Yolu Van'dan geçen, Erciyes'in Yiğit Ozan'ına Pamukkale'den Selam Olsun

Bugün kitaplığıma göz gezdirirken en ön sırada dizili birkaç kitap dikkatimi çekti. Son bir/iki yılda bana ulaşan bu kitapları geldiklerinde okumuş ve kitaplığıma yerleştirmiştim. Her biri birbirinden değerli bu kitapların yazarı vefakâr bir baba yadigârı.

Bugün kitaplığıma göz gezdirirken en ön sırada dizili birkaç kitap dikkatimi çekti. Son bir/iki yılda bana ulaşan bu kitapları geldiklerinde okumuş ve kitaplığıma yerleştirmiştim. Her biri birbirinden değerli bu kitapların yazarı vefakâr bir baba yadigârı. 1961'de Kayseri'nin Pınarbaşı ilçesinin Pazarören kasabasında dünyaya gelen ve 1976 yılında yolu eğitim amacıyla Van'a düşen, birçok kurumda görev yaptıktan sonra 2008 yılında emekli olup otuz yıllık birikimini aktardığı kitaplarla memleketine katkı sağlamaya duyulmayanı duyurmaya, bilinmeyeni bildirmeye devam eden gerçek bir Anadolu evladı Ziya Şahin.

Baba yadigarı dedim kendisi için. Çünkü benim gibi öğretmen çocuğu ve eğitimci olanlar çok iyi bilirler ki bir öğretmenin, meslek gereği öğrencileriyle olan bağlantısı sadece okulla sınırlı değildir. Onlar öğrenci(miz) olmakla beraber yeri gelir kendi evladımız, kardeşimiz gibi olurlar. Ziya hocamız da babamızın öğrencileri olmasının dışında bizim için de bir ağabey, bir dost olmuştur. Ben kendisini ilk kez 2017 yılında yayımladığı "Van Demek Vatan Demek" başlıklı kitabıyla tanıdım. Bu kitabında yazar, Van'a geliş öyküsünü, babamın müdür olduğu Kız Öğretmen Lisesine kayıt olmasını ve orada tanıştığı arkadaşlarını, onların anılarını ve o günlere duyduğu özlemini dile getirir. Okurken, çocukluğumun geçtiği Öğretmen Okulu'nun yemyeşil bahçesinde yıllar önce koşuşan öğrencilerin arasında buldum kendimi. Bu kitapta yazarın otobüste tanıştığı ve Van'a vardıklarında kendisine yardımcı olan bir kişinin dilinden Van ağzıyla aktardığı konuşma, yıllar geçmesine rağmen anıların ne kadar taze olduğunu gösteriyor. O konuşma şöyle:

"- VıleğEhmoğ gel hele, bah meni eyi dinle,

Abimiz ( Ziya bey) misafirimizdir, abimizi götürecahsan,

Edrese teslim edecahsan, ücret almayacahsan.

Paran mendedir"

Kitapta o dönemki sınıf arkadaşlarının da anılarına yer vermiş yazarımız. Hepsi o kadar güzel ve içten ki! Kitap gerçekten birçok yönüyle Van'ı anlatan, bilmeyene Van hakkında çok güzel bilgiler veren bir kitap.

Bunun ardından 2018 yılında Ziya Şahin hocamızdan üç kitap daha geldi. "Münüfe", "Kerküklü Koca Türkmen" ve " Dağlara Döneceğim". "Münüfe, Köşker Dağı'nın Bahtı Kara Prensesi" adlı kitabı okuyunca Anadolu'nun aslında ne denli yaralı bir yüreği olduğunu, her köşesinde farklı bir acının saklı olduğunu fark ediyor insan. Neler yaşanmış, yaşanıyor. İşte Ziya hoca, Oğuz Soyu'ndan gelip Anadolu'nun vatan toprağı olmasını sağlayan gönül erlerinin kutlu yürüyüşünü ilmik ilmik dokuyarak akıcı bir şekilde kelimelere aktarıyor. Melikgazi'de başlayan ve Dersim'de son bulan Münüfe'nin yürek burkan gerçek hikayesi, okurun yüreğine ince bir sızı olarak iz bırakıyor.

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ...

Bakmadan Geçme