Arşiv Vesikalarıyla Ermeni Mezalimi ve Ermeniler
Değerli okurlar Ermeni meselesi ülkemizde ve dünya gündeminde yer almaya devam ediyor. Bu meselenin odağında olan illerden biri de Van'ımızdır. Çünkü Van bu meseleden ötürü en kanlı olayların yaşandığı ve en büyük yıkımın olduğu ildir. İlimizde bu yıkımın ve kayıpların izlerini bugün de görmek mümkündür. Yukarıda adını verdiğim kitap bu tarihi olayları okuyucuya en iyi izah eden kitaplardan biridir. Konuyu arşiv belgelerine dayalı olarak okuyucunun bilgisine sunmaktadır.
Değerli okurlar; Ermeni meselesi ülkemizde ve dünya gündeminde yer almaya devam ediyor. Bu meselenin odağında olan illerden biri de Van'ımızdır. Çünkü Van bu meseleden ötürü en kanlı olayların yaşandığı ve en büyük yıkımın olduğu ildir. İlimizde bu yıkımın ve kayıpların izlerini bugün de görmek mümkündür. Yukarıda adını verdiğim kitap bu tarihi olayları okuyucuya en iyi izah eden kitaplardan biridir. Konuyu arşiv belgelerine dayalı olarak okuyucunun bilgisine sunmaktadır.
Kitap Ermeni meselesinin sebep ve sonuçlarını, ilimiz, ülkemiz ve diğer ülkelerde nasıl ortaya çıktığını, nelerin yaşandığını, yaşananların taraflarca nasıl anlaşıldığını ve yorumlandığını çok detaylı olarak anlatıyor. Emperyalist devletlerin kendi gayeleri uğruna Ermeni komitacılar aracılığı ile Ermeni halkını nasıl istismar ettiğini, bu istismarın sonucunda hem Ermeni halkının hem de Müslüman ahalinin ne kadar acılar yaşadıklarını belgelere dayalı olarak okuyucunun bilgisine sunuyor.
Kitabı okuyunca Anadolu'nun batısında Yunan, doğusunda Ermeni işgalinin birbiri ile bağlantılarına şahit olacaksınız. Birinci Dünya Harbinin sebep ve sonuçlarını daha iyi kavrayacak ve Osmanlıyı yutmak için emperyalist devletlerin kendi aralarında nasıl paslaştıklarına vakıf olacaksınız. Ülkemizde kurtuluş mücadelesinin ve cumhuriyete giden yolun gerekliliğini müşahede edeceksiniz. Hepsinden önemlisi bugün de benzer planların uygulandığını, birlik ve beraberliğimizi bozmadan güçlü olmamız gerektiğini fark edeceksiniz.
Kitabın yazarı Mehmed Hocaoğlu Ermeni olaylarını ve Rus işgalini bizzat yaşayarak şahit olmuş bir büyüğümüzdür. Kendi yaşadıklarını da kitabında şöyle anlatıyor;"Bayburt'un Erikdibi köyünde dünyaya geldim. Rusların Bayburt'u işgali sırasında altı yaşının içerisinde küçük bir çocuktum. Fakat o acı günleri dünkü gibi çok iyi hatırlıyorum. Sıcak bir yaz günü köyde göç hazırlıkları başladı. Öküz arabasına yatak, kapkacaklar yükleniyordu. Babam sabahleyin bütün tavuklarımızı kesti, annemde kızarttı, tandırda ekmekte yaptı, birlikte arabayı da yüklediler. Ayaklarımıza yeni çarıklar geçirdik, yatsıdan sonra ay ışığında yola çıkacaktık. Evet, bu gece doğup büyüdüğümüz toprakları bir daha görmemek üzere terke hazırlanıyorduk. Akşam karanlığının başlaması ile köyümüze ancak on dakika uzak olan Kuşluk Dağının üzerinde ışıkların yandığı görüldü. Köyde bir kaynaşma başladı. Bu ışıklar neyin nesi? Az sonra anlaşıldı. Rus askerinin yaktığı ocakların ışıkları… Göç yolunun gündüzden Ruslar tarafından kesildiği, askerlerimizin iki saat kadar uzağa çekildiği haberi geldi. Göçmenin mümkün olmadığı anlaşılınca arabalardaki yükler tekrar yerlerine konuldu. Şaşkınlık, korku, telaş ve üzüntü ile geçen bir gece… Sabah oldu. Güneşin çıkmasıyla karınca misali Rus askerinin köye doğru ilerlediği görüldü. Rus işgali başlamıştı."diyor…