Yazık bu ülkeye…
Sosyal medyayı sallayan çok çirkin bir haber sinirlerimizi alt üst etti. Olacak şey değil. Hiç kimsenin, hiç bir vicdanın kabul etmesi düşünülemez. 'Devlet malı deniz, yemeyen domuz' mantığı ile hareket eden söyleyecek söz bulamıyorum.
Sosyal medyayı sallayan çok çirkin bir haber sinirlerimizi alt üst etti. Olacak şey değil. Hiç kimsenin, hiç bir vicdanın kabul etmesi düşünülemez. "Devlet malı deniz, yemeyen domuz" mantığı ile hareket eden söyleyecek söz bulamıyorum.
CHP Milletvekili ve Millet Meclisi katip üyesi Elif Doğan Türkmen isimli hatuna ait bir milyon iki yüz bin liralık haberleşme faturası gündeme bomba gibi düştü. Bir aylık fatura diyorlar. Ancak ben buna ihtimal vermiyorum. Bir yıllık fatura diye düşünüyorum Öyle olsa dahi aklım almıyor. Bir milyon iki yüz bini üç yüz güne bölersek, her gün için dört bin liralık telefon görüşmesi yapması gerekir. Bir günde yirmi dört saat telefon açık kalsa bile böyle bir rakamın ortaya çıkması mümkün değildir. Nasıl bir harcamadır. Bunu anlayabilene aşk olsun!
Deniliyor ki; “Millet Meclisinde her milletvekili için bir yılda iki maaş karşılığı haberleşme giderleri ödenir. Katip üyeler için böyle bir sınırlama yoktur. Diledikleri kadar harcama yapabilirler.” Buyurun cenaze namazına! Hantal, kokuşmuş, miladını doldurmuş ve ülkeyi yerinde saydıran parlamenter sistemin sunduğu yemlik hanelerdir bunlar. Daha buna benzer yüzlerce yemlik haneler mevcuttur ülkemizde. Yazıklar olsun. Lanet olsun. Allah kahretsin.
Bunlara kim dur diyecek!
Dur demeye kalkana diktatör diyeceksin.
Tüm hainlerle birleşerek bu soyguncu yapıyı koruyacaksın.
Hakkımı helal etmiyorum.
Zıkkım olsun.
Zehir olsun.
Burnunuzdan gelsin.
Bu olayda tek suçlu bu hatun değildir. Bunlara bu sınırsız harcama yetkisi verenler de en az bu hatun kadar alçaktırlar. Bu yetkiyi düşmanımıza olan DEAŞ'a vermiş olsaydık eminim bunlar kadar hain davranmazlardı.
Değerli okurlarım, bu parlamenter sistemin neresine el atarsanız atın orası elinizde kalır. Her yeri dökülen bu yapıdan bir an önce kurtulmak zorundayız. Bu kurumdaki olumsuzluklar gibi ne yazık ki ülkemizde buna benzer yüzlerce kurum da aynı durumdadır. Bir çoğu denetimsizdir. Onlarca, o denetimsiz kurumlar için yazılar yazdım. Başbakana da gönderdim. Hepsi dim dik ayakta duruyor. Devlet kendi yapısını dahi dört dörtlük olarak denetleyebilecek durumda değildir. Bakanlar bile kendi bakanlıklarını tanımamaktadırlar.
Ne yapıp yapalım, uyduruk algı operasyonlarının etkisinde kalmadan, bu miladını doldurmuş yapıdan bir an önce kurtulalım. Yazık bizler! Yazık ülkemize! İnanın bu mevcut ve çarpık sistemle büyük bir Devlet olamayız. Ülkemizde bir çok bağımsız devlet kurumları vardır. Her birisi kendi içinde ayrı ayrı birer Devlettirler. Ne yazık ki ülkemiz tam bağımsız bir ülke de değildir.
Tek Devlet olmadan bağımsız bir ülke olamayız.
Algı operasyonlarının kapsama alanı içinde kalan ve akıl tutulması içinde olan bir kısım vatandaşlarımızın ülkemiz gerçeklerini bir an önce görmelerini yüce Allah'tan dilerim.
Saygılarmla…