Yeğenim AHMET Altıntepe'yi tanımak...
Gençleri hiç izlediniz mi? Bazen onları kendi başlarına bırakır, renkli dünyalarının farkındalığını umursamayız.
Ahmet'in babası Necdet Altıntepe benim Atatürk Lisesinden sınıf arkadaşım. Hani Van depreminde yerle bir olan lise… Sadece sınıf arkadaşım mı? Değil. Onunla kardeştik biz. Öğretmenlikte ilk görev yerim Şanlıurfa'nın, Akçakale ilçesiydi. Zor koşullardaki öğretmenlik günlerimin hafta sonlarında soluk aldığımız Şanlıurfa kent merkezinde bir araya gelirdik. Köydeki zor koşulları bütün ayrıntılarıyla anlatırdım, o da sabırla ve hiç eksilmeyen beyefendi nezaketiyle dinlerdi.
Memleket ziyaretlerimde ilk uğrak yerim Necdet'in iş yeriydi. Hani bir yazımda sözünü ettiğim Sadık ve Sıdık Altıntepe'nin ateşten ocağın önündeki örs ve çekiçle yarattığı iş yeri. Sadık Usta rahmetli olunca, baba ocağı diye sımsıkı sarıldığı işini şimdi Necdet kardeşim ilkelerinden tek bir ödün vermeden sürdürmeye devam ediyor.
Üç yıl önceki ziyaretimde Ahmet'le tanışmıştık. Tatil deyip kenara çekilmemiş, babasının iş yerinde onun sağ kolu olmuştu Ahmet.
Bu gidişimde sordum.
'İyi amcası.'Dedi Necdet. Sonra da yaptıklarını anlattı, çocuklar gibi sevindim.
Ahmet yaratıcı bir delikanlı… Mekanik işlerle uğraşmayı seviyor. Öyle ki evdeki eşyalardan biri arızalandığında yerine yedeğini kendi becerisiyle yapacak kadar akıllı ve yetenekli. Düşündüm de Ahmet gibi delikanlıların mucitliği es geçilmemeli. Onların yetenekleri değerlendirilip, yol gösterilmeli. Hele başarıları alkışlanıp, ödüllendirildiğinde daha bir üretken olacaklarından eminim.
Bugün ilköğretim okullarında Teknoloji ve Tasarım diye bir ders var… Yeni eğitim sistemi 4+4+4 'de bu güzel ders büyük bir olasılıkla ikinci 4 grup içinde yer alacak. Yani ortaokul kısmında…
Teknoloji ve Tasarım Dersi öğretmenleri Ahmet gibi akıllı ve zeki gençlerimize sahip çıkarak, onları yetenekleri ölçüsünde yönlendirmeliler. Yoksa bu değerdeki çocuklarımız ve gençlerimiz bir kenarda yalnız başlarına kalarak körelip giderler.
Ahmet gibi değerli gençlere de seslenmek istiyorum…
Gençler! Var olan yeteneklerinizi göstermekten kaçınmayınız. Tatilde kendi alanında ustalaşmış zanaatkrlara başvurarak becerilerinizden söz ediniz. Ve unutmayınız ki ustalığa giden yol; çıraklık ve kalfalıktan geçer. Yetkinleşmek ve olgunlaşmak için bu yolu izlemek gerek. vanhaber,şahin akçap,köşe yazıları
Ahmet'in babası Necdet Altıntepe benim Atatürk Lisesinden sınıf arkadaşım. Hani Van depreminde yerle bir olan lise… Sadece sınıf arkadaşım mı? Değil. Onunla kardeştik biz. Öğretmenlikte ilk görev yerim Şanlıurfa'nın, Akçakale ilçesiydi. Zor koşullardaki öğretmenlik günlerimin hafta sonlarında soluk aldığımız Şanlıurfa kent merkezinde bir araya gelirdik. Köydeki zor koşulları bütün ayrıntılarıyla anlatırdım, o da sabırla ve hiç eksilmeyen beyefendi nezaketiyle dinlerdi.
Memleket ziyaretlerimde ilk uğrak yerim Necdet'in iş yeriydi. Hani bir yazımda sözünü ettiğim Sadık ve Sıdık Altıntepe'nin ateşten ocağın önündeki örs ve çekiçle yarattığı iş yeri. Sadık Usta rahmetli olunca, baba ocağı diye sımsıkı sarıldığı işini şimdi Necdet kardeşim ilkelerinden tek bir ödün vermeden sürdürmeye devam ediyor.
Üç yıl önceki ziyaretimde Ahmet'le tanışmıştık. Tatil deyip kenara çekilmemiş, babasının iş yerinde onun sağ kolu olmuştu Ahmet.
Bu gidişimde sordum.
'İyi amcası.'Dedi Necdet. Sonra da yaptıklarını anlattı, çocuklar gibi sevindim.
Ahmet yaratıcı bir delikanlı… Mekanik işlerle uğraşmayı seviyor. Öyle ki evdeki eşyalardan biri arızalandığında yerine yedeğini kendi becerisiyle yapacak kadar akıllı ve yetenekli. Düşündüm de Ahmet gibi delikanlıların mucitliği es geçilmemeli. Onların yetenekleri değerlendirilip, yol gösterilmeli. Hele başarıları alkışlanıp, ödüllendirildiğinde daha bir üretken olacaklarından eminim.
Bugün ilköğretim okullarında Teknoloji ve Tasarım diye bir ders var… Yeni eğitim sistemi 4+4+4 'de bu güzel ders büyük bir olasılıkla ikinci 4 grup içinde yer alacak. Yani ortaokul kısmında…
Teknoloji ve Tasarım Dersi öğretmenleri Ahmet gibi akıllı ve zeki gençlerimize sahip çıkarak, onları yetenekleri ölçüsünde yönlendirmeliler. Yoksa bu değerdeki çocuklarımız ve gençlerimiz bir kenarda yalnız başlarına kalarak körelip giderler.
Ahmet gibi değerli gençlere de seslenmek istiyorum…
Gençler! Var olan yeteneklerinizi göstermekten kaçınmayınız. Tatilde kendi alanında ustalaşmış zanaatkrlara başvurarak becerilerinizden söz ediniz. Ve unutmayınız ki ustalığa giden yol; çıraklık ve kalfalıktan geçer. Yetkinleşmek ve olgunlaşmak için bu yolu izlemek gerek. vanhaber,şahin akçap,köşe yazıları