Tarihinden kopuk yaşayan toplumlar, gelişmek ve ilerlemek için gerekli olan gücü ve morali kendinde bulmakta zorlanır.
Hikâyesi başsız ve geçmişinden kopmuş bir insanın ya da insanların hali ne olacak?
Başı olmayan hikâye ile yaşamak isteyenlerin hali ne olacak?
Hayat hikâyesini,insanlık tarihinden başlatanlar ile kendi ideolojik tarihinden başlatanların veya hayat hikâyeleri başsız olanların kavgası değil mi?
Hayatımızı insanlarla yaşıyoruz ama değişik sebeplerden dolayı insanlardan sıkıntılar çekiyoruz. Yok yere, dolu yere, boş yere illa bir şekilde kızacak bir şey buluyoruz.
Ne düşünürsek, düşünelim. Her zaman haklı olan bizizdir. Bu iki taraf içinde aynıdır. Ortada haksız bulunmadığı için, kavga bitmez. Sadece tepki verir, mantığımıza fırsat bile veremeyiz.
Kızdığımız, kavga ettiğimiz, beğenmediğimiz insanlar bazen bizim aynamızdır.
Haklılığımızı ise dinle, sözle, hal ve şekille anlatmaya çalışırız.
Kendi mahkememizi kurar, adam, fazlasını 'hak etmişti kardeşim' deriz.
İnançlı olduğumuzu ifade eder, 'dinsizin hakkından imansız gelir' deriz.
Akıllı olduğumuzu söyler, 'Akılsızlık başına bela oldu' deriz.
Öyle yapmasaydı yahu.
Ahlaklı olsaydı.
Haksızlık yapmasaydı.
Doğru yolu bulsaydı….
Bu mahkeme böyle sürer gider….
Peki ya biz?
Her yaptığımız doğru mudur?
Bunlar sadece birlikte yaşadığımız insanlarla anlaşamamanın kaçamak cevaplarıdır. Bir nevi yapılmış ve yaşanmışların kendimizi mutlu etmenin küçük yolları. Daha sonra sakin düşünmeye başladığımızda, yanlış yaptığımızı ve bize yanlış yapanlardan farkımız olmadığını hemen görebiliyoruz. Fakat iş işten geçmiştir.
Günlük hayatta kazanmak isteyen, başarılı olmayı hedefleyenler, farkını ortaya koymak isteyenler, yanlışa karşı yanlış yapmayanlardır. Onlar zor, fakat doğru olanı yapar ve yanlışa karşı bile doğru davranabilirler.
Yanlışa karşı yanlış yapanların ise, ellerinde bir şey kalmamıştır. Kalan şeyler varsa bile değersizdir.
Herkes kendi içine dönüp bir baksa, her şey çok daha farklı olabilir. Ancak, maalesef bencillik o kadar almış başını gitmiş bir durumdaki içimizde, kendimize hiç bir şekilde toz kondurmayan bir mekanizma var sanki.
"Her zaman kendimi mutlu hissederim. Neden biliyor musunuz? Çünkü kimseden bir şey ummam. Beklentiler her zaman yaralar." William Shakespeare
Sevgiyle ilerleyin…