Zor günlere doğru...

Tarihi yineleyerek yaşamak çok kötü... Tarihten, ders alınarak yaşanırsa yaşam anlam kazanır. Doğru yolu bulur, ilerlersiniz ancak... Yoksa, tarihi hiç dikkate almazsanız, o zaman olduğunuz yerde aynı olayları yaşar durur, kısır bir döngüye düşersiniz.

Tarihi yineleyerek yaşamak çok kötü... Tarihten, ders alınarak yaşanırsa yaşam anlam kazanır. Doğru yolu bulur, ilerlersiniz ancak... Yoksa, tarihi hiç dikkate almazsanız, o zaman olduğunuz yerde; aynı olayları yaşar durur, kısır bir döngüye düşersiniz.

Kişisel olsun, toplumsal olsun, bu gerçek değişmez.

"Tarih tekerrür etti" derler. Tabii ki eder, siz tarihten ders çıkarmaz/almazsanız, bu olguyu yaşar durursunuz.

1974'te Kıbrıs'ı Yunanistan'a ilhak/katmak isteyen EOKA'cıların adada terör estirdiği günlerden başlayan, Türkiye'yi"dış çembere" almak isteyen bir kalleş Batı ile karşı karşıyız.

DP Lideri Adnan Menderes'in büyük çabalarıyla, hatta ölümün eşiğine geldiği Londra uçak kazasına rağmen, Kıbrıs'a getirmeye çalıştığı barış ortamını kısmen sağladıktan sonra bile Yunanistan'ın bu ada üzerindeki enosis/ilhak isteği bitmedi; bugün bile devam ediyor.

Batı, o zamanlar ve bugün Kıbrıs Yunanistan'ın olsun istiyor.

Çoğu insanımız o günleri yaşamadıkları için yazmak durumundayım: Türkiye'nin "Kıbrıs Davası"nı ülke gündemine getiren/kazandıran Hürriyet gazetesinin -o zamanki- sahibi Sedat Simavi oldu. Gazeteci Hikmet Bil'i sadece Kıbrıs'taki olaylar/gelişmeler üzerine yoğunlaştırdı, kendisi de ateşli başmakaleler yazarak Kıbrıs'ı Türkiye gündemine kazandırdı. Her tarafta, her yerde "Kıbrıs Türk'tür, Türk kalacak" sloganı mitinglerde haykırılıyor, afiş/pankart olup caddelere/sokaklara asılıyordu.

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Bakmadan Geçme