Artık yeni bir Türkiye'deyiz…

31 Mart seçimleri üzerinden altı gün geçti. Hemen hemen herkes sonuçlar üzerinde değerlendirmelerde bulundu. Bütün bunları da göz önüne alarak şu saptamalarda bulunabiliriz:

31 Mart seçimleri üzerinden altı gün geçti. Hemen hemen herkes sonuçlar üzerinde değerlendirmelerde bulundu. Bütün bunları da göz önüne alarak şu saptamalarda bulunabiliriz:

 

Halkın birlik isteği

1. Seçim tam bir barış ve hoşgörü ortamında gerçekleşti. Halkımız Türkiye'nin her tarafında istisnasız bütün siyasi Partileri nezaketle karşıladı, başarı dilekleriyle uğurladı. Yani halkımız ne Cumhur İttifakı'nın kutuplaştırıcı diline, ne de CHP-İyi Parti ve HDP'nin Erdoğan düşmanlığı üzerine oturtulmuş siyasetine itibar etmedi. Birliği ve huzuru istediğini, seçim kampanyasındaki hoşgörüsüyle gösterdi.

 

Elbette bu durumun gerçekleşmesi, son dört yıldır FETÖ ve PKK başta olmak üzere terör örgütlerine karşı verilen mücadele ve bu konuda elde edilen başarının sonucudur. 2019'da sandığın üzerinden PKK silahının gölgesi kalktı, dinci ve bölücü terör örgütlerinin katliamları esas olarak son buldu ve seçimlerin barış ortamında gerçekleşmesi mümkün oldu. Yıllar sonra Malatya'daki bir tane münferit şiddet olayı dışında hiçbir çatışmanın olmadığı bir seçim yaşandı.

 

AK Parti'ye verilen ders

2. AK Parti, izlediği ekonomi politikasının faturasını ağır bir şekilde ödemiş görünüyor. Cumhur İttifakı, beşi büyük şehir olmak üzere toplam olarak 10 belediyesini kaybetti. Burada önemli olan büyükşehirlerdeki seçmen tercihidir. Ankara, İstanbul, Adana, Mersin ve Antalya'da Cumhur ittifakının kaybetmesi, Türkiye'nin en büyük nüfusunu barındıran sanayi merkezlerinin, izlenen ekonomi politikasına kırmızı kart göstermesi olarak okunmalıdır. Sanayi merkezlerindeki bu değişim yeni değildir. 2017 yılındaki Cumhurbaşkanlığı referandumunda ve 2018 Haziran seçimlerinde de söz konusu şehirler, iktidarın izlediği politikaya tepkilerini ortaya koymuşlardı.

 

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ...

Bakmadan Geçme