Lügatte "tanıma" manasına gelen arefe, Kurban bayramının bir gün öncesi olan Zilhicce ayının dokuzuncu günüdür. Başka günlere ve Ramazan bayramından önceki güne arefe denmez. Haccın iki rüknünden biri olan vakfe bugünde yapılır. Arefe günü Arafat'ta, öğle namazının farzı ile ikindi namazının farzı öğle vaktinde peş peşe kılınır (cem-i takdim). Arefe günü güneş batınca hacılar Arafat'tan Müzdelife'ye hareket ederler. Arefe günü, Arafat'ta hacılar, vakitlerini dua, namaz, zikir, tesbih, va'z dinleme, Kur'ân okuma vb. ibadetlerle geçirirler. Peygamberimiz (a.s.) "Allah'ın, arefe günü mü'minlerin günahlarını bağışlayacağını umarım" demiştir (Müslim, Sıyâm, 1162). Ülkemizde ise Ramazan Bayramının öncesindeki güne de arefe günü denilmektedir. Ancak aslolan Kurban Bayramının bir önceki günüdür. Terviye ise, arefe gününden bir önceki güne denir. Terviye günü oruç tutmak çok faziletlidir. Allah Teala, terviye günü oruç tutan ve günah söylemeyen Müslümanı elbettte cennete koyar, buyrulmuştur. (Ramuz). Arefe ise terviye gününün sonrası ve bayramdan önceki gündür. Peygamberimiz (s.a.v) "Arefe gününe hürmet ediniz!Çünkü Arefe, Allahü Teâlânın kıymet verdiği bir gündür." (Hadîs-i şerîf-Riyâd-un-Nâsihîn).
Ancak bizlerde her nekadar gerçekte Ramazan bayramından önceki güne arefe denmez dediysek yine bu günü mübarek bir gün bilerek ve özellikle Ramazanın son gününü hayırla yad etmek, ibadetlerle geçirmek, dua etmek ve kabir ziyaretlerinden bulunmak çok daha güzel olacaktır. Çünkü Mübarek bir ayı uğurlamanın hüznü içerisinde yine bir yıl sonraki Ramazana sağlık, sıhhat ve selametle kavuşmak arzusu içinde dua etmek güzel bir gün ve güzel bir an olsa gerek. Mevlamızın vermiş olduğu emir gereği bir ay boyunca ağzımızı, dilimizi, gözümüzü ve en güzeli nefsimizi, bütün günahlara, karşı kapalı bir konuma getirmek; Ramazan ayı dışında da böyle davranmaya ahdetmek, bu mübarek son gündede bunu da dillendirmek o günün güzelliğinden ve mübarekliğindendir. Artık sabır ve metanet ibadetinin en güzelinin sergilendiği bu günde, bizler bu imtihanı başarı ile tamamlamanın verdiği sevinçle bayrama kavuşmak, doyasıya bütün güzellikleri yaşamak ve zorluk sonrası mükafatlandırılmaktır.
Bu müslümanlar için çok mubarek günde oruç tutmak, dua etmek, ve bol bol ihlas suresini okumak ve daha baska bir çok ibadetleri yerine getirmek, hadis-i şerîflerde tavsiye ediliyor. Bunun yanı sıra, Arefe günü sabah namazından, Kurban bayramının dördüncü günü ikindi namazına kadar, 23 farz namazın bitiminde selam verince, teşrik tekbiri okumak vacibdir. Teşrik tekbiri, (Allahü ekber, Allahü ekber, La ilahe illallahü, Vallahü ekber, Allahü ekber ve lillahil-hamd) cümlesidir.
Tanıma manasına geldiğini söylediğimiz arefe, bu mübarek Ramazan ayında idraki içersinde olduğumuz bir çok güzel hasleti ve ibadetin son gün muhasebesini yapmak gayesi ile; Allah (c.c) bilmek ve tanımak, nefsin isteklerine gen vurarak, sadece verilen emri tanımak, fakiri ve düşkünü tanımak, sıkıntı, bela ve musibetlere düçar olanların sabrını tanımak, Allah uğrunda infak etmeyi ve bu uğurda harcamayı tanımak ve en önemlisi kendi nefsimizi tanımaktır. Bunları topyekün tanımak, tanışmak ve bunlarla bir ömür boyu dostane yaşamaktır arefe. Asıl gaye ise; sevap hanemize birşeyler eklemektir. "O gün amellerin tartılması da haktır. Kimlerin sevabı ağır basarsa, işte onlar kurtuluşa erenlerdir." (Araf/ 8) ayeti kerimenin gereğini yerine getirmektir.
Bu duygu ve düşüncelerle tekrar tüm ümmeti alemin arefe gününü kutlar hayırlara vesile olmasını niyaz ederim.
Selam ve dua ile...