YENİ YENİ UYKUMUZ AÇILIYOR
Mustafa M. Atilla yazdı...
Bugün dilimizden; düşürmediğimiz teknoloji konusundan,manasından,ortaya çıkışından,hayatımızdaki yeri ve geleceğinden biraz olsun bahsetmek istiyorum. Detaylı bir çalışma yapmadım; çünkü! detaylı çalışmayı yapanlar yapmış zaten. her taraf bu konu hakkında bilgi yüklü. Zihnimdeki teknoloji; teknolojinin getirdikleri,hızlı yükselişi,ardı ardına yeni yeni buluşları,zararları ve yararları üzerinden sadece birkaç yorumda bulunmak hiçte fena olmaz diye düşünerek zamanımın bir kısmını bu konuya ayırdım.
Yaşamımızın her ama her alanında ortaya çıkan teknolojik çalışmaların bir kısmı beni tedirgin ederken önemli bir kısmıda tedirginliğimde anestezik rahatlama sağlıyor.
Küresel teknolojik gelişme; ağırlıklı olarak batı avrupa'da kömür ısıtma ile oluşturulan buhar kazanları ve çeşitleri ile başlayan önlenemez veya önlenmesini istemeyen toplulukların çıkarları doğrultusunda bu kazan sistemlerinin devamı sonucunda, buhar makinaları ardından; bu makinalar yardımı ile bakır plakayı bir mıknatısın yarattığı manyetik alan içinde döndürerek elektrik üretimi ile 18.asrın başından itibaren anahtar rolünü yüklenmesi ile başlayan, adından da seke seke, yıl yıl artarak bahsettiren ve bugünkü noktaya gelinen zaman / aralıksız hedef çalışmasının sonucunu iyi veya zararlı gördüğümüz önlenemez icatlar silsilesinin en çok arttığı teknolojik dönemin içindeyiz.
Dünya ara vermeden dönüyor; Ekseni etrafında sürekli hareket halinde! ne zamana kadar dünyanın sonu gelene kadar; yani insanoğluna tanınan deneme zamanın bitirildiği vakte kadar.Bunu neden araya iliştirdim. şunun için; insanlar kendi elleri ile yarattıkları teknoloji uygarlığını yine kendi elleriyle tasarladıkları teknoloji ile yok edeceklerine inandığıma kanaat getirdiğim için.
Asıl teknolojik gelişmelerde vurgulamak istediğim konu kendi insanlık sonumuzu hazırlamanın hızını son asırda hiç düşünmeden, yön verilmeyen, insan nüfusunun artışına bağlayabiliriz. İnsan arttıkça teknolojiye gerek duyuluyor, teknoloji arttıkça rahatlamadan dolayı nüfus artıyor. Bu fotoğrafı şimdilik güneşli havada çekebiliyoruz; ileriki asırda hiçbir teknolojik rahatlama bile, insanlara hiç bir fotoğrafı rahat çektirmeyecek gibi görünüyor.
Teknolojinin yararları,insana sağladığı kolaylığı, bilhassa sağlık ve ulaşım konusunda ne kadar faydalandığımızı düşünürsek; kimin alın teri,kimin emeği varsa, ayırmadan,şu bu söyleminde bulunmadan, belkide! dua ettiğimiz buluş ve çalışmalar.
Yeniden nüfus artışının getirdiklerine dönersek; bugünkü dünya düzenini, artan nüfus üzerinden kurulacak ihtiyaçlardan kaynaklı teknolojide aramaya başladığımızı anlarız.
Bazı zaman kendime hiç bilmiyormuşum gibi soruyorum teknoloji çağını yaşarken neden küresel boyutta doğum kontrolü yapılmıyor, yine kendi kendime cevap veriyorum, nüfusu azaltırsanız acımasızca,merhametsizce insanları çıkarları uğruna silah üretip,hangi bahane ile kimi öldürecekler, teknolojiden kazandıkları paraları nereden bulup kendilerine göre çok uzun saydıkları yaşamlarını egoist ce sürdürecekler,sonra kendime soru sormadan vazgeçiyorum, sonra şeytani insan kalbi ve ruhu ile ilgili değişmez düşüncelerini kafamdan silip atıyorum.
Bu çalışmanın bağımlılık yönünün olduğunu, insanın bu derin bağımlılıktan kurtulmayı istese bile çıkamayacağını da, bildiğimiz icatların ve yenilerinin hapsinde yaşadığımızı da ayrı bir gerçek olarak her zaman karşımızda duracağını da biliyoruz.
BİZDE Kİ teknolojik çalışmanın 19.asrın başlarından itibaren bugüne uzanan seyrüseferi insan ömrü bağlamında artıştan başka dışarıdan getirdiğimiz in haricinde veya getirdikleri mizin kopyasına yakın veya ana teknolojinin giydirimlerinin varyantlarını görüyoruz.
Bu alanda uzun bir süre gerileme devrinin etkisi ile başlayan, insana bahşedilen düşünme kabiliyetini geliştirmenin yolunu aramayan,Ayrıca, genelde insanımızın rahatlığa ve zevklerine düşkünlüğü,ve yine eğitimdeki kişisel başarı ve yetenek konusundaki bir türlü farkına varılmayan veya farkına varılmak istenmeyen duyarsızlığın bu varyanttan düze çıkıp yol alamamamızı, bu konudaki gerekli olan çalışmayı bugün ve geçmiş hükümetlerin ülke yönetimindeki umursamaz zaaflarına bağlıyorum. Ülkemizi gel yönet diye tuttuğumuz yönetimi belkide bizler iyi seçemiyoruz.
Dışarıdan; geçmiş yıllarda dolar veya mark la ithal ettiğimiz gıcır gıcır arabaları,sık sık silip parlattığımız, foter, kurt, güvercin,at ile uğraştığımız yıllarda geceli gündüzlü çalışmalarını aksatmadan yapan bisikletli çekik gözlüler le batılılar çalışmalarının karşılığı olarak bugün keyfini sürdükleri ekonomik ve teknolojik hükümranlık ve liderliklerini haykırıyorlar.
BUGÜN bir şeyler yapmaya çalışan genç nesilimiz var. Gurur duyuyorum, uykumuzun biraz olsun dağıldığı bu günlerde yaptıkları çalışmalarla; geç kalınsa da bir yerden başlamamız gerekliliğini sergilemeye başladılar. Ülkemizin yarı nüfusuna sahip 42 milyon nüfuslu Ukrayna'dan insansız hava aracı motoru ve buğday, yağ vs almaya çalışıyoruz. Savaşa gömüldükleri zamanda bile. Onun için diyorum yapılacak her ciddi çalışma çok önemli. Teknolojik alanda yapılacak harcamaları da yerinde harcama olarak görüyorum.
Teknolojiyle bir yerlere ciddi yaralar vermeden konuyu teknolojinin başka yönüne çevireyim istiyorum.
Ara ara tenkit ediyorum; sonra niye ettim diye de pişmanlık duyuyorum. Olsun!! doğrusu budur diye; yine yapmam gereken teknoloji ürünü bir platformdan bir tespitle yazımı sonlandırmak istiyorum.
Dünyanın her yerinde cahil fakat akıllı,kurnaz insanlar çoğaldı. Bunlardan biri sosyal platformda insanların merak kabiliyetlerini keşfetmişler ki bunlar üzerinden koca koca insanlarımızla çocuklar gibi oyun oynuyorlar. Facebook da bir paylaşımın beğeni ve yorum kısmındaki rakamlar dikkatimi çekince baktım.
Sosyal platformların birinde, fazla görünmeyen çember içine karmaşık çizgilerle gizlenmiş 7 rakamlı görsel bilmecedeki bir sayının bulunmasını soruyorlar, buraya kadar her şey normal, anormal olan durum 3 eylül tarihinden beri dolaşan bu paylaşımın üstündeki bugünkü yazı; Halla çember içindeki rakamı kimse bulamadı. En acısı içinde eğitimli,eğitmen,akıllıyım diyebilen vs, tamı tamına 398.000 kişinin yorumda tahminde bulunması ve hala numarayı bulamamış olmaları, buldun diyelim ne olacak? sana ne kazandıracak? Kızmayın bana ne olur! düştüğünüz kurnaz insanın icadına da kızmayın biraz kendinize kızın. Ömürden tükettiğiniz zamana da kızmayın sadece harcadığınız vaktin değerini bilmediğinize kızın .
Yine aynı kurnazlıkla birinin kandırdığı zavallı, hint kökenli pirinç tarlasında çalışan kadının yarı açılan eteğini videoya çekmiş ve yayınlamış tıklama, seyretme sayısını abartıyorum dünyadaki karınca sayısından daha çok. Ne demem gerekir ki. Hintli bir kurnazın oyununa mı geldiniz mi diyeyim. Zaman kıymetli, sadece yapacağımız o kadar şey varken kapılıp gittiğimiz alışkanlıkları yeniden gözden geçirmemiz lazım değilmi, ÜLKEMİN GÜZEL İNSANLARI VE BEN… Kıymetini bilmediğimiz zaman bir gün arayıpta bulamadığımız zamandır.