiddeti kontrol altına almak için gerekenleri yapmazlarsa iyi bir sağlık hizmeti asla başarılamaz” şeklinde konuştu.