Anneleri dinleyin, anlayın!
Annelerin ortak acıları, kıyaslanamaz, yarıştırılamaz. Şehit Anneleri de, Cumartesi Anneleri de, Diyarbakır Anneleri de saygıdeğerdir. Annelerin çığlığı duyulmalı.
Anne kavramı tüm dinlerde, tüm ırklarda kutsal kabul edilmiştir. Doğanın üretkenliğini sembolize eden "tabiat ana", yaşadığımız toprakların değerine vurgu yapan "ana vatan" yakıştırmaları, "Cennet annelerin ayakları altındadır" mealindeki hadisin özü anneliğin yüceliğinden gelir.
İnsanlar gibi hayvanların da annelik içgüdüleri vardır. Tüm anneler, yavrularını korumak için bütün enerjilerini harcarlar. Ölen çocuğunun derin acısıyla yanıp küle dönen anne de, çocuğundan haber alamadığı için sürekli gözü kapıda, yolda olan anne de yemeyi içmeyi ve gülmeyi kendisine haram eder. Yabancılardaki "çocuklarını koruma uğruna hayvana dönüşmek" sözü bu anlamda manidardır. Dolaysısıyla annelik duygusu her canlı için eşdeğerdir.
2014 yılında Karaman Ermenek'teki maden ocağında mahsur kalan 18 işçiden biri olan Tezcan Gökçe'nin annesinin, 'Oğlum yüzme de bilmezdi, suyun içinde ne yaptı?' diyerek gözyaşı döken 75 yaşındaki annesi Ayşe Gökçe'nin yürek burkan feryadı da… Bu yıl Nisan ayında Şanlıurfa'nın Bozova ilçesinde bir ineğin yıldırım çarpması sonucu ölen yavrusunu sürükleyerek gömmeye götüren traktörün arkasından koşan ineğin bağırması da anneliğin sesidir.
Acılı anneler aynı ateşle yanıyorlar, aynı duygularla gözyaşı döküyorlar. Annelerin ortak acıları, kıyaslanamaz, yarıştırılamaz. Şehit Anneleri de, Cumartesi Anneleri de, Diyarbakır Anneleri de saygıdeğerdir.