Yalan olmasaydı ne yapardık?

Eğitim öncesinde de sonrasın da her zaman çok önemlidir.
Eskiden eğitim almak için büyük fedakrlıklar da bulunulurmuş. Şimdi de modern yaşam içinde aynı olmasa da farklı bir mücadele içerisinde devam ediyor. Eğitim ve yalan üzerine bir hikayeyi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Seyyid Abdulkadir'in de küçük yaşta içine öğrenme arzusu düşmüş, bunun çarelerini aramaya başlamıştı. Sonunda dayanamayarak annesine durumu anlatmış.
-Anneciğim, ilim öğrenmek için Bağdat'a gitmek istiyorum...
Annesi ise;
-Senden ayrılmaya gönlüm razı olmuyor. Ancak seni de Allah yolundan alıkoymak istemem.
Annesi Abdulkadir için yol hazırlıkları yapmış. Sonunda da oğluna lazım olur diyerek, 40 altını kaybetmemesi için bir kese içinde yeleğinin koltuk altına dikmiş. Sonra oğlunun gözlerinin içine bakarak şöyle demiş.
-Sana son olarak nasihatim şudur ki, eğer beni ve Allah'ı memnun etmek istiyorsan asla yalan söyleme, doğruluktan ayrılma. Allah her zaman ve her yerde doğruların yardımcısıdır.
Seyyid Abdulkadir annesine söz verdi ve ağlayarak elini öpmüş ve Bağdat'a giden bir kervana katılarak yola çıkmış.
Hemedan yakınlarında dar bir geçide girdiklerinde kervanda bir bağrışma kopmuş. Eşkıyalar kervana saldırmışlar. Bir anda bütün sandıklar yere yıkılmış, eşyalar yağma edilmeye başlanmış. Haydutlar kervandakilerin neyi var neyi yoksa hepsini alıyorlarmış. Eşkıyalardan biri de Abdulkadir'in yanına gelmiş. Onun fakir haline bakarak şaka olsun diye;
-Söyle bakalım senin neyin var fakir çocuk?
Abdulkadir;
-Yalnız 40 altınım var, diye cevap vermiş. Haydut önce şaşırıp sonra gülmeye başlamış. İnanamamış ve tekrar sormuş;
-Doğru mu söylüyorsun?
Abdulkadir:
-Evet, doğru söylüyorum, 40 altınım var.
Eşkıya meraklanmış. Abdulkadir'i elinden tutup reislerine götürmüş.
Durumu reislerine anlatmış. Haydutların başı;
-Senin 40 altının varmış, doğru mu bu?
Abdulkadir;
-Evet doğru.
Reis;
-Söyle bakalım. Onu nereye sakladın?
Abdulkadir;
-Hırkamın içinde koltuğumun altında saklı.
Bunun üzerine haydutlar hırkasının içinde, koltuğunun altında saklı bulunan 40 altını bularak reislerine vermişler. Herkes çok şaşırmıştı.
Reis hayretler içerisinde sormuş;
-Peki evladım, sen niçin üzerinde altın olduğunu söyledin? Eğer bize söylemeseydin onları bulamazdık.
Abdulkadir;
-Ben annemden ayrılırken, asla yalan söylemeyeceğime dair söz vermiştim. Arkadaşınız senin bir şeyin var mı diye sorunca, altınlarım olduğunu söyledim. 40 altın için verdiğim sözden döneceğimi mi zannediyorsunuz? Demiş.
Bu sözleri duyan haydutların reisi çok şaşırdı ve derin bir düşünceye dalmış. Sonra etrafındakilere dönerek;
-Yazıklar olsun bizlere. Bu çocuk kadar olamadık. Bu çocuk annesine verdiği sözünden dönmemek için her şeyini veriyor. Bizler ise Allah'a söz verdiğimiz halde, hiçbir zaman verdiğimiz sözlerde durmadık. O'nun yapma dediklerini yaptık yarın Allah'ın huzuruna çıktığımızda halimiz nice olacak?
Sonra şöyle devam etti:
-Sizler şahit olun. Şuanda bu çocuk benim kötü yoldan dönmeme sebep oldu. Şimdiye kadar yaptığım bütün günahlarım için pişman olup tövbe ediyorum. Bundan sonra iyi bir insan olup, Rabbim'in sevmediği işleri yapmayacağım.
Reislerine çok bağlı olan haydutlar hep bir ağızdan;
-Reisimiz, biz senden ayrılmayız. Sen hangi yolda yürürsen biz de o yolda yürürüz diyerek hepsi birden pişman olup tövbe ettiler.
Kervandaki insanlardan ne aldılarsa hepsini geri verdiler ve bir daha haydutluk yapmayacaklarına söz verdiler.
Seyyid Abdulkadir ise yoluna devam ederek Bağdat'a ulaştı. Orada ilim tahsiliyle meşgul oldu. Kısa bir zaman içinde çok ünlü bir lim oldu. Binlerce insanın kötülüklerden vazgeçip iyi birer insan olmalarına vesile oldu.…
Umarım sizde bu hikyeyi beğenmişsinizdir. Ben bu hikyeyi okurken çok etkilendim. Aynı zamanda da şuan yaşadığımız dünya yı düşündüm. Gerçekten Seyyid Abdulkadir'in yaptıklarını yapabilsek, insanların kötü düşüncesinden vaz geçirebilir miyiz? Kolundaki bir altın bilezik için canını aldıkları hamile kadını kurtarabilir miyiz? Yalan olmasaydı hırsızlık, gasp, saldırı nedeniyle harcanan bu kadar canları geri getirebilir miyiz? Tabi ki getiremeyiz ama belki bundan sonrası için yaşanmamasını sağlayabiliriz.
Sevgiyle ve yalandan uzak ilerleyin.. vanhaber, van, haber, van haber bedia barak, yalan, bağdat, kötülük, tövbe

Bakmadan Geçme