YYÜden darbe girişimi açıklaması
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Senatosu Rektör Prof. Dr. Peyami Battalın çağrısıyla toplanarak darbe teşebbüsüyle ilgili yazılı açıklama yaptı.
YYÜ Senatosu'ndan yapılan açıklamada, “15 Temmuz 2016 günü silahlı kuvvetlerden bir grup muvazzaf subay, anayasal düzeni, hak ve hukuku ihlal ederek, millet iradesini yok sayarak ülkemizde bir darbe teşebbüsünde bulunmuştur. Şükürler olsun ki bu alçakça teşebbüs, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere devletimizin organları ve aziz milletimiz tarafından büyük bir nefretle püskürtülmüştür. Ancak bu alçakça kalkışma esnasında maalesef yüze yakın vatandaşımız, emniyet mensubumuz da şehit düşmüş ve binlercesi yaralanmıştır. Hayatlarını kaybedenlere rahmet; yaralılara acil şifalar diliyoruz. Hepimizin başı sağ olsun” denildi.
Üniversitelerin demokrasinin en önemli savunucularının başında geldiğini ifade eden açıklamada, “Bizim de Yüzüncü Yıl Üniversitesi mensupları olarak demokrasiye olan inancımız tamdır. Darbelerin bu ülkeye zarar ve ziyandan başka hiçbir şey getirmediğinin bilincindeyiz. Bu vesile ile bu alçakça kalkışmayı öğrenir öğrenmez, bizzat Rektörümüz Prof. Dr. Peyami Battal tarafından yapılan çağrıyla senato üyelerimiz, bir grup öğretim üyemiz, personelimiz ve ailelerimizle birlikte şehre 14 kilometre uzaklıktaki kampustan konvoy hâlinde hareket ederek Beşyol Meydanı'nda toplandık. Milletimizle el ele vererek darbelere geçit vermeyeceğimizi haykırdık. Demokrasi için sabaha kadar nöbet tuttuk. Demokrasi mücadelesinin bir parçası olmak ve bu mücadeleden galip gelmek bizleri ziyadesiyle memnun etmiştir. Aziz milletimizle gurur duyuyoruz” görüşüne yer verildi.
Bu alçakça teşebbüsün ülkemiz üzerine kara bir leke olarak kaydedildiği dile getirilen açıklamada, şöyle denildi:
“Bu millet, bugünü asla unutmayacaktır. Halkın vergileriyle alınan silahların, ‘Peygamber Ocağına' alçakça sinmiş ve şahsi çıkarlarından başka hiçbir gayesi olmayan bir grup kendini bilmez tarafından millete karşı tutulması asla affedilebilecek bir tutum değildir. Türk Silahlı Kuvvetleri'ne mensup bir grup şuurunu yitirmiş pilotun, ülkemiz semalarında korsanca uçarak 40'tan fazla polisimizi şehit etmelerinin akılla izanla hiçbir ilgisi olamaz. Bu teröristçe eylemler sonucunda yüze yakın vatandaşımızı ve emniyet mensubumuzu kaybetmek hakikaten anlatılabilecek bir acı değildir. Daha da acısı; bu ülkede demokrasinin mabedi olan ve kapısına kilit vurulduğu dönemlerde çok büyük bedeller ödemek zorunda kaldığımız Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne yapılan alçakça saldırıdır. Bu kalleşçe saldırı, paralel yapıya mensup teröristlerin varmış oldukları noktayı göstermesi bakımından manidardır. Yüce meclisimizin saatlerce ateş altında kalması, milli mücadele döneminde bile karşılaştığımız bir durum değildir. Teröristlerin bu eylemi, onların devlete ve millete karşı duymuş oldukları nefretin apaçık bir göstergesidir. Kendi milletini, emniyet güçlerini, meclisini, kamu binalarını bombalayan vatan hainlerinin maskesi düşmüştür.”
Bu teröristlerin otelde olduğunu sanarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kaldığı oteli bombaladığı kaydedilen açıklamada, “Bu teröristler, Genelkurmay Başkanı Sayın Hulusi Akar'ı saatlerce rehin almışlardır. Bu teröristler, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne, halka ve emniyet mensuplarının üzerine ateşli silahlarla saldırmışlardır. Bu teröristler, TRT ve Doğan Medya grubunun yayınlarını engelleyerek tüm basını susturmaya çalışmışlardır. Bu teröristler, devlet binalarına bomba yağdırmışlardır. Bu teröristler, yüze yakın insanımızı şehit etmiş, binlercesini yaralamıştır. Tüm bunlar şunu göstermektedir ki bunların gayesi kanlı bir şekilde iktidara gelerek demokrasiyi askıya almak ve kendi çıkarları uğruna antidemokratik bir rejim oluşturmaktır. 15 Temmuz, Türkiye tarihine kadar bir leke olarak geçtiği gibi aynı zamanda demokrasi zaferinin, birlik ve beraberliğin aydınlandığı bir milat olarak da kaydedilmelidir. Türkiye tarihinde ilk defa bu kadar bilinçli bir kalabalık, demokrasi için sokaklara inerek darbeye karşı durmuştur. Cummhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere, Başbakanımız Sayın Binali Yıldırım, hükümetimiz, muhalefet partileri, milletvekillerimiz, silahlı kuvvetlerimiz, emniyet mensuplarımız, yöneticilerimiz ve hasseten aziz milletimiz darbeye karşı ayaklanarak hep bir ağızdan demokrasi duasına ortak olmuşlardır. 15 Temmuz, hangi dine, ırka, mezhebe mensup olursa olsun milletin yekvücut olarak bir araya geldiği yegane bir gün olarak da tarihe geçecektir. Bu uzun gecenin sabahında aydınlanan demokrasi olmuştur. Kanaatimizce bu gün, Demokrasi Bayramı olarak tarihe kaydedilmelidir. Bu vesile ile Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere demokrasiye sahip çıkan herkese şükranlarımızı sunuyoruz. Bu alçakça eyleme sebep olan ve yapan kim olursa olsun en ağır şekilde tecziye edilmelerini istiyoruz. Özellikle aziz milletimizin sağduyusu ve irfanı karşısında saygıyla eğiliyoruz. Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sahip çıkan milletvekillerimize, ilk andan itibaren kritik açıklamalar yaparak darbeye karşı duran kuvvet komutanlarımıza, darbeyi engellemede emeği olan herkese, Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nin saygıdeğer mensuplarına ve aziz Van halkına teşekkür ediyoruz” denildi.