Vivaldi'nin İlk Mevsimi

Her şehrin kendine has kokusu vardır. Bir şehre ayak bastığınızda size ilk çarpan kokudur. Hiç beklenmedik bir anda duyduğunuz bir koku sizi değişik zaman dilimlerine, değişik mekanlara hatta şehirlere götürür. Zira bu kokular burnunuzda tüten hasretin kokusudur.

Kokularda tıpkı tarih gibi o şehrin geçmişi, kültürü ve yaşadıklarıyla ilgilidir. Bir şehrin kokusunu tekrar duymanız için o şehre gitmeniz gerekir.

Bazı şehirler deniz, bazıları balık, bazıları barut kokar. Büyük şehirler gurbet, ayrılık ve sıkça kalabalığın içinde boğulmuş yalnızlık kokar.

İstanbul kalabalığın içinde buram buram yalnızlık, hasret kokar. Ankara gri binalar ve bürokrasi, İzmir güneşli bir deniz kokar sevgi ve aşkla. Adana portakal çiçeği, Edremit zeytin kokar. Mardin kına, Hakkari kar, Silopi hep kan kokar. Şırnak'ta ölüm ve barut. Diyarbakır gözyaşı ve ağıt. Van otlu peynir kokar yanında iğde çiçeği.

Ne zaman İğde çiçeği kokusunu duysam gözlerimi kapatır kendimi Van sokaklarında geziniyor hissederim. Ihlamur kokusu Susurluk'u, yasemin ise Gümüldür'ü hatırlatır bana. Sessizlik ve huzur Sığacık'ı.

Bundan dolayıdır ki ilkbahar bana en çok sevdiğim iğde çiçeği kokusunu armağan eder. Çocukluğumda sokağımızda bulunan iğde ağaçları muhteşem kokusuyla tüm sokağı sarardı. Sabah penceremizi açtığımızda evimizin içine kadar dolardı iğde çiçeğinin o muhteşem kokusu. Güzel duygular uyandırır bu koku. Güne gülümseyerek, mutlu ve iştahlı başlardık.

Bir coşkunun kokusudur bu koku. Bahar aşk ve umut kokar. Tazeliğin , güvenin , sevginin kokusudur. Bu duyguları hatırlatan bir başka kokuda Ihlamur çiçeği ve akasya çiçeği kokusudur.

Bu yıl şakacı bir bahar yaşıyor olsak da, yine insana hayatta kalmak için enerji veren o mevsimin kucağına düştük.

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ