Yerel gazetelerin kaderi
Bağımsız, özgür, gücünü okurlarından alan kitle iletişim aracı olan yerel gazeteler yayınlandıkları yerlerde halkın isteklerini, şikâyetlerini dile getirirler. Demokrasinin gelişerek kök salmasının unsurlarından biri olan yerel gazeteler, kentlerinin hafızaları, bulundukları coğrafyanın ve toplumun vicdani sesidir. Yerel gazeteler aynı zamanda kentin kültür birikimini gelecek kuşaklara aktaran misyona sahiptirler.
Bağımsız, özgür, gücünü okurlarından alan kitle iletişim aracı olan yerel gazeteler yayınlandıkları yerlerde halkın isteklerini, şikâyetlerini dile getirirler. Demokrasinin gelişerek kök salmasının unsurlarından biri olan yerel gazeteler, kentlerinin hafızaları, bulundukları coğrafyanın ve toplumun vicdani sesidir. Yerel gazeteler aynı zamanda kentin kültür birikimini gelecek kuşaklara aktaran misyona sahiptirler.
Edebiyat çevrelerinde “Edebiyatın Cumhurbaşkanı” olarak saygı gören, edebiyat eleştirmeni, düşünür, yazılarında daha çok eğitici, gazete okuma kültürü, sanatı, edebiyatı sevdirme misyonunu üstlenen Hürriyet Gazetesi yazarı Doğan Hızlan dünkü köşe yazısını 100. yılına ulaşan Yeşilgiresun gazetesinin başarısına ayırdı.
“Yerel gazetelerin kaderi, belli bir coğrafyaya hitap etmek sınırını aşamamasıdır. Meşhur söz' Coğrafya kaderdir'in tam karşılığı gibidir. Ancak, biraz da bu yüzden kendi coğrafyalarının, orada yaşayanların sesi oldukları için yaşamalıdır” diyen Hızlan, yerel gazetelerin hayatımızdaki önemine şu sözlerle dikkat çekiyor:
“ Dün, bugün ve gelecekte yerel tarihler yazılırken, başvuru kaynaklarının en önemlisi bu gazetelerdir. Yalnız yerel tarihler değil, bütün Türkiye'nin tarihini yazmak için de bu gazetelerden edinilen bilgi belge göz ardı edilebilecek gibi değildir. Bir coğrafyanın kültürünü, edebiyatını, iktisadını, önemli olaylarını tarihçilerimiz bu gazetelerde bulurlar. O coğrafyada yaşayanlar, sevinçlerini, yakınmalarını bu gazetede görürler, çünkü ulusal gazetelerde bu ayrıntı yer alamaz. Ben o kentlere gittiğimde, mutlaka yerel gazeteleri edinir, okurum. Birçok ilde yayımlanan yer gazeteler ve o gazetelerin emekçileri hiç de azımsanmayacak bir öneme sahiptirler nazarımda.”
Edindiği bütün bilgileri kendi kültürü içinde eriten, bütün birikimini konuşma yalınlığı içinde, herkesin anlayabileceği biçimde yazılarına aktarmayı başaran Doğan Hızlan, “100. yılına ulaşan gazete için ne yapılmalı?” Sorusunun yanıtını kendisi veriyor.
Ve diyor ki, “ Dalya diyen bu gazete için başta TGC (Türkiye Gazeteciler Cemiyeti) olmak üzere, Giresun Valiliği, Giresun Belediyesi, iletişim fakülteleri çalışmalar yapmalı, sempozyumlar düzenlemeli. Arşivi hâlâ dijitalleştirilmemiş, o kentte yaşayan bir sponsor bulunursa, basın tarihine geçer.”
2017 Temmuz ayında 80. yaşına girecek Van'ın ilk gazetesi olan Vansesi ailesi olarak Yeşilgiresun gazetesini yürekten kutluyoruz. Başarılı yayın hayatlarının devamını diliyoruz.
Cumhuriyet sayesinde
FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimini, darbelerin ve gizli oluşumların siyaset üzerindeki etkilerini araştırmak amacıyla kurulan Meclis Araştırma Komisyonu eski Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Galip Mendi'yi dinledi.
Mendi bir soruyu yanıtlarken, 'Ben de orta halli bir ailenin yedi kardeşinden bir tanesiydim. Atatürk'ün kurduğu bu Cumhuriyet sayesinde orgeneral oldum. Bu Cumhuriyetin herkese tanıdığı fırsat eşitliği sayesinde bu mevkilere geldik” dedi.
Benzer ifadeleri 2015 Nobel Kimya Ödülü'nün sahibi Mardinli Prof. Dr. Aziz Sancar'dan dinlemiştik.
Eksiği, fazlası ile Cumhuriyetimizin değerini iyi bilmeliyiz. Bilmek için etrafımızda yanan, yıkılan işgal edilen ülkelere bakmak kanımca yeterlidir.
Zırt atmayın
Memleketin güncel olaylarını yakından takip eden abonemizden mesaj aldık. Okurumuz mesajında yerine getirilmeyerek unutturulmaya çalışılan vaatlerden, yalanlardan duyduğu rahatsızlığı dile getiriyor. Mesajında, “Geçmişte ‘Van için şunları yapacağım, bunları yapacağım' diyerek vaatlerde bulunan, atıp tutan ancak yıllar geçmesine rağmen sözünü yerine getirmeyen, halkı aptal yerine koyan siyasileri, belediye başkanlarını, meslek odası başkanlarını, yöneticileri neden sorgulamıyorsunuz? Neden verdikleri sözleri yerine getirmeleri için hatırlatmada bulunmuyorsunuz?” diyerek sitem ediyor.
Kendisine gönderdiğimiz yanıtta dedik ki; ” Arşivler yalan söylemez. Kim ne söylemişse, kim ne tür vaatlerde bulunmuşsa hepsi yerel gazetelerin sayfalarında duruyor. Van deyimiyle zırtçıları ve attıkları zırtların hangi birini yazalım. Memlekette insanların umutlarını istismar edenlerin izini sürüp yalanlarını yüzlerine vurmaya kalkarsak seri yazı dizisi olur. Zırtçılar halkın kendilerine inandığını sanıyorlar ama yanlıyorlar. Siz merak etmeyin, vatandaş zırtçıları sizden bizden daha iyi biliyor. Eli kalem tutan, araştırmayı seven biri günün birinde arşivleri tarayarak memlekettin yalancılarını ve yalanlarını “ Van'da tarihe mal olan zırtçılar ve zırtları” isimli bir kitapta toplarsa şaşırmayın. İşte o zaman işler karışabilir.”
Okurumuza bir de tavsiyede bulunduk.
Bir yerlere gelmek, bir şeylere sahip olmak için yerine getiremeyeceğiniz, gerçekleşmesine kendinizin bile inanmadığı içi boş, hayalden öteye geçmeyen hesapsız kitapsız vaatlerde bulunmayın. Yani sakın zırt atmayın.
İdam edilirse
Şu sırlar idam konusu tartışılıyor.
Başbakan Binali Yıldırım, idam değerlendirmesinde, 'İdam meselesi bir anayasa meselesidir. Anayasa da bir uzlaşma meselesidir. Diğer partilerle bu konuda bir mutabakat sağlanırsa milletin umumi arzusu olan sınırlandırılmış bir düzenleme yapılabilir ' diye konuştu.
MHP lideri Devlet Bahçeli de, 'Madem idam cezasına ihtiyaç vardır, madem milletimiz bunu istemektedir; o halde bahaneye, kaçak güreşmeye, fuzuli konuşmaya gerek yoktur. AKP hazırsa MHP dünden vardır' diyerek topu hükümete attı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'da, “ Meclis idam yasasını getirirse onaylarım” sözleriyle idama ilgili görüşlerini açıkladı.
Ancak ortada bir sorun var. Deniliyor ki idam yasası çıksa da geriye işlemez. Ancak Fetullah Gülen'i kapsaması için çalışıyormuş!
Diyelim ki kapsadı. Darağacı kurularak Fetullah Hoca idam edildi. Aradan uzun yıllar geçtikten sonra FETÖ'nün adamları göz yaşı içinde“ Din adamı asıldı” algısı yaratarak kampanya yürütürlerse ne olacak? Ogün kamuoyu idamı 15 Temmuz darbe kalkışmasına göre mi değerlendirecek, yoksa duygulara, inanca hitap eden kampanyanın propagandasına mı göre? Dünün suçlusu, örgüt lideri idam sonrası kahraman haline getirilebilir.